Kuzey Kıbrıs’ta su kaynakları yetersizdir…
Anamur’dan gelen suyun dağıtımında ise sorunlar vardır…
Dağları, denizleri aşarak adaya getirilen ve Geçitköy barajına akan suyun dağıtılamadığı bölgeler vardır…
Bazı bölgelere ise su boruları geniş olmadığı için yeterli miktarda akış sağlanamıyor…
Bunlardan bir tanesi Alsancak bölgesidir…
İnşaatların ve buna bağlı olarak nüfusun sürekli arttığı bir bölgede suyun yetersiz olması nedeniyle ciddi sıkıntıların yaşanmakta olduğu görülüyor…
Nitekim ilgili belediye tarafından yapılan açıklama; gelinen noktayı çok açık bir şekilde ortaya koyuyor…
Açıklama şöyle:
“Ilgaz su kuyusunun su seviyesinin tamamen azalmasından dolayı belli bir süreliğine Kani Akansu Caddesi, Çağatay Özbirim caddesi, Piyale Paşa Caddesi ve 20 Temmuz caddesinde su kesintilerine gidilecektir. Kesintiler süresince söz konusu bölgelerde yaşayan ve su sıkıntısı çeken vatandaşlarımıza tankerler vasıtası ile su sağlanacaktır.
Tanker servislerimiz sabah saat 8 ve akşam saat 8 olacak şekilde çalışacaklardır. Bu süre zarfında yüzme havuzu denge depolarına ve bahçe sulama maksatlı depolara tankerlerimiz tarafından su verilmeyecektir. Tankerlerimiz tarafından evlere yapılacak su servislerine 4 ton limit uygulanacaktır. Bu süre zarfında bölgede yaşayan vatandaşlarımızın suyu tasarruflu kullanmalarını önemle rica olunur.”
Havuzlar seyirlik olacak
İşte yılların ihmali sonucunda bugün geldiğimiz son durum böyle…
Yüzme havuzlu villa için 500 bin Sterlin ve üzerinde para talep edilirken, bu parayı ödeyenler şimdi ne yapacaklarını kara kara düşünüyordur…
Yüzme havuzu var ama içinde su yok…
Öyleyse bu havuzlu villa ne işe yarayacak?..
Kötümser olmayalım…
Kuyular kurumuş olabilir…
Elbet bir gün Türkiye’den ekipler gelecek ve Geçitköy’den Alsanak’a kadar tüm su borularını değiştirecek…
KKTC Su İşleri dairesi bu konuda hiç rahatsız olmasın…
Nasıl olsa birileri, buradaki eksikleri gideriyor…
Önemli olan boruların değiştirilmesi, kaçakların durması ve havuzlarımızın dolmasıdır…
Elbet güzel günler gelecek, yüzler gülecek, havuz başında keyifli anlar yaşanacak…
Şu kısacık hayatta üzmeyin kendinizi…
Elektrikler ne zaman gidecek?..
Komşu kadınlar aralarında konuşuyor:
“Çamaşırı erkenden kurdum… Ne olur ne olmaz… Elektrikler gitmeden yıkayabilirsek şanslıyız…”
Makine tam dönmeye başlayınca elektrikler gidiyor…
Komşu ise kahve hikayesini anlatıyor…
“Sorma komşu, bizim adam artık cezveden Türk kahvesi içmiyor… Tutturmuş bir filtre kahvesi… Suyu koyduk, kahveyi de koyduk tam o sırada elektrikler gitti…”
Peki niye üzülüyor bu hanımlar?..
