Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ziyaret eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 7 Mayıs'ta da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi TBMM'de ziyaret etti. Öncesinde DEM Parti'yi de Genel Merkez'de kabul eden Özel, Erdoğan'ın "siyasette yumuşama", Külliye'nin ise "Türkiye '100. Yıl Uzlaşması" dönemi olarak ifade ettiği yeni süreçte, Türkiye siyasetinde "diyalog zemini" oluşturmayı amaç edindiğini söylüyor.
Yeni anayasa tartışmalarının alevlendiği dönemde diyalog zemini için görüşme trafiğini sürdüren Özel'in çantasında, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararları, tutuklu generaller, Gezi davası, emekli maaşları, asgari ücret, belediyelerin borçları, seçim sonuçları gibi konular yer alıyor.
CHP Genel Merkezi'ndeki HaberTürk canlı yayınında da önemli değerlendirmelerde bulunan Özel'in konuşmasından satır başları şöyle:
"CHP'de yeni bir dönem başladı. Bu dönem mücadelenin en sert verileceği dönem. 18 Mayıs'ta yani Gençlik Bayramı'ndan bir gün önce yeni müfredata karşı çıkanları, atanamayan öğretmenleri ve herkesi mitinge davet ettik. Yine emekliler ile de miting yapacağız. Bu tür tematik mitingler sürecek. CHP halkın gündeminde olmayan hiçbir gündemin peşine takılmayacak. Bu mücadele sadece miting meydanında ya da Meclis kürsüsünde olmuyor. Bunun bir de müzakere tarafı var. 31 Mart seçimlerine giderken neler neler dediler... Dem'leniyor dediler, teröristlerle iş birliği yapıyorlar dediler ve hatta bazen dost ateşi açıldı. Hiçbir şey demedik...
"Yumuşama lafını doğru bulmuyorum"
Yumuşama lafını doğru bulmuyorum. Normalleşme. Bahçeli ile görüştüm. Bütün gazeteler '7 yıl sonra ilk temas yazmış' fakat bu yanlış. Dünyanın hiçbir yerinde, gerçek demokrasilerde el sıkışmayan parti liderleri olmaz. Eskiden de el sıkışılmazdı ve darbeciler el ovuşturdu onların o halini görünce.
"Bizden öyle A Haber'in dediği gibi vatan haini çıkmaz"
Son bir ayda devletle ilgili iki şey söyledim. Birincisi seçim sonuçlarının değerlendirilmesine dair. Devlet ile millet kazanırsa millet kazanır. Birileri bu seçimde devlet ile milleti yarıştırdı. Türk insanı devletini sever, ben de severim. Devletine laf söyletmez, ben de söyletmem. Azerbaycan’la arası kötü olan bir ana muhalefet partisi olmaz. Benim annem ve babam emekli. Benim kursağımdan geçen her şey devletten gelmiştir. Bizden öyle A Haber'in dediği gibi vatan haini çıkmaz. Devlet geleneği başka bir şey.
"Scholz'e ilettiğim mesaj…"
Bu detayı ilk kez burada açıklıyorum. Cumhurbaşkanı ile görüşmede dış temaslarla ilgili dosya sundum. Filistin ile ilgili yazdığım mektup ve buralardaki konuşmalarımı sayın cumhurbaşkanına verdim. Ayrıca dedim ki devlet geleneğini terk ettik. Benim yurtdışına gitmeden önce Dışişleri'nden brifing almam lazım. O ülkeyle ilişkimiz nasıl ve ne yapmam lazım? Kıbrıs meselesinde Türkiye'nin geldiği tüm noktayı bilemeyiz ki eskisi gibi bilgilendirme de yapılmıyor. Dönüşte de bizim bilgi vermemiz lazım. Benim Almanya'da Scholz'e ilettiğim mesaj ve cevabını Türkiye dış politikası için değeri var. Bunları cumhurbaşkanına söyledim. Onun cevaplarını söylemek nezaketsizlik ama burada pozitif bir yaklaşım olduğu için bunu söyleyeceğim. 'İhtiyaç durumunda brifing versinler ve gerekli bilgilendirme sağlansın' dedi.