Hazırlayanlar: Av. Şengül Göksu Arsal ve Av. Orhan Arsal
5. Bölüm
Soru: Anayasanın değişiklik maddesinin katı olduğunu bunun yanlış olduğunu söylüyorsunuz. 1985’ten günümüze uzun yıllar geçti. Anayasanın değişiklik maddesi uygulamada bir sorun çıkardı mı?
Cevap: Büyük sorunlar çıkardı. Bu sorunları öğrenmekte yarar vardır. Çünkü bunlar doğrudan demokrasinin uygulandığı her yerde ortaya çıkmış veya çıkabilecek sorunlardır. Doğrudan demokrasinin ortaya çıkarabileceği sorunları anlamak için KKTC de yaşanan sıkıntıları anımsamakta yarar vardır.
KKTC, bu konuda araştırma yapmak isteyen akademisyenler için ideal bir yer haline gelmiştir. Akademisyenlerin KKTC’de yaşanan demokrasi macerasını araştıracaklarını ve tüm dünyaya yararlı olacak sonuçlar çıkaracaklarını tahmin ediyorum. KKTC hukuk sistemi ile tüm dünyaya örnek olabilirdi. Maalesef yaptığı yanlışlardan ders alınması gereken bir devlet olmuştur.
Soru: KKTC Anayasasında değişiklik yapılması için ne gibi mücadeleler verildi? Cevap: 1985 Anayasasının yürürlüğe girmesinden hemen sonra bazı maddelerin hatalı olduğu anlaşıldı. Bazı çevreler siyasilere başvurarak kendilerini ilgilendiren maddelerin değiştirilmesini istediler. Buna karşı çıkanlar oldu. “Biz de şikayetçiyiz. Bizimle ilgili maddeler de değiştirilsin” diye talepte bulundular.
Referandum veya halkoyuna başvurmak masraflı bir iştir. Bu nedenle başka bir genel seçimin yanında Anayasa değişikliği sorularının da sorulması, böylece Anayasa değişikliğinin sağlanması düşünüldü.
Her değişiklik için ayrı referandum yapılmasının da ne kadar zor olacağı anlaşılınca “Tüm hatalar birlikte değiştirilsin” diye bir görüş oluştu. Referanduma sunulacak bir değişiklik paketi hazırlanmaya çalışıldı. Uzun süre pakette yer alacak maddeler üzerinde anlaşmaya varılamadı.
Böyle bir Anayasa değişiklik paketinin hazırlanması sanıldığı kadar kolay değildi. Hangi maddelerin değişeceği konusunda görüş birliği sağlamak zordu. Yasama Meclisinde görüş birliği sağlanabilse bilse bile halk bazı önerileri beğenip bazılarını beğenmezse nasıl karar vereceğini bilemeyecekti. Dolayısıyla ülkemiz, Anayasa maddeleri teorik olarak değişebilen fakat pratikte değişmeyen bir ülke olmuştur. Anayasamız devletimizi ileriye taşıyacağına kilitleyen bir fonksiyon ifa etmeye başlamıştır.
Soru: Geçmişte referanduma sunulacak bir Anayasa değişiklik paketi hazırlanmaya çalışıldığını söylediniz. Ne gibi çalışmalar yapıldı?
Cevap: Sn. Salih Dayıoğlu’nun Yüksek Mahkeme Başkanı olduğu dönemde Yasama Meclisinden bir grup milletvekili ile Anayasa Mahkemesi yargıçları arasında ortak bir toplantı düzenlendi. Referanduma sunulacak değişiklik paketinde yer alacak maddeleri saptamak istediler. Toplantıda daha başka sıkıntılar olduğu ortaya çıktı. Yargıçların kendilerinin de Anayasadan şikayetleri vardı. Onlar gibi diğer bazı kurumların da şikayetleri olabileceği düşünüldü. Diğer kurumlara Anayasadan şikayetlerinin neler olduğunun sorulmasına karar verildi ve bir sonuca varılamadı.
Yıllarca Yasama Meclisinde ve toplum içinde Anayasa değişikliği konusu tartışıldı.
Anayasa değişikliği konusu sürekli kanayan bir yara haline geldi. Büyük enerji ve zaman kaybedildi. Maalesef referanduma sunulacak metin konusunda uzun süre görüş birliğine varılamadı. Birkaç girişim yarım kaldıktan sonra 2014’te bir değişiklik paketi hazırlandı ve yerel seçimlerle birlikte referanduma sunuldu. Fakat sonuç başarısız oldu. Bir trajedi yaşandı.
Soru: 2014 yılında nasıl bir trajedi yaşandı?
Cevap: 2014 yılında Hükümet 21 maddelik bir Anayasa değişiklik paketi hazırladı. Önerinin referanduma sunulabilmesi için ilk aşamada Yasama Meclisinin 2/3 oranında öneriyi kabul etmesi gerekiyordu. Öneri Yasama Meclisinin oyuna sunuldu ve oybirliği ile kabul edildi.
1985 Anayasası 29 yıl uygulandıktan sonra bir paket hazırlanmış ve oybirliği ile kabul edilmişti. Herkes referandumda olumlu sonuç çıkacağını tahmin ediyordu. Maalesef sonuç beklendiği gibi olmadı. Halk öneriyi reddetti. Böylece hatalı Anayasa yürürlükte kaldı. Bu olayın benzeri dünyanın hiçbir yerinde görülmüş değildir. Nedenini araştırmak ve doğru sonuçlar çıkarmak gerekir.
