Türkiye Cumhurbaşkan Yardımcısı Fuat Oktay; Kıbrıs'ta sadece Türkiye'nin yardımları ile ayakta kalınmasını değil, kendi ayakları üzerinde dimdik durabilen ve üreten bir yapı istediklerini söyledi.
Anadolu Ajansı’na konuşan Oktay, yeni ekonomik model mesajı vererek şöyle dedi:
“Tarım ve hayvancılık Kıbrıs'ta var. Ama bunların işlenmesi boyutuna da bakabiliriz. Hatta sanayi üretimini de değerlendirebiliriz. Üreten ve ürettiğini satan bir Kıbrıs. Kıbrıs'ın yine tanınmaması kaynaklı bazı dezavantajları var. Bunları da çözebilecek şekilde, bizim kendi temsilciliklerimizin de dışarıda Kıbrıs'ın temsilcisi olabileceği ve orada bir birlikteliğin sağlanabileceği bir ekonomik modele doğru gidiyoruz. Türkiye'nin yardımları devam ediyor, orada hiçbir sıkıntı olmaz. Biz Kıbrıslı kardeşlerimizi hiçbir zaman zor durumda bırakmak istemeyiz."
Elektriğe çözümü araştırıyoruz
Türkiye'nin çözüm önerileri konusunda samimi olduğunun altını çizen Oktay, çözüm noktasında yakın görüşmelerin de devam ettiğini söyledi.
Oktay, adanın içme suyu konusunda hiçbir ihtiyacının kalmadığını, elektrikle alakalı benzer bir çözümü araştırdıklarını dile getirdi.
Oktay, Türkiye'den gelen içme suyunun kullanılmayan kısmının tarımda kullanılmasıyla ilgili çalışma yürütüldüğüne dikkat çekti.
Çözüme yakın değiller
Rumların, Türkiye'nin kendilerine güvenmesi beklentisinde olduğunu belirten Oktay "Biz sana güvendik ama 60'ları yaşadık. Biz tekrar mı 60'ları yaşayalım? Kusura bakmayın böyle bir dünya yok” dedi.
Türkiye'nin muhataplarının çözüme yakın olmadığına işaret eden Oktay şöyle devam etti:
"Şöyle düşünün, 'burada birlikte bir şey yapalım diyoruz ama ondan sonra ben diyorum ki sadece benim isteklerim olsun'. Bu birliktelik değil ki. Rum kesiminin Kıbrıs'ta yaptığı bu.”
Haklar eşit
Oktay, Rum kesiminin Kıbrıs'taki her türlü potansiyele sahip olmak istediğini ve garantöre ihtiyaç duymadan Türkiye'nin kendilerine güvenmesini beklediklerini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Biz sana güvendik ama 60'ları yaşadık. Biz tekrar mı 60'ları yaşayalım? Kusura bakmayın böyle bir dünya yok. Biz diyoruz ki Kıbrıs konusunda eşit haklar. Kıbrıs'ta iki kesim vardır, Rum kesimi ve diğer tarafta da Türk hakkı vardır. Bizim tarafta Türkler daha fazla hakka sahip olsun da demiyoruz. Eşit haklara sahip olsun ve Kıbrıs'ta doğan her türlü kaynak eşit şekilde paylaşılıyor olsun. Bu insani bir şey, siyasi bir şeyden bahsetmiyorum. Avrupa Birliği (AB) boyutu var ise zaten sen yasal olmayan bir şeyi AB'ye bir sorun olarak getirdin. Rum kesimini sen üye olarak getirdin. Halbuki orada Kıbrıs halkı olarak baktığımızda Türk halkı bunun içerisinde yok. Sen geldiğinde Türk halkı orada bütün her şeyiyle AB haklarından faydalanacak mı? Faydalansın diyoruz. Biz sizi tanırız ama sadece sizin sözlerinizle bir yere gidemeyiz. Önce uygulamayı görelim ve garantörlük boyutu mutlaka devam edecek."