Çamaşırlar makinede kalmışsa, eskilerden giyeceğiz…
Makine çalışmadıysa, filter kahveyi bırakıp, Türk kahvesine döneceğiz…
Bunlar da dert mi Allah aşkına…
Allah başka dert vermesin…
Çatalköy, Esentepe, Tatlısu sakinleri başta olmak üzere sahil şeridinde yaşayanların tümü kara dumanlardan şikayet ediyor…
“Teknecik hepimizi kanser edecek” diyorlar…
Merak etmeyin Allah korur…
Her sabah bir bardak süt, öğleyin yoğurt, akşamları da rakı, tüm zehirleri yok eder…
Kıb-Tek’imizi kimseye peşkeş çektirmeyiz…
Temiz enerji diyerek ülkeyi ele geçirmeye çalışan sermaye sınıfına asla teslim olmayız…
Başkanlar da üzülür
Şimdi bir başka çarpıcı konuya geçelim…
Son 3 yılda Kıbrıs’ın kuzeyi, güneyine göre alış-verişler için daha cazip bir yerdi…
Her gün binlerce Kıbrıslı Rum kuzeye geçip, araçlarına yakıt aldıktan sonra marketlerimizden
yüklü miktarda alış-veriş yapıyordu…
Sadece domat, biber, patlıcan değil…
Alkollü ve alkolsüz içecekler, hellim, süt, ekmek, yumurta alıyorlardı…
Acık pazarın en gözde müşterileri de Rumlardı…
Hatta bizdekiler bu durumdan şikayet etmeye başlamıştı…
“Rumlar akın ediyor, bize bir şey kalmıyor” diyorlardı…
Ne var ki; Rumların akışını fırsat bilenler fiyatlara yükletme operasyonunu daha da artırdılar…
Yüklet babam da korkma…
“Kuzeydeki Türkler ağlasa da, Rumlar kaldırır” dediler…
Bunun sonunda ne oldu biliyorsunuzdur…
Türk tarafı, güneyden pahalı hale geldi…
Şimdi Kıbrıslı Türkler güneydeki alış-veriş merkezlerine ve marketlerine akın ediyor…
Sadece et fiyatları değil, birçok ürünün fiyatı kuzeyden daha ucuz…
Kıbrıs Türk Ticaret Odası, bunca zaman kendi üyelerine “yükletme operasyonunu durdurun arkadaşlar” diyemedi ama, sonunda durumun kötüye gittiğini açıklayarak topu hükümetin kucağına attı…
“Ey hükümet çarşı güneye kayıyor” dedi…
Hatta, güneye geçemeyenlere yönelik de bir ifade kullanıldı…
Şöyle dedi Oda Başkanı:
"Bir de Güney Kıbrıs'a gidemeyenler var, onları Allah korusun"...
Tarihi bir itiraf değil mi?..
Merak etmeyin Allah bir şekilde hepimizi koruyor…
Türkiye’deki 88 milyonu koruyorsa, buradaki 880 bini de korur…
İyi pazarlar…
Hasan Nuri 5 Ay Önce
Kıbrıs’ın En büyük Külliyesi Elektriksiz ve Susuz kalması mümkün mü yani ? 250 Tonluk Su depolama kapasitesi ile Bakım ve onarım istemeyen Kesintisiz Elektrik ve Trafoları ile Muhteşem Külliyemizin KKTC geneli gibi Elektriksiz ve Susuz kalması mümkün değildir ! Zehir saçan Teknecik için de Üzülecek ne var ki KKTCde Rüzgar Batıdan doğuya esmiyor mu yani ! Muhteşem Külliyemizi hiç de etkilemiyor Külliyemizdeki Onlarca ‘ Kapıcılar , Bahçeciler , Odacılar , Danışmanlar , Danışmayanlar , Elli Bakanlar ve Bakmayanlar , Temizciler , Kahveciler , Başbakan ve Yardımcıları , Hocalar , Süvariler , Korumalar , Sekreterler ve artı Yüzlerce Külliye çalışanlarının üzülmesine ne gerek var ki Teknecikten çıkan zehirle Hastalanmaları mümkün değildir ! 41 yıldır tanınması yasaklanan KKTCyi tüm Kaynak ve Çabalarımıza rağmen Tanıtamadık ! Varsın En Büyük Muhteşem Külliyemizle KKTCyi Tanıtalım Başımıza gelecek Tüm Faturalara Rağmen Değmez mi yani ?