Yusuf YILDIZEV 1967-68 yılında bölükler arası maçlar yapılıyormuş. Heyecan seviyesi yüksek maçları, birçok üst düzey futbol otoritesi futbolumuzu takip ediyormuş. Bülent Giz daha önce Gençlik Gücü’nü çalıştırmış ve başardıklarıyla Ankara PTT’ye teknik direktör olmuştu. Kalitesini bildiği Zihni Kalmaz ve Çetinkayalı Orhan’ı kadrosuna katmak ister.
Ankara PTT Dönemi
O dönemler asker olduğunu ve iki taraf arasında gerginliğin başlamasının ihtimal dahilinde olduğunu ifade eden Kalmaz, “Ben ve Orhan o zamanlar askerdik. Rahmetli Özer Hatay, Türkiye ve Kıbrıs futboluyla çok ilgilenirdi. Bülent Giz, Gençlik Gücü’nde başarılar elde etmiş ve Ankara PTT’ye teknik direktör olmuştu. Bizi bildiği için ısrarlar takıma katılmamızı istedi. Bizim ya terhis olmamız ya da izin almamız gerekirdi. Tabii ki o dönemde terhis olmak kolay iş değildi. Bülent Giz ve Özer Hatay’ın çabalarıyla terhis olmayı başardık.”
O dönemler Ankara PTT’nin, Türkiye’deki en zengin kulüp olduğunu vurgulayan Zihni Kalmaz, “Ankara PTT’nin o zamanlar binlerce üyesi vardı ve her üyeden aylık sabit bir miktar otomatik olarak kesiliyordu. O yıllarda Türkiye’de önce sezon açılırdı, ligler başlamadan kısa bir süre önce de mukavele imzalanırdı. Takım ile Bursa’da kampa katıldık. Kıbrıslı kaleci Osman Uçaner, Bursaspor’un kalesini koruyordu. Orda bir hazırlık maçı yaptık ve bu bana güzel bir anı kaldı. Biz Kıbrıs’ta haftada 2 idman yaparken, Türkiye’de günde çift idmana katılıyorduk. Açıkçası bana ilaç gibi geldi. Kendimi güçlü ve zinde hissediyordum. Kamp bitiminde yönetim kurulu bizimle sözleşme yapmayı istediğini bildirdi. Orhan’a dedim ki, Orhan hemen olayın üstüne atlamayalım bırak ben konuşayım en azından bu konuda daha fazla tecrübem var. Bunun üzerine teklifi sorduk. 15 bin lira teklif ettiler. O zamanlar için tabii büyük paraydı. Düşünün öğrenci 1 ayını 100 lirayla geçirirdi. Rahmetli Metin Kurt o sezon takıma katıldı. Önemli bir kanat oyuncusuydu. Sonrasında Galatasaray’a transfer olmuştu. Ona yapılan teklif 100 bin liraydı. Bunun üzerine 15 bin liralık teklifi reddettim. Metin Kurt kaliteli bir oyuncuydu ama benden 6-7 kat fazla para kazanacak kadar iyi değildi. Bülent Giz bu noktada devreye girdi ve yönetim kurulu teklifini 2 katına çıkardı. 30 bin liraya anlaştık. 500 lira da aylık alacaktım. Her şey yolundaydı. Lig maçlarında 90 dakika forma giyiyordum. Herkes benden memnundu. 1968’de belki de Türkiye tarihinin en kalabalık öğrenci mitingi yapıldı. Miting, Kıbrıs ile alakalıydı. Hükümet ve Demirel, Kıbrıs’a yeteri kadar sahip çıkmadıkları yönünde protesto ediliyorlardı. Orhan ve bende mitinge katıldık. Polis ve göstericiler arasında büyük olaylar çıktı. Hatta 9 Kıbrıslı tutuklanmıştı. Hepimizin resimleri çekilmişti. Ertesi gün oturma iznimi yenilemeye gittim. 3 ayda bir bu işlemi yapmak zorundaydık. Ancak ülkede yeni bir yasa çıkmıştı. Kim olursa olsun oturma izni yenilenmeyeceğini söylediler. Durumumuzu anlattık ama bize yardımcı olmadılar. O yıl transfer olan ünlü bir Yugoslav kaleci vardı. Onun oturma iznini yenilemişlerdi. Biz sorunumuzu kulüp ile paylaştık. Onlar gereken girişimleri yaptı ancak sonuç çıkmayınca adaya geri dönmek zorunda kaldık.”
Devamı yarın…