BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve Kıbrıs’taki Birleşmiş Milletler Barış Gücü Sorumlusu Elizabeth Spehar, Jane Holl Lute’un Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres adına temaslarına Temmuz’da başlamasını beklediklerini kaydetti.
Spehar dün, Rum lideri Nikos Anastasiades ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı gerçekleştirdiği görüşmenin ardından basına yaptı.
Spehar, Akıncı ile görüşmede, Temmuz’da Güvenlik Konseyine ele alınacak olan Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılması ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri AntonioGuterres tarafından tarafların nabzını yoklamak için görevlendirilen JaneHollLute’un adadaki temaslarının ele alındığını kaydetti.
Spehar, Lute’nin önce iki lider, ardından ise İsviçre’de Temmuz 2017’de sonuçsuz tamamlanan konferansa katılan taraflarla görüşeceğini kaydetti.
Lute’nin temaslarına Temmuz içerisinde başlamasını beklediklerini kaydeden Spehar, Lute’un temaslarında İsviçre’deki zirvenin ardından tarafların yaptığı değerlendirmelerinin, anlamlı bir sürecin başlatılması için yeterli bir olgunlukta olup olmadığını ölçmek için yapacağını kaydetti.
“Takvim yok…”
Başkanlık Sarayında Rum lideri Nikos Anastasiades ile yaptığı görüşmenin ardından açıklamada bulunan Spehar, “Yakın gelecekte bizi önemli haftalar bekliyor ve bundan dolayı hazırlıklar yapıyoruz” dedi.
Eylül ayrında Kıbrıs sorununda hareketlilik olup olmayacağı ile ilgili bir soruya karşılık Spehar , “takvim yok, Bayan Lute Temmuz ayında adaya geliyor ve devamı görüşeceğiz” dedi.
Akıncı: Lute ile 23 temmuz’da görüşebiliriz
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Birleşmiş Milletler genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından görevlendirilen BM üst düzey yöneticilerinden Jane Holl Lute ile görüşmenin, 23 Temmuz ile başlayan haftada olabileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve Kıbrıs’taki Birleşmiş Milletler Barış Gücünden Sorumlu Elizabeth Spehar ile yaptığı görüşmenin ardından basına açıklamalarda bulundu.
Akıncı, görüşmede Guterres tarafından, İsviçre’deki konferansın ardından tarafların nabzını yoklamak için görevlendirilen Lute’un adadaki temasları ve 17 Temmuz’da yapılacak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısında ele alınacak olan Kıbrıs’taki Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün görev süresi konularını görüştüklerini ifade etti.
Lute’nin belirtilen çerçevede görevlendirilmesi konusunda Kıbrıs Türk tarafının olumlu görüşlerini Nisan’da ilettiğini, olumlu görüş ileten ilk taraf olduklarını kaydeden Akıncı, Türkiye’deki seçimlerin sonuçlanmasının ardından daha fazla beklenmesini gerektirecek bir durum da kalmadığını ifade etti.
“Bir danışman değil”
Lute’un görevlendirmesinin, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanlık görevine yapılmış bir atama olmadığını kaydeden Akıncı, İsviçre’de Temmuz 2017’de sona eren Kıbrıs konferansının ardından “tarafların nabzını tutmak için geçici bir misyonla yapılan bir görevlendirme” olduğunu ifade etti.
Mustafa Akıncı, “Lute’un gelişi, sonu gelmez yeni bir müzakere sürecinin başı olarak görülmemeli, kısa sürede sonuç odaklı stratejik bir anlayışı pakete dönüştürebilir miyiz ve bu konuda sonuç alabilir miyiz bunun bir arayışı olarak görüyoruz” dedi.
Lute’un yapacağı temasların, Rum tarafından zaman zaman ileri sürüldüğü gibi, “yeni bir müzakere sürecinin başlangıcı olarak nitelendirilmemesi” gerektiğini kaydeden Akıncı, temasların, konferansın ardından, tarafların yaptıkları değerlendirme sonucunda nerede durduklarına dair bir durum tespiti yapma ve Genel Sekretere rapor verme hedefi içerdiğini kaydetti.
“Görüşmelerde takvim şart”
Lute’un adaya Temmuz ayı içerisinde gelmesini öngördüğünü, Kıbrıs Türk tarafı olarak ise 23 Temmuz’da başlayan haftanın kendileri açısından görüşme için uygun olduğunu ilettiklerini kaydeden Akıncı, Kıbrıs Türk tarafının artık sonu gelmez bir müzakere sürecinin parçası olmayacağını, sonuç odaklı ve takvim içeren süreç yanlısı olduklarını, bu konuları Lute ile görüşeceklerini kaydetti.
Kıbrıs Rum basınında, sanki üniter bir devlet kurulacak ve Kıbrıs Türk tarafının azınlıklara fazla haklar talep ettiği yönünde açıklamalar yapıldığını kaydeden Akıncı, bir çözüme ulaşmak isteniyorsa bu yaklaşımların kenara bırakılması gerektiğini, “azınlık çoğunluk düşüncelerinden vazgeçilmesi, siyasi eşitlik kavramının içselleştirilmesi” gerektiğini de kaydetti.
Güvenlik ve garantiler…
Güvenlik ve garantiler konusunda bir tarafın ihtiyaçlarının diğer taraf için tehdit teşkil etmemesi gerektiği söyleminin kendisine ait olduğunu ve bu söylemin Konferansın sonuç bildirgesinde de yer aldığını kaydeden Akıncı, kendisinin, Kıbrıs Türk tarafının güvenlik ihtiyacının çerçevesinin Kıbrıs Rum tarafı için tehdit oluşturmaması gerektiğini kabul ederken, Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs Türk tarafının güvenlik ve garantiler konusunda taleplerinin kendileri için tehdit oluşturduğunu, onun için sıfır asker sıfır garanti talebinde bulunmaması gerektiğini ifade etti.
“Sıfır asker sıfır garanti güvence vermiyor”
“Sıfır asker sıfır garanti söylemi Kıbrıs Türkü’ne güvence vermiyor. Kıbrıs Türkünü rahatlatmıyor. Makul ve gerçekçi olmamız lazım, önümüzde çok uzun zaman dilimlerinin de olmadığının idrakinde olmamız lazım” diyen Akıncı, umut pompalamak istemediğini ancak hiçbir şey olmaz şeklinde kapkara da bir tablo çizmek istemediğini kaydetti.
Konferansın sonuçsuz tamamlanmasının üzerinden tam bir yıl geçmesiyle ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine Akıncı, ilk müzakerelerin üzerinden 50 yıl geçtiğini, bu zaman zarfında ilk kez 2017’de garantör tarafların da katıldığı bir konferansın yer aldığını, bunun sonuçsuz bitmesinden ciddi hayal kırıklığı yaşadığını belirtti.
CTP, Lute'un gelişini selamladı
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), BM Genel Sekreterinin görevlendirdiği Jane Holl Lute’un adaya geliyor oluşunu selamladıklarını belirterek, adanın kalıcı bir çözüme kavuşması için gerekli iradeyi ortaya koyacaklarını vurguladı.