Başbakan Davutoğlu, Şanlıurfa'da bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Davutoğlu, buradaki konuşmasında ne zaman ülkenin şu veya bu şekilde bir yarası sarılmaya başlansa bunun bir şekilde sabote edildiğini ifade etti.
Başbakan Davutoğlu, 6-7 Ekim olaylarının ardından çözüm sürecindeki kararlılığı bir kez daha gösterdiklerini belirterek, "Arkasından Akil İnsanlar Heyeti ile bir araya geldik. Bundan sonra sadece Akil İnsanlar Heyeti olarak değil. Nereye gidersem çözüm süreci bağlamında istişare toplantıları, masaları oluşturacağız ve çözüm sürecine bir ivme katabilmek için toplumsal kesimleri temsil gücüne sahip bütün kamuoyu önderleriyle, sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geleceğiz. İlk uygulamasını da bugün yapıyoruz" dedi.
6-7 Ekim'de bir türbülans yaşandığını, şimdi herkesin bundan ders çıkarmasının gerektiğini belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Birinci önemli ders, tekrar çözüm sürecinin psikolojik ortamını tahkim etmek durumundayız, psikolojik zemini güçlendirmek durumundayız. Açık söyleyeyim, sizler bölgede çok güçlü toplumsal temeli olan kuruluşlarsınız. 6-7 Ekim olayı hükümet açısından da birçok kesim açısından da bir iyi niyet ve irade konusunda tereddüt doğurmuştur.
Niyet demokratik sistem içinde hakları teminat altına alacak ve herkesin haklarını korurken hiçbir kesimin etnik ve mezhebi ayrıma tutulmadan eşit vatandaşlık haklarından istifade etmesini sağlayacak barışçıl, çoğulcu bir istişare ve siyasi süreç yürütmek ve sonunda buna ulaşmak mı, demokratik anlamda daha sağlam bir zemine ulaşmak mı yoksa çözüm sürecinin getirdiği psikolojik ortamı kullanarak alanda defakto bir durum yaratmak mı?
1 Ekim'de Sayın Demirtaş ile yaptığımız görüşmede, çok berrak bir şekilde, beraber çok ciddi bir yol alacağız diye düşünürken, 1 hafta sonra yaşadığımız olaylar üzerine bu soruyu sorma ihtiyacı hissettik. Bazı uygulamalara baktığımızda maalesef ikinci kanaatin belli yerlerde ağırlık taşımaya başladığını gördük. Yani mesele biran önce demokrasiyi evrimleştirerek bir çözüme ulaşmak değil, defakto güç alanları oluşturmak.