Cumhurbaşkanlığı, Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletlerin (BM) Kıbrıs’taki gelişmelere doğru perspektiften bakması, yansız davranması ve bu suretle adil, gerçekçi ve sürdürülebilir bir uzlaşı için gerekli iklimin yaratılmasına yapıcı katkı koyması beklentisini dile getirdi.
Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in 15 Kasım tarihli açıklaması eleştirilerek, “Kıbrıs gerçeklerinden ne kadar uzak ve Kıbrıs sorununa taraf olan iki eşit halk ve devlete karşı ne kadar yanlı davranıldığını bir kez daha göstermiştir” denildi.
Açıklamada, ülkede son yapılan demokratik seçimlerde halkın onay verdiği, iki tarafın işbirliğini öngören iki devlete dayalı politikaya, BM ve AB dahil, tüm ilgili aktörlerin saygı duyması gerektiği belirtilerek, “Ne BM, ne de AB’nin bu iradeyi görmezden gelme veya buna karşı çıkma hakkı yoktur. Kapsamlı çözüm konusunda sürekli karşımıza çıkarılan BM kararlarıyla ilgili olarak bu kararların halkımızın iradesinin üstünde olmadığını ve olamayacağını vurgulamak isteriz” denildi.
Maraş’taki mülkler sahiplerine iade edilecek
Maraş konusuna da değinilen açıklamada, yasal sakinlerine mülklerini iade edecek şekilde Maraş’ı açmanın, BM kararlarına uygun olduğu kadar hukuki ve insani açıdan da olumlu olarak değerlendirilmesi gereken bir hareket olduğu ifade edildi. Açıklamada, “Çünkü söz konusu devir işlemlerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yasal bir iç hukuk çaresi olarak kabul ettiği KKTC’deki Taşınmaz Mal Komisyonu’nun marifetiyle yapılması öngörülmektedir” ifadeleri kullanıldı.
Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in 15 Kasım tarihli açıklaması eleştirilerek, “Kıbrıs gerçeklerinden ne kadar uzak ve Kıbrıs sorununa taraf olan iki eşit halk ve devlete karşı ne kadar yanlı davranıldığını bir kez daha göstermiştir” denildi.
Kıbrıs Türk halkının görüşmeler süreci boyunca BM tarafından ortaya konan bütün ana çözüm önerilerini kabul ettiği ancak hala izolasyon ve kısıtlamalar altında tutulmaya devam ettiği belirtilen açıklamada, halkın ortaya koyduğu bu yeni politikayla kendi kaderini tayin hakkına sahip olduğunu tüm dünyaya bir kez daha hatırlattığı kaydedildi.
AB’den beklenen politika…
Cumhurbaşkanlığı açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“İlgili tüm çevrelere bir kez daha hatırlatırız; söz konusu çözüm önerilerini reddeden hep Kıbrıs Rum tarafı olmuş, bu çerçevede 2004 yılında BM’nin masaya koyduğu kapsamlı çözüm planını reddetmesine rağmen AB üyeliğiyle ödüllendirilmiştir. Bu adaletsizlik ve dengesizliği AB’nin geç de olsa görmesini ve yapılan bu tarihi hatadan ders çıkararak Kıbrıs’taki iki eşit halk ve tarafa karşı daha duyarlı ve daha dengeli bir politika izlemesini bekliyoruz.”