İlk anda değişiklik önerilerini halkın beğenmediğini ve bu nedenle “Hayır” dediğini düşünebiliriz. Ancak yakından inceleyince daha karmaşık nedenleri olduğunu anlarız.
Soru: Hükümetin hazırladığı 21 maddelik Anayasa değişiklik paketinin Yasama Meclisinde oybirliği ile kabul edildiğini, 2014 yerel seçimlerinde referanduma sunulduğunu ve halk tarafından reddedildiğini söylüyorsunuz. Sizce bu öneri niçin reddedildi?
Cevap: Değişiklik önerisinin niçin reddedildiğini anlamak kolay değildir. Çeşitli nedenler olduğu iddia edilmiştir. En önemli neden halkın yerel seçimlere odaklanmış olması, seçeceği Muhtar ve Belediye Başkanları ile ilgilenmesi ve Anayasa değişikliği konusunu düşünecek vakit bulamaması olabilir. Diğer bir neden ise önerilen değişiklikler halka çok soyut gelmiş veya halk sorulan soruları anlamamış olabilir.
Bir Anayasa maddesinin değiştirilmesinin ne olanaklar sağlayacağını neyi getirip neyi götüreceğini saptamak kolay değildir. Bu konuda hukukçular bile karar veremeyebilirler. Böyle bir konuda halkın kesin görüş sahibi olmasını beklemek doğru değildi.
Halk sorulan sorulara ne yanıt vereceğini bilememiş ve muhtemelen canı sıkılarak “Hayır” oyu vermişti.
Diğer bir neden de şöyle olabilirdi. Öneri paketinde 21 maddenin değiştirilmesi isteniyordu. Bir kişi bu değişikliklerden bazılarını onaylayıp bazılarının onaylamıyorsa ne yapacaktı? Halka “Kabul edeceksen tümünü birlikte kabul et veya ret et” denmişti. Halk da bir ikilem karşısında kalmış ve olumsuz karar vermeyi tercih etmişti.
Bunun yanında şöyle bir neden de olabilirdi. Değişiklik önerileri kısmen hak ve özgürlüklerle ilgili olmakla birlikte bir kısmı da bazı kurumların sorunlarını çözmeye yönelikti. Bir görüşe göre bu yaklaşım sorunları çözülmeyecek kurum üyelerini rahatsız etmiş ve “Biz niçin dışlandık” diye hayır oyu vermelerine neden olmuştu.
Böylece 29 yıllık bir mücadeleye rağmen Anayasa değişememiş ve olduğu gibi kalmıştır.
Soru: Anayasanın değişmemesi gelecekte büyük sorunlar yaratacak mı?
Cevap: Kuşku yok ki çok büyük sorunlar yaratacaktır. İyi bir Anayasa kutup yıldızı gibi halkı ileriye taşıyan Anayasadır. KKTC 1985 Anayasası bunun tam tersini yapmış devletin gelişmesi önünde köstek olmuştur. Anayasanın hatalı olması nedeniyle yıllarca gereksiz yere zaman ve enerji harcanmıştır. Birçok kurumun doğru çalışması engellenmiştir.
Bir Anayasanın detaylı olması, yani yasalarda bulunması gereken hususların Anayasada yer alması ve değiştirilememesi çok ciddi bir sorundur. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir durum yoktur.
Soru: Şimdi de Cumhurbaşkanı seçimi var. Bu seçimle birlikte bir de Anayasa değişiklik önerisi hazırlanıyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?
Cevap: 1985’ten beri çeşitli kuruluşlar kendilerini ilgilendiren konularda değişiklik talep etmektedirler. Bunu istemekte haklıdırlar.
Bugün yapılmak istenen geçmişin tekrarından başka bir şey değildir. Öğrendiğime göre gündemde olan Mahkemeler ve Savcılıkla ilgili Anayasa maddelerinde değişiklik yapılmasıdır. Kuşku yok ki yapılan talepler haklıdır. Çünkü her kurum ihtiyaçlarının ne olduğunu en iyi kendisi bilir. İhtiyaçları olmasa böyle bir talepte bulunmayacaklardı.
Ancak yine de bir sorun var. Mahkemeler ve Savcılık gibi başka kurumların da Anayasada kendilerini ilgilendiren maddelerde değişiklik talepleri vardır. Onlar da aynı ölçüde haklıdırlar. Onlar Anayasayı değiştiremezken niçin sadece Mahkemeler ve Savcılık değiştirilebilsin? O zaman 1985’ten beri ülkemizde yaşanan çıkmaza girmiş olmuyor muyuz?
Tüm değişiklik talepleri birlikte dikkate alınsın dersek sorun yine çözülmeyecek ve bitmez tükenmez tartışmalar olacaktır. Birçok soruyla karşılaşan halk soruların birine evet diğerine hayır demek isterse bir çare bulamayacaktır. Halkın bu kadar soyut soruları anlayıp bilinçli karar vermesi mümkün olmayacaktır.
Özetle karşı karşıya olduğumuz sorun Anayasanın bir kurumla ilgili maddesini değiştirme sorunu değildir. Doğrudan demokrasi hastalığının devam etmesi sorunudur. Normal bir devlet olamama sorunudur.
Doğrudan demokrasi yani yasaları doğrudan halkın yapması tüm dünyada başarısız ve kullanılmayan bir anlayış olduğu halde, KKTC’de uygulanmaya devam edilmek istenmektedir. Sorun buradadır.
Devam edecek