Diyalog Gazetesi

Türkiye’de KKTC üniversitelerine bakış

KIBRIS

İsmet ESENYEL - yorum

Müthiş bir haftayı geride bıraktık. Öyle bir haftaki; altı günü üç farklı Türkiye’nin en büyük şehirlerinde GAÜ ekibimiz ile üniversite tercih fuarlarına katıldık. Bu fuarlar genellikle ailelerin çocuklarını yanlarına aldığı ve fuar alanları da tüm üniversitelerin katılımları ile gerçekleşiyor. Bu süreci yakın en takip eden üniversitelerin sunduğu avantajları bu aileler kendilerine göre fırsat kapısı olarak ziyaretlerini amaçlamaktadır.
Bu ziyaretlerden de üniversiteleri temsil eden yetkili kişiler; fakülteler ve bölümler 
hakkında gelen ziyaretçilere bilgiler verip onları bir şekilde üniversiteleri tanıtarak kendilerine en doğru seçenekleri sunup üniversite tanıtımlarını yapmaktan geçiyor.
Sırası ile İstanbu, Ankara ve İzmir‘de yaptığımız altı günlük etap çalışmalarında elde ettiğim izlenimler gerçekten de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki üniversiteleşme hareketi hakkında Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan vatandaşlarımızın, ailelerinin ve çocuklarının bakış açısını görmek adına fevkalade önemli izlenimler elde etmemi sağladı.

Hangi tip öğrenci profili var?

Şurası bir gerçek; genellikle TC üniversiteleri ve istedikleri bölüme yerleşemeyen öğrenciler benzer bölümlerin olduğu KKTC üniversitelerine yöneliyorlar. Bu yönelim bir alternatiften olma öte, KKTC üniversitelerinin hemen hemen tümünün sunduğu avantajlar bağlamında alternatiften çıkarak birinci, ikinci ve üçüncü tercih olma yolunda en önemli adımları oluşturuyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nde neredeyse tabiri caiz ise her mahalleye bir üniversite açıldığından dolayı genellikle KKTC üniversiteleri bu bağlamda Türkiye’den öğrenci temin etmek anlamında fevkalade zorluklarla karşılaşıyor. TC vakıf (özel) üniversiteleri o kadar çok olmaya başladı ki fuar alanlarına gezerken birbirlerine isim olarak o kadar çok benzeyen üniversiteler ile karşılaşıyorsunuz ki şaşırmamak elde değil. Hal böyleyken bu kadar çok açılan 
üniversite popülasyonu arasında KKTC üniversiteleri takdir edersiniz ki böylesi bir zorluk içerisinde birbirleri ile yarışmak şöyle dursun; yaklaşık 230’dan fazla üniversite arasında kendine yer bulmaya çalışması çok zor.
Bir de ne yazık ki; yıllar geçtikçe artan ve YÖK tarafından KKTC üniversitelerine anlamsızca kontenjan açmama, vermeme, azaltma, yeni bölüm açma izni vermeme gibi faktörler de çoğalınca, gittikçe pazarını kaybeden bir KKTC üniversiteleri profili oluşuyor. Gündelik yaşamımızı ciddi şekilde şekillendirmeye başlayan yeni trend bölümler bu bağlamda açılamayınca doğal olarak da yarışın gerisinde kalıyorsunuz.

Yeni trend bölümler neler?

Öncelikle rahatlıkla ifade edebilirim ki, müthiş dinamik bir gençlik var. Hayata bakışları hayattan beklentileri bizim kuşağımız ile ciddi anlamda farklılık göstermekte. Şu da bir gerçek ki ailelerinden bağımsız hareket eder gibi gözükmelerine rağmen yine de ailelerin mutlak dominantlığı üzerlerinde etkin. Yazılım mühendisliği bir kodlama, Pilotaj havacılık, eczacılık, hemşirelik, psikoloji, fizyoterapi, diş hekimliği, enerji sistemleri mühendisliği, bilgisayar mühendisliği, gastronomi, endüstri mühendisliği, en önemli sorulan bölümler arasında. Ne yazık ki bizlerin zamanında çok revaçta olan işletme ve ana dalları, iletişim ve alt dalları hemen hemen hiç sorulmuyor. Bu anlamda üniversitelerin süratle bu fakülteler arasında olan alternatif güncel bölümleri harekete geçirmesi gerekmekte. Örneğin Radyo TV sinema dediğimizde (animasyon ve oyun) işletme banka finans dediğimizde (kripto piyasası yönetimi) gibi bölümlerin de açılmasına mutlaka YÖK tarafından izin verilmesi elzem olmuştur.

Fiyatlar o kadar düşük ki marka değerini kaybediyoruz

Evet yanlış okumadınız. KKTC üniversiteleri tercih eden veya okumak için burayı bir alternatif gibi gören öğrenci ve aileleri genellikle Kıbrıs üniversitelerine minimum %75 burs ile geliyorlar. ÖSYM tarafından yerleştirilmeleri Kıbrıs üniversitelerini sağladıkları puanlar ile bu söylediğim oranda yerleşmelerine olanak sağlıyor. Böyle bir kategoride yerleşen öğrenci 
üniversiteye ortalama 25.000 ve 35.000 TL aralığında öğrenci ücreti ödüyor. Bir de en az yüzde otuzluk bir bölüm var onlar ise %100 burslu okuyorlar Buda öğrencilerin bir yılda üniversiteleri her şey içerisinde (kayıt harcı, aktivite ücretleri, KDV dahil) 10.000 TL gibi bir rakama barınma ve yurt ücretleri hariç okuma fırsatı veriyor. Uzun lafın kısası aslında gittikçe Türkiye pazarı Kıbrıs’taki üniversiteler için birinci pazar olmaktan çıkıp genellikle daha fazla prestij anlamında çalışılan ve çok fazla gelir beklenmeyen bir pazar haline geldi.
Stantları gezen, fuarlarda annesi babası ile zaman geçiren ve bir anlamda “işte bakın böyle bir alternatif de var “ diyen öğrenciler aslında yaptığım birebir temaslarda genellikle daha önceden tüm Kıbrıs üniversiteleri için olumsuz algılar taşıdığını da gözlemleme fırsatı yakaladım. Onlara 
konuştukça kafalarındaki önyargıların gittikçe minimize olduğu ve daha güvenli bir şekilde tercih yapabilecekleri kanısına da vardım.
Burada unutulmaması gereken çok önemli bir detay daha var. Bazı üniversitelerimiz, öğrenciye onu da vereyim, bu alternatifi de sunayım derken, genel marka değerimizi düşürecek çok yersiz ve anlamsız fiyatlar sunmaktadırlar. Bu çok minimize edilen fiyat politikaları sözde daha fazla öğrenci temin etmeyi hedeflerken aslında KKTC üniversiteleri imajını da yerle bir etmektedir. Veliler ve öğrenciler ile yaptığım birebir temaslarda bunu açık yüreklilikle ifade edebilirim ki “ bu kadar ucuz ise bir işe yaramaz” mantığı gittikçe kafalarda hakim olmaya başladı. İşte en büyük tehlike burada.
Turizm sektörümüzün en önemli parçası olan eğitim turizmi bağlamında marka değerimizi düşürmemek ülke olarak en büyük, hassasiyetle üzerinde durmamız gereken konuların en başında gelmektedir. Akademisyen kalitesi, altyapı çağdaşlığı, üst yapı ile birleşen marka değeri gittikçe Çağdaş normlar anlamında bizleri sürekli zorlayan bir düşünce tarzına itmekte. Bunun için ülke olarak daha çok gidecek yolumuz var.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.