Türkiye’yi sarsan yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını yürüten Cumhuriyet savcılarından Muammer Aktaş dün görevden alındı. Akkaş, soruşturma dosyasının içerisinde yer alan arama, elkoyma ve gözaltı gibi konularda baskılarla karşılaştığını iddia etti. Başsavcı Turan Çolakkadı ise iddiaları reddetti ve “yarın bilgi vereceğim' diye söz verip, soruşturmayı medyaya aktarırsa bunun amacı ne?” diye sordu. Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş, görev yaptığı Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda basın mensuplarının toplandığı protokol kapısına gelerek, yazılı açıklamasını dağıttı.
Açıklamasına, "Tarafımca yürütülen soruşturmada karşılaştığım baskılar nedeniyle açıklama yapma zarureti hasıl olmuştur" ifadesiyle başlayan Akkaş, uzun süredir, içinde kamuoyu tarafından yakından tanınan kişilerle bir kısım kamu görevlileri hakkında önemli iddiaların bulunduğu, çıkar amaçlı suç örgütü kapsamında, ihaleye fesat karıştırma, rüşvet, nüfuz ticareti, sahtecilik, tehdit, 2863 sayılı yasaya muhalefet gibi suçlara ilişkin bir soruşturma yürüttüğünü belirtti.
“Başsavcımı bilgilendirdim” Kanunun emri gereği gizli olarak yürütülmesi gereken soruşturmanın deşifre edilip basına yansımaya başlaması ve delillerin karartılmasına yönelik olarak önlem alındığını tespit ettiğini ve bunun üzerine harekete geçmeden önce dosyayı, 24 Aralık günü İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı ve Başsavcı vekili Oktay Erdoğan'a ayrıntılı bir şekilde ilettiğini aktaran Akkaş, şunları kaydetti:
“Mahkeme kararları yerine getirilmedi” "Suçlarla ilgili delillerin karartılmadan bir an önce toplanabilmesi için nöbetçi hakimlikten soruşturma ile ilgili alınan arama ve elkoyma kararları ile gözaltına alma kararını dün (önceki)sabah itibarıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğüne, gereğinin yerine getirilmesi için gönderdim.
Bilahare basın yayın organlarında ve internet sitelerinde gözaltına alınacak bazı isimlerin yer aldığını ve delillerin karartılmaya başladığını tespit ettim. Aynı gün saat 19.00 sıralarında operasyonda görev alacak şube müdürleri ile adliye binasında yaptığım görüşmeye rağmen mahkeme kararının ve gözaltına alma kararının yerine getirilmediğini belirledim.
“Sorumluluk Başsavcı ve Başsavcıvekilindedir” Bugün (dün) itibarıyla bu soruşturma dosyasının, içerisinde yer alan arama, elkoyma ve gözaltı kararları ile birlikte gerekçe gösterilmeden uhdemden alındığını öğrendim. Bundan sonra sorumluluk İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ve Başsavcıvekilindedir. Tüm meslektaşlarım ve kamuoyu bilmelidir ki; bir Cumhuriyet Savcısı olarak soruşturma yapmam engellenmiştir.
“Sıralı amirler suç Sahabet işlemiştir” Dolayısıyla hem Başsavcılık üzerinden hem de yargılama kararlarını uygulama durumunda olan adli kolluk üzerinden yargıya açıkça baskı yapılmış ve mahkeme kararlarının uygulanması önlenmiştir. Mahkeme kararlarını uygulamayarak sıralı amirler suç işlemiştir. Şüphelilerin önlem alması, kaçması ve delil karartmasına imkan verilmiştir."
“Yargı bağımsızlığına sahip çıksınlar” Savcı Muammer Akkaş, devletin üç temel erkinden biri olan, bağımsız ve tarafsız bir şekilde görev yapması beklenen yargı erkinin bir mensubu olarak kendilerinden beklenenin, mevzuatın kendilerine verdiği yetki çerçevesinde işlenen suçlar ve suç işleyenler hakkında gereğinin yapılması olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Görevimiz, baskılardan korkarak ve çekinerek milletin hukukunu çiğnetmek değil, milletimizin hukukunu koruma yolunda görevimizi hakkıyla yerine getirmeye çalışmaktır. Bu zorlu süreçte, en başta meslek büyüklerimiz olmak üzere bütün hukuk camiasından yargı bağımsızlığına sahip çıkmalarını bekliyorum.''
Başsavcı: “Savcılar rastgele soruşturma başlatamaz”
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı, da Savcı Muammer Akkaş’ın açıklamalarının ardından bir basın açıklaması yaptı. Çolakkadı, savcının gizliliğe uymadığını, elindeki bilgileri medyaya sızdırdığını ima etti.
"Talimatı uyguladık" diyen Başsavcı, "Savcılar rastgele soruşturma başlatıp, bitiremez" dedi. Sizlere savcımız tarafından bir kağıtla yalan yanlış bilgiler verildi. İşin esasını anlatmak mecburiyetinde kaldık.
Dün (önceki gün) sizlere yazılı bir basın açıklaması vermiştik. Orada şöyle demiştik;
Başsavcıların savcılar üzerinde denetim ve gözetim yetkisi vardır. Soruşturmaları başsavcılar ya da yetki verdiği vekiller yaparlar. Başsavcılığımız 200 kadar savcıyı bünyesinde barındırıyor. Bu 200 savcı rastgele soruşturma başlatıp, bitirmez. Bir iş bölümü içersinde çalışıyoruz. Çalışma talimatımız var, bu talimat yıllardan beri yürürlükte.
Zaman zaman değişiklikler yapılır, kitapçıklarla dağıtılır. Orada şöyle deniyor:
“5 savcı yanlış yapacak da tek savcı mı doğru yapacak?” Cumhuriyet savcılar önemli olayları derhal en kısa süreyle hatta çok önemliyse faksla, telefonla başsavcıya veya başsavcı vekiline bildirir. Böyle bir şey olmazsa kaos olur. Bırakalım faksla telefonla bildirmeyi 2 yıldır hiçbir bilgi verilmeden devam ediyor. Bilen gören yok.
Bizim talimatımızda diyor ki 'Soruşturmanın hukuka uygun olması için gizliliğe riayet edilecek' Buna riayet etmeyen, elindeki soruşturma bilgilerini medyaya aktaranların soruşturması başka savcılara verilir. Biz yüzlerce evrakı alır başkasına verebiliriz. Bu yeni bir uygulama değil. Bir başsavcı vekilimiz, 5 savcımız inceliyor. Yani bu 5 savcı yanlış yapacak da tek savcı mı doğru yapacak?
Bu gibi durumlar başsavcıya bildirilecek, yönetmelik bunu zorunlu hale getirdi.
“Savcı medya gücüyle çalışır mı?” Salı günü soruşturma savcımızla konuştuk. Böyle bir dosyası olduğunu anlattı bize. Vekiliyle beraber geldi, vekilin de haberi yok.
Bir kısmı İzmir’de bir kısmı başka şehirlerde, TMK görevine gören bir suç yok. Şimdi cebir ve şiddet yok ise TMK organize suçlara da bakmaz. Dedim ki dosyayı iyice, başsavcı vekilimizle okuyun, kapsamlı bana bilgi verin. Eksiğimiz olmasın fazlamız olmasın. Anlaştık, yarın bilgi veririz diye gittiler. Ama sabahleyin geldik ki olay medyada. Yani dün. Dün akşama kadar bu olay medyadaydı. Bunun üzerine bir de basın açıklaması yaptık. Gizlice hemen emniyete medyaya intikal ettiriliyor
“GEREĞİ YAPILACAK”
Medyanın gücüyle savcı çalışır mı? Soruşturmayı medyaya aktarmak suç değil mi?
35 seneden fazla bu meslekteyim, kimseden emir almam. Terör mahkemelerinde çalışmış bir savcıyım. Benim tüm amacım, hukuk uygulansın, soruşturmalar adalet adına yürüsün.
Her şeyi gizlice medyaya aktarıyorsa bunun amacı ne?
Hiçbir şey karartılamaz. Kim olursa olsun, adalet neyi gerektiriyorsa, gereği yapılacaktır.