Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali, toplu tüketim mekanlarında ihtiyaç duyulan et türlerinde ithalat yelpazesini bir miktar geliştirebileceklerini açıkladı.
DPÖ verilerine göre ülkede et açığı bulunmadığını kaydeden Şahali, et fiyatlarının yüksek oluşunun yurttaşın genel satın alma kabiliyeti açısından sorun teşkil ettiğini vurguladı.
Şahali, et konusunda üreticinin üretebilme kapasitesinde herhangi bir daralma olmaması gerektiğini söyledi.
Üreticinin üretimden kopması halinde oluşacak durumun, toplumsal bir yaraya dönüşeceği ve bunun da tüm toplumu etkileyecek bir maliyeti olacağı uyarısında bulunan Bakan Şahali, “Tüketicinin satın alabileceği fiyatlarla temel gıda maddelerine erişiminin sağlanması, ki et de buna dahildir, bizim görevimizdir” dedi.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Bakan Şahali, Diyalog TV’nin Güne Merhaba programına katılarak, açıklamalarda bulundu.
“DPÖ verilerine göre et açığı yok”
Bakan Şahali, hayvan kayıt sistemindeki ve Devlet Planlama Örgütü’ndeki (DPÖ) veriler dikkate alındığında ülkede bir et açığı olduğunun söylenemeyeceğini ifade etti. Et fiyatlarının yüksek seyrediyor oluşunun, yurttaşın genel satın alma kabiliyeti bakımından bir sorun teşkil ettiğinin altını çizen Şahali, çalışmalarını sürdürdüklerini ve ilk etapta daha fazla toplu tüketim mekanlarında ihtiyaç duyulan et türlerinde ithalat yelpazesini bir miktar geliştirebileceklerini aktardı.
Et konusunda ilgili tüm taraflarla görüşmelerin sürdürüldüğünü ifade eden Şahali, “Bu konuda bakanlık olarak net bir karara varmamış olmamamız, bir iletişim sorunu olarak dikkat çekiyor çünkü tüketicinin menfaatine bir sonuç olmadığı sürece, yaptığımız işin çok da görünür olmadığının farkındayız. Bizim derdimiz görünürlük değildir. Derdimiz, bir taraftan üretimin devamını sağlamak dolayısıyla yaşamını hayvan üreticiliği ve yetiştiriciliği ile kazananların hayata tutunmasını mümkün kılmak, diğer yandan da tüketicinin zorlaşan yaşam koşullarında et satın alabileceği bir fiyatın oluşmasını sağlamaktır” diye konuştu.
Et ithalatının da bir yöntem olduğunu dile getiren Bakan Şahali, kaçak etlerin önemli bir kısmının, toplu tüketim mekanlarında ihtiyaç duyulan nitelikli etlerin (bonfile, biftek antrikot) oluşturduğunu belirtti. Bonfilenin ithalatı ile ilgili herhangi bir kısıtlama bulunmadığını ifade eden Bakan Şahali, “En fazla otellerin ve restoranların ihtiyaç duyduğu etin, kaçak olarak ülkeye getirildiği iddiası kanaatimce doğru değildir. Ancak bakanlığımıza bu tür etlerin ithalatı ile ilgi izin müracaatı da söz konusu değildir” dedi.
Güney’de et fiyatları neden ucuz?
Güney Kıbrıs’taki et fiyatlarının daha ucuz olduğunu çünkü piyasada yaklaşık olarak 8-9 çeşit et olduğunu anlatan Bakan Şahali, “Bunlar küçükbaş açısından kuzu, koyun, keçi ve oğlak etidir. Büyükbaş açsından dana, inek, öküz, sığır ve domuz etidir. Domuz etinin maliyeti oldukça düşüktür. Güney Kıbrıs’ta et ithalatı da serbesttir. Yurt dışından ithal edilmiş, menşei ve türü belirtilmiş etler pazarda satılmaktadır. Bizde ise kuzu eti ve dana eti olmak üzere iki çeşit et vardır. Dolasıyla fiyatlandırma dar bir çerçevede yapılmaktadır. Bu nedenle fiyatlar yüksek seyretmektedir” dedi.
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın ülkede tüketilen tüm gıdaların sağlıklı ve canlı yaşamına uygun bir biçimde pazara sunulmasından sorumlu olduğunu ifade eden Şahali, kaçakçılıkla mücadele konusunun bakanlığın doğrudan sorumlu olduğu görevleri arasında bulunmadığını anımsattı.
Mezbahalar konusunda geniş bir çalışma başlatacaklarını açıklayan Bakan Şahali, “Ülkede tam donanımlı, mutlak veteriner kontrolü altında çalışan mezbahalara ihtiyaç vardır. İnsan sağlığına uygun mezbahanın taşıması gereken kriterler nettir. O kriterlere uygun mezbahaların faaliyetleri devam edecek, uymayanlar durdurulacak. Kaçak kesimlere ise toleransımız yoktur. Kaçak kesim yapıldığında dair bilgisi ve belgesi olan herkesin, Veteriner Dairesi’ni uyarmasını isterim. Bize ulaşan bilgileri sonuna kadar değerlendiriyoruz ve üzerine gidiyoruz. Bu konuda faaliyet içinde bulunanların bakanlığımıza herhangi bir yardım talebinde bulunmasını asla istemiyoruz. Bu konuda tolerans payım sıfırdır” diye konuştu.
“Hellim konusunda çok kritik bir eşikteyiz”
Şahali, hellim konusunda çok kritik bir eşikte bulunulduğunu söyleyerek, gerek damızlık hayvan sayısını gerekse küçükbaş süt miktarını artırmak açısından sürülerin ithal hayvanlarla takviye edilmesinin, hellim tescili noktasında ciddi bir problem yaşatabileceğini vurguladı.
Bakan Şahali, hem hastalık kontrolü bakımdan taşıdığı riskler nedeniyle, hem de yerel sütün yerelliğinin olumsuz etkileneceği tehlikesinden hareketle, canlı hayvan ithalatının şu an için gündemde olmadığını açıkladı.
“Yangın koruma ekipleri ilk kez münhalle istihdam edildi”
Bakan Şahali, Orman Dairesi’nin yangın yaşanmasından önce yangının, önleyici tedbirlerle bertaraf edilmesine ilişkin çok ciddi bir gayret ortaya koyduğunu söyledi.
6 aylık sürelerle istihdam edilen yangın koruma ve önleme ekiplerinin ilk kez münhalle istihdam edildiğini vurgulayan Bakan Şahali, “Burada temel konsantrasyon, birilerine 6 ay boyunca kamudan maaş vermek değil, bu ülkede yaşanması olası bir yangına gereken şekilde müdahale edecek bir ekip kurulması kaygısıydı” dedi.
Bakan Şahali, tam teşekkülü bir yangın helikopterini gerekli personeli ile ülkede hazırda bekletmenin yıllık faturasının 3 milyon dolar, böylesine bir ekipmanı satın almanın bedelinin ise 5 milyon dolar olduğu bilgisini paylaşarak, “Biz, bu gücümüz olmadığı için Türkiye’nin imkânlarından yararlanabildiğimiz sürece yararlanacağız. Tek seçenek Türkiye değildir. Türkiye’de 5 noktada bize hizmet vermek üzere anlaştığımız hava unsurlarının aynı anda başka yangınlara müdahale ettiğini varsayalım. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi son tercih olmak koşuluyla İngiliz Üsler Bölgesi’nden ve BM hava unsurlarından yaralanmak da mümkündür” diye konuştu.