Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi'nde gayrimüslim azınlık cemaatlerinin temsilcileri ile bir araya geldiği yemekte yaptığı konuşmada, Müslümanların Mevlit Kandili'ni tebrik ederken, geçen hafta Katolik cemaatinin Noel Bayramı ile Musevi cemaatinin Hanuka Bayramı'nın kutlandığını hatırlattı ve gelecek hafta da Ortodoks cemaatinin Noel Bayramı'nın idrak edileceğini söyledi.
Başbakan Davutoğlu "Aslında bu 2 haftalık dini gündem dahi İbrahimi geleneğin nasıl yan yana, bir arada ve şehirlerde, kasabalarda, köylerde olmanın ötesinde komşu gelenekler olarak da bu toprakların her yerinde kök saldığının güzel bir işareti" diye konuştu.
Hanuka Bayramı vesilesiyle Türkiye Musevileri Hahambaşısı İsak Haleva ile bir araya geldiklerini anlatan Davutoğlu, "Daha sonra bütün cemaatimizle de temasa geçerek, iki Noel'in takriben ortası bir tarih ve tabii Mevlid-i Şerif'in de tetabuk etmesiyle çok anlamlı bir günde bir araya geldik. Ayrıca yeni yıla da başlangıç... Hep beraber içimizdeki güzel duyguları paylaşacağız, 2015 yılının bütün cemaatlerimiz için, ülkemiz ve insanlık için hayırlı olması dileklerinde bulunacağız" ifadelerini kullandı. Ahmet Davutoğlu, geçen hafta Hatay'da çok kültürlü hayatın doğrudan nişanesi olan bir toplulukla sabah kahvaltısında bir araya geldiğini hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Onlara, 'Hatay, sahabiler ve havariler diyarı' diye hitap etmiştim. Gerçekten Anadolu toprakları Hristiyan geleneğinin de İslam geleneğinin de çok sembolik önemli bütün merkezlerini barındırıyor. Hele hele Şanlurfa'ya giderseniz, Şanlıurfa Hazreti İbrahim'le birlikte bütün etrafındaki İbrahimi geleneğin doğduğu ve orada hala her bir köşesinde kendi izini bıraktığı bir peygamberler şehridir. Ülkemizin neresine giderseniz gidin bu anlamda bu birlikteliği görürsünüz ve bu birlikteliğin getirdiği o manevi havayı hissedersiniz. Dolayısıyla ben bu sofrayı İbrahimi sofra olarak nitelendiriyorum. Hazreti İbrahim ve onun çizgisinde insanlığa barış, esenlik getirmek üzere yola çıkmış nebiler silsilesinin bütün halkalarının bir arada bulunduğu bir sofra... Bu, ülkemizdeki köklü gelenekleri temsil ediyor. O bakımdan bu masa etrafındaki hiçbir geleneği bu topraklara yabancı, bu topraklara sonradan gelmiş bir gelenek olarak telakki etmiyoruz. Azınlık kavramını da bu anlamda ben kullanmamaya dahi bazen özen gösteriyorum çünkü hepimiz aslında o köklü gelenekleri mensupları olarak büyük bir ailenin parçalarıyız. O bakımdan bu 2 hafta içinde bütün bu gelenekleri bir arada barındıran bu önemli günleri idrak etmiş olmak da sembolik açıdan başlı başına manidar."