Kıbrıs’ın denizini ve güneşini gören; özellikle İskele ve Girne’den konut alan yabancıların sayısında ciddi artışlar vardır… Piyasanın ayakta durmasını da büyük ölçüde yabancılardan gelen paralar sağlıyor…
Fakat; büyük umutlarla adaya gelen bu yabancılar bir süre sonra hayal kırıklığı yaşamaya başlıyor…
Elektrikler sık sık kesiliyor…
Sular da öyle…
Yeterli arıtma olmadığı için kuyulardan taşan kirli atıklar pis kokular yaydığı gibi çevreyi de mahvediyor…
Bunlar Kuzey Kıbrıs’ın yüz karasıdır…
Bir tarafta yüz milyonlarca Sterlinlik gelir sağlanıyor, diğer yanda gelen insanlar, aynen yerli halk gibi ciddi mağduriyetler yaşıyor…
Devlet çaresiz mi?..
Peki bunlar neden oluyor?.. KKTC devletinin çaresizliğinden mi, yoksa iş bilmezlikten mi?..
Sorunların görmezden gelinmesi mi, bilmediğimiz güçlerin engellemesi mi?..
Bunun bir nedeni olmalıdır…
Parasızlık edebiyatının arkasına saklanılması doğru değildir…
Kıb-Tek’in jeneratörleri hem yetersiz, hem de eskimiz durumdadır…
Zamanında bakımı yapılamayan jeneratörlerin yedek parçaya ihtiyacı vardır…
Bunu zamanında yerine getiremediğiniz zaman, üretimde azalma olması doğaldır…
Özetlemek gerekirse Kıb-Tek bu ülkenin ana sorunlarından biridir…
Herkes bu gerçeği bildiği halde, yapılması gereken yapılmıyor ve “durumu idaret etme’ anlayışıyla hareket ediliyor…
Sıkıntı bitecek gibi değildir
Elektrik kesintileri yetmezmiş gibi bazı bölgelerde su sıkıntısının da arttığını görüyoruz…
Neden mi?..
Nüfus hızla artıyor da ondan…
Bir yılda ülkeye giren Afrikalı sayısı 105 bin…
Bunun yanında diğer ülkelerden gelen on binlerce insan var…
Kimisi tahsile, kimisi beyaz ticarete…
Kimisi soyguna, kimisi kadın ticaretine…
Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul geçtiğimiz yıl bir acıkama yaparak gelinen noktayı çok net bir şekilde ortaya koymuştu…
Şenkul; kentin bir aylık su ihtiyacının 100 bin ton artış gösterdiğini söylemişti…
Anamur’dan gelen su yetse de, bölgelere dağıtım yapılan borular yetersizdir…
Boruları yenileseniz de elektrik kesintileri yüzünden su sevkiyatı aksıyor…
Özetle; kendi yarattığımız sorunların içinde boğuluyor; varlık içinde yokluk çekiyoruz…
İyi Pazarlar…
Hasan Nuri 7 Ay Önce
Ganimet çılgınlığı içinde Hazır bulduğumuz Rum Mülklerini önceleri İngilizlere Avrupalılara Sattık ‘ Olmadı ‘ Dünyanın Gözü önünde İngilizleri kazıklayıp paralarını alıp kapı dışarı ettiğimizi Mısırdaki Sağır Sultan bile duymuştur ! bu günlerde ise çevre kirliliği ile Altyapısız ve pislikler içinde İranlı ve Savaştan kaçıp gelenlere Sattığımız Rum Mülkleri ile Seviniyoruz ! Ganimet çılgınlığı ile yaptığımız yanlışları bile göremiyoruz ! Yakın bir gelecekte Yolları ve Çevresi dökülen Yönetilemeyen Ülkemizde İngilizleri ve Avrupalıları yitirdiğimiz gibi Rusları ve diğer yabancıları da yitireceğimiz kesindir , Şişirdiğimiz Plansız Programsız Altyapısız İnşaat Sektörünün de Elimizde patlayacağı günler ise yakındır , Küçücük Ülkemize doldurduğumuz 105 bin Afrikalı ve Uyuşturucu balonları ile Biz Bize kalıp yaşamak zorunda kalacağımız günlere şimdiden hazır olma zamanı gelmiştir ! Geriye kalan bir Avuç Kıbrıslı Türkün ise Yönetemeyip batırıp talan ettiğimiz AB toprağı Kuzey Kıbrıs’ta Sattığımız Rum Mülklerinin bedelini ödemek için TMK çalıştıramadığımız Elektriksiz Susuz Yolsuz ve Altyapısız KKTCde Mahşer Gününü beklemekten Başka ne yapabiliriz ki ? İçine düştüğümüz kötü düzen ile bugüne kadar Seçtiğimiz veya Seçeceğimiz Yöneticilerimiz ile Bizleri Bu Ülkede ne gibi bir gelecek bekleyebilir ki ! Avrupa’ya Giden Gençlerimiz geri gelmiyor”geriye kalanlarımız ise Elektriksiz ve Susuz Yönetilemeyen KKTCde yaşam savaşı veriyor ! Ne Ümitlerle ne idik ve maalesef Ne Olduk ! This İs TRNC !
Öz 7 Ay Önce
Bir tuhaf ülke olduk. Bir nüfus sayımı yapamıyoruz. Bir tuhaf ülke olduk, eskimiş, bozulmuş ve 200 bin kişi için yapılmış alt yapıya,bir çivi çakmadan 800 bin-1 milyon nüfus dolduruyoruz. Bir tuhaf ülkeyiz, Türkiye’den gelen suyu denize boşaltırken, susuzluk çekiyoruz. Konak gibi yaptığımız havuz eksik etmediğimiz evlerimize, ABnin desteklediği güneş ve rüzgar enerjisi elektriği yerine, kanserojen yakıtlı, devamlı arıza çıkaran, filtresi olmayan santrallerin elektriğine bakıyoruz. Bir tuhaf ülkeyiz küçük bir alana, yüksek yüksek apartmanlar yapmaya para harcıyoruz ama kanalizasyon ve arıtmaya zırnık harcamıyoruz. Deniz manzarası istiyoruz ama denize kanalizasyon boşaltıyoruz. Sineklerden şikayet ediyoruz ama çöpleri her yere döküyoruz.İşçi haklarından, sendikalardan bahsediyoruz, kaçak işçileri, evlerde, bahçelerde, inşaatlarda kullanıyoruz. Uyuşturucu ve kaçakçılıklardan şikayet ediyoruz ama ülkeye gireni çıkanı kontrol edemiyoruz. Gayet tabii olarak seçim yapıyoruz ama yönetenleri seçemiyoruz. Görüşmeci tayin ediyoruz ama GÖRÜŞME yapmıyoruz. Başkasının tapulu mallarını satıyoruz. Yani Cem Karaca’yı anarsak, ‘ Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete!’
Magusalı 7 Ay Önce
Onların getirdiği kara paradır. O para Kıbrıslı Türkleri satın alıyor. Bizi yok ediyor.