MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, 7 Ocak'ta Fransa'da meydana gelen terörist saldırıların, terörü yeniden dünyanın gündemine taşıdığını, bu olayla, terörizmin lanetli yüzünün çok iyi tanınması gereğinin bir kere daha ortaya çıktığını söyledi.
Kimden gelirse gelsin terörün utanç verici eylem, insanlık dışı eğilim, aşağılık ve iğrenç bir yöntem olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Hemfikir olmamız gereken yalın gerçek şudur: Fransa'da bir mizah dergisine düzenlenen ve arkasından bir markette rehin alınanların ölümüyle sonuçlanan menfur suikast zinciri kuşku yok ki insanlık suçudur. Bu terör eylemine kurban giden 17 kişi taraflı tarafsız herkes tarafından sahiplenilmiş, teröristler şiddetle telin edilmiştir. İnandığımız bir şey varsa o da şudur: Hiçbir gerekçe, hiçbir gaye sivil ve masum insanların hunharca öldürülmesini haklı ve meşru çıkaramayacaktır. Öncelikle bu gerçeğin açık bir şekilde anlaşılması ve herkesçe ama diye başlayan cümlelere sığınılmadan kabul edilmesi lazımdır."
Bahçeli, teröristlerin katil, kan döken insanlık artıkları olduğunu belirterek, Fransa'daki terör dehşetine karşı insanlığın ortak tepki göstermesi ve bu ülkede yüzbinlerin teröre karşı cephe almasının uluslararası toplumun bilinçlenmesi için son derece yararlı olacağını kaydetti.
"Eğer bir toplumda, hatta uluslararası alanda, teröristi 'siyasi mücadele' yürüten birisi olarak görme eğilimi varsa, bu durum hastalıklı, marazi tiplerin teröre yönelmelerini sağlayacaktır. Bu da, bir nevi terörü teşvik ederek ödüllendirmek ve taltif etmek anlamına gelmektedir" ifadesini kullanan Bahçeli, bugüne kadar değişik terör hareketleri karşısında takınılan tavrın, genellikle teröristleri cesaretlendirdiğini, bu gerçeğin herkes tarafından bilindiğini vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
Çağrı yaptı
"Şu da var ki, kan sadece Paris’te akmamıştır. Ölümler sadece Paris’te yaşanmamıştır. Teröristler sadece Avrupa'da boy göstermemiştir. Türkiye on yıllardır terörün acı ve kahredici yüzüyle boğuşmaktadır. Ortadoğu, teröristlerin üreme bölgesi, küresel jeopolitik ve jeostratejik planlara müzahir şekilde kullanılan kaos coğrafyasıdır. Komşu ülkelerde hangi taşı kaldırsak altından ya bir tarihi hesap, ya bir paylaşım kavgası ya da etnik ve mezhep gerilimi üzerine tuzaklanmış anlaşmazlık hali çıkmaktadır. Böylesi bir belirsizlik ikliminde, böylesi sisli ve sinsi ortamda kimi zaman selefi, kimi zaman bölücü, kimi zaman farklı nitelikteki terör örgütleri yaşama imkanı bulmuşlardır. Bugüne kadar terör imalatçısı ülkeler, terör baronu çevreler özellikle Türk-İslam dünyasına maşaları aracılığıyla ölüm yağdırmış, ölüm saçmıştır. Fransa'da katledilen 17 kişiye elbette üzülelim, elbette bu acıyı paylaşalım. Zira insani vecibe ve ödevler bunu şart koşmaktadır. Ama aynı duyarlılığı, aynı vicdani tutumu; Avrupalı liderlerden, Avrupa halklarından Kerkük için beklemek, Musul için istemek, Gazze, Şam, Bağdat, Trablus, Sana, Mogadişu için talep etmek de en doğal hakkımızdır. 7 Ocak'ta Fransa'da vuku bulan kanlı döngüye karşı 11 Ocak'ta Paris Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan başta birçok ülke ve devlet başkanıyla birlikte insanlık, benzer hassasiyeti Türk ve Müslüman için de sergileyebilecek erdemi gösterebilmelidir."