Diyalog Gazetesi

Türk tarafı hazır değil

KIBRIS

Eski bakanlardan Dr. Erkan Emekçi, çözüm sürecinde mülkiyet sorununun nasıl aşılacağını herkes gibi kendisinin de merak ettiğini söyledi

Ufuk ÇAĞA

Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) Derviş Eroğlu Başbakanlığında kurulan dördüncü hükümetinde Gençlik ve Spor Bakanlığı yapan Dr.Erkan Emekçi, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda herkesin olumlu bir bekleyiş içerisinde olduğunu belirterek, bulunacak çözümün 1960’ın tekrarı olmaması gerektiğine dikkat çekti.

Emekçi Korkarım egemen güçlerin özellikle enerji kaynakları bağlamında artan ilgisi bizi yeni bir Annan planı sürecine ama daha olumsuz koşullarda sürükleyebilecektir”dedi.

Dr. Emekçi sorularımızı şöyle yanıtladı:

Soru:Siyasete ne zaman başladınız, ne zaman ara verdiniz?

Yanıt:Siyasetle tanışmam 1970’li yıllarda oldu, aktif siyasete ise 1982 yılında doktorluk görevimi icra ederken “Okal Koop” seçimlerine katılarak başladım. Okal Koop seçimlerinde yönetim kuruluna girdikten bir süre sonra Toplumcu Atılım Partsi’nin örgütlenme çalışmalarında aktif görev aldım. Daha sonra bu partiden milletvekili adayı oldum ve Lefkoşa bölgesinden barajı geçerek milletvekilliği hakkı kazanmama rağmen ülke genelinde % 8 oy almamız ve barajın da % 10 olması nedeniyle meclise gidemedim. Ardından 1990 seçimlerinde, her zaman şükranlarımı dile getirdiğim Güzelyurt ve Lefke bölgesi halkının da desteği ile UBP’den milletvekili seçildim ve 4’üncü Eroğlu Hükümetinde “Gençlik ve Spor Bakanı” olarak görev yaptım. İlerleyen süreçte Kıbrıs siyasi tarihine “dokuzlar hareketi” olarak geçecek olan harekette yer aldım. UBP’den ihracımıza kadar giden bu hareketin ardından “Demokrat Parti’nin” kuruluş çalışmalarına katıldım ve bu partinin ilk genel sekreteri de oldum. 16 Eylül 1993 yılında milletvekilliğinden istifa ederek yeniden tıp mesleğine geri döndüm. 2004 yılında ise Sayın Serdar Denktaş’ın isteği ve ricası üzerine “Talat Hükümetinde” Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak görev yaptım. Şu anda aktif siyasetle uğraşmıyorum.

 

Mesleğe devam

 

Soru:Siyaset öncesinde ne iş yapıyordunuz, şimdi ne yapıyorsunuz ?

Yanıt:Siyasetten önce Tıp Mesleği ile uğraşıyordum, siyasetten ayrıldıktan sonra yine mesleğimi devam ettirdim.

Soru:Ekonomik durumunuz nasıl?, Nasıl geçiniyorsunuz? Ne kadar maaş alıyorsunuz?

Yanıt:Şu anda sigorta emeklisiyim, buradan gelen gelir haricinde ürettiklerimizden ne kazanıyorsak gelirimiz odur.

Soru:Bakmak ile yükümlü olduğunuz kimseler var mı? Kimlerdir? Ne iş yapıyorlar?

Yanıt:İki kızım var, büyük kızım evli ve çalışıyor. Diğer kızım ise benim gibi tıp mesleğini seçmiş olup İzmir’de görev yapıyor.

Soru: Son zamanlarda ciddi bir sağlık problemi yaşadınızmı?

Yanıt:Son zamanlarda ciddi bir rahatsızlığım olmadı. Ancak 2000 yılında ağır bir trafik kazası geçirdim.

Soru:Siyasetten ayrıldıktan sonra dostlarınızın size karşı ilgisi değiştimi? Arayıp soran oluyor mu?

Yanıt:Siyasette olduğum zaman görüştüğüm arkadaşlarımla şu anda da görüşmeye devam ediyorum. Özellikle geçirdiğim kaza sonrası dostlarım beni oldukça sık aradılar. Şu anda yurt dışında yaşadığım için birçok arkadaşım görüşme olanağı yaratmadığım için bana sürekli sitem ediyor. Bu vesile ile tüm dostları sizlerin aracılığıyla sevgi ve saygıyla kucaklıyorum.

 

Akla gelen 2 lider

 

Soru:Bugünkü siyaseti nasıl buluyorsunuz ? yanlışlar nelerdir neler yapılmalıdır?

Yanıt:Dünden bugüne siyasette fazla bir şeyin değiştiğine inanmıyorum. İnandığı yolda, savunduğu fikirler doğrultusunda Sn. Rauf Denktaş ve Sn. Dr. Fazıl Küçük’ten başka kaç kişiyi sayabiliriz bilmiyorum. İsim vermek istemiyorum ancak ortaya koydukları düşünce, çalışma ve eylemleri ile çok takdir ettiğim milletvekillerinin kendi parti iktidarlarında ayni davranışı sergileyememeleri beni üzüyor. Tüzel kişilik olarak parti yöneticilerinin, başka parti ve yönetimleri etik olmayan davranışlardan dolayı eleştirirken aynaya bakmadıklarına inanıyorum.Ya da mecliste argo kelimeler nedeniyle seviyenin düştüğü yakınmasını dile getirenlerin kendi argo söylemlerini fark edemediklerine şaşıyorum. Herşeye rağmen bunun bir geçiş olduğunu düşünüyor ve gelecekte daha güzel şeylerin olacağına inanıyorum.

Soru: Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ne düşünüyorsunuz?

Yanıt:Kıbrıs’ta ateş kes antlaşmasından çıkılarak kalıcı barışın temelini oluşturacak bir çözüm herkesin umutlu bekleyişidir. Ancak bu çözüm 1960’ta olduğu gibi tarafların ilk fırsatta yırtıp atmak isteyecekleri bir