Diyalog Gazetesi
2024-01-28 03:48:33

Son 50 yılın özeti

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 28 Ocak 2024, 03:48

“İnsan ne ekerse onu biçer” diye bir Atasözü vardır... Bugün biçtiklerimiz, tarlaya ektiklerimizin ürünüdür...
Uzun yıllar varoluş mücadelesi veren bir toplumun, hak ettiği özgürlük ortamına kavuşması, kendi kendini yönetebilecek bir duruma gelmesi, hele 'ayrı bir devlet'
ilan etmesi hiç de kolay olmadı... Hayal bile edilemeyecek değişimler yaşandı bu ülkede...
Fakirlik ve yokluk sonrasında bolluk dönemi başladı...
Rumlardan büyük bir servet kaldı...
Evler, dükkanlar, lokantalar, tarlalar, oteller...
Narenciye ve harnup bahçeleri…
Binlerce araba ve traktör…
Miktarı çok yüksek mücevherat, mobilya ve çalışır vaziyette küçük sanayi tesisleri…
Şimdi 50 yıl öncesine dönerek, bunların 'adaletli bir şekilde dağıtılmadığını'
tartışmanın anlamı yoktur... Fakat; büyük bir fırsatın, zafer sarhoşluğu içinde ve beceriksiz yönetimler sayesinde heba edildiğini her fırsatta anımsatmak görevimizdir...

Türkiye sürekli para akıttı

Ganimetin yanı sıra bavul turizmi sayesinde bu ülkeye Türkiye’den inanılmaz paralar aktı... Özal dönemine kadar bu uygulama devam etti…
Böylece; çok sayıda ithalatçı 'Avrupa'nın zenginleri'
arasına girdi... Ancak bu insanların büyük bir kısmı kendi ülkelerine elle tutulur yatırım yapmadı...
Onları teşvik eden de olmadı...
Ya da teşvikleri dinlemeyecek kadar güçlüydüler...
Yatırım yapmadıkları için, bavul turizminin iflas etmesi sonrasında Kuzey Kıbrıs'ın ekonomisi can çekişmeye başladı...
Acil ilaç gerekiyordu...
Ankara çare üretti...
‘Mali ve Ekonomik İşbirliği’
adı altında buraya milyarlarca lira gönderdi… Buradaki yöneticiler, para geldiği sürece kamuda inanılmaz şişkinlik yarattılar...
Parti rozetine göre istihdam olanakları sundular...
Bugün siyaset sahnesinde olanların büyük bir kısmı, geçmişteki hatalardan sorumludur...
Ama toplum olarak bizler de sorumluyuz...

Nüfus akışı 

Tarlada çalıştıracak adam kalmayınca, üretimden söz edemeyeceğimizi düşünmedik... Gün gele üretmek adına bu ülkeye nüfus aktarılacağını göz ardı ettik...
Nüfusun akması karşısında 'azınlığa düşüleceğini'
görmezden geldik... Kısacası; bugünkü sonucu büyük ölçüde kendimiz hazırladık...
Şimdi her taraftan bir ses yükseliyor...
"Kendi ülkemizde azınlığa düştük"
deniliyor... Yazının ilk satırındaki sözleri bir kez daha tekrarlayalım:
"İnsan ne ekerse, onu biçer..."
Çalışmadan, üretmeden, satmadan kazanma yolunu seçtiğimiz için bugünlere geldik...
Küçük ülkemizde siyaseti, ülke yönetmeyi yüzümüze gözümüze bulaştırdık...
İşte o nedenle geçmişi ve bugünü çok iyi değerlendirmek ve ağzımızı ona göre açmak zorundayız…

Türkiye’nin hayati önemi

Bir başka önemli noktaya daha dikkat çekmek istiyoruz:
Türkiye’nin, Kıbrıslı Türkler açısından önemi tartışılmazdır…
Çözüm olsa da olmasa da Türkiyesiz ayakta durmamız mümkün değildir…
Korona ve deprem sonrasında ülkeye gelen öğrenci ve turist sayısının azalması dahi ekonomiyi ciddi şekilde etkiledi… 
Bunu yaşıyoruz…
Ancak gerekli önlemleri de alamıyoruz…
Alternatifler üzerinde durmuyoruz… 
İşte o yüzden de sıkıntılı günlerin kapıda olduğunu söylüyoruz… 

Yorumlar (3)

Öz 11 Ay Önce

1974 sonrası ele geçen zenginlikler ( GANİMET) adaletli bir şekilde dağıtılmadı. İşte 1974 e kadar birbirine saygılı, toplumsal birlik içinde, suç nedir bilmeyen bir toplumu, yönetimde, eğitimde, sağlıkta, çevre ve insan ilişkilerinde, kriminal olaylarda bu kadar berbat hale getiren neden. Babalarımız, dedelerimiz zamanında ganimetlere hırsızlık malı derlerdi ve er veya geç hırsızların gereken cezayı alacağını söylerlerdi. Ama yapma be talan yapanın yanında kar kalınca, kurulan devletin de şiarı ‘Ne kaparsan, kap!’ oldu. Tarla kap, ev kap, bahçe kap, Kıbrıs paralarını kap, araç kap, memurluk kap, müdürlük, müsteşarlık, bakanlık kap. İhale kap.Yurttaşlık kap. Hatta başbakanlık, cumhurbaşkanlığı kap, ‘Kap da gorgma!’ Nasılsa arayan yok, soran yok. Bu ülkenin düzelmesi için bu adaletsizliklerin düzeltilmesi şart. Bunun için yeni bir sayfa açılmalı. Adaletsizlik, ganimet düzeni sorgulanmalı.Bu nasıl yapılacak? Ganimet düzeni için kurulan KKTC ile bu olabilir mi? Bu ancak çözüm ve AB ile olur. TMK da AB nin önerdiği ( Onu bile işlemez hale getirdik.) örnek değil mi?

Hasan Nuri 11 Ay Önce

200 bin Rum’un zenginlikleri ile kurduğumuz KKTC’yi kırk yılda getirdiğimiz nokta içler acısıdır ! HAYDA’N GELEN HUYA GİDER diye bir Atasözümüz vardır ! Bir zamanlar UNSPOILT NOTTH CUPRUS dediğimiz tertemiz TURİZM adamızı kırk yılda yaşanamayacak bir Cehenneme çevirdik ! Doğasını Çevresini mahvedip Havasını Denizini Kirlettik ! Çağ dışı ve Çökmüş bir Siyaset sistemimiz ile küçücük Ülkemizi Plansız Programsız yabancı doldurduk ! KKTCyi Dünyadan koparıp gelene gidene meydan okuduk , İş yapamaz Bakanlarımız ile Haddini bildirmediğimiz Avrupa Ülkesi ise Kalmadı Ekonomiyi yerle bir edip Fakirleştik Yoksullaştık ? Bugün ET ve BALIK yiyemez olan Toplumumuz Yüce meclisimizden ne gibi bir İcraat mı Bekliyor ? Kapatıp gitseler daha iyi değil mi yani ! Eskilerimizin ‘ ZARARIN NERESİNDEN DÖNÜLSE KAR’dır diye bir sözü vardır ! Ülkemizi çökerten iş yapamaz yetersiz ve Tecrübesiz Yüce meclisimizden KKTCyi getirdikleri noktada ne beklenebilir ki? Anavatan Türkiye 74’de Bizleri Faşist Eokacı’lardan gelip kurtarmıştır, İçine düştüğümüz Düzen ile Bizleri KKTC’de kim gelip de kurtarabilecektir acaba bilen var mı ??

Hasan Nuri 11 Ay Önce

Bugün yüzde Elli maaş artışları ile Sevinen Siyasilerimiz ve Çalışanlarımız gerçekten üç - dört ay sonra TL maaş artışlarının eriyip gideceğini Gerçekten bilmeyenimiz mi var ? KKTCde stabil para birimine geçilmeden TL maaşlarına yüzde elli değil de yüzde yüz artış olmuş ne yarar ! Yaşadığımız Enflasyon ve Pahalılık ile cebimizde her geçen gün eriyen Paranın ne değeri var ki ? Gerçeklerle yüzleşip Dünyanın en değersiz para birimlerinden olan TL’den Euro’ya gecikmeden geçmeliyiz , Kıbrıs Liralarından TL’ye geçtiğimiz gibi TL’den de Euro’ya gecikmeden geçmeliyiz aksi halde Hiçbir maaş artışı yeterli olmayayıp her geçen gün artacak olan Pahalılıktan kurtulamayacağız !!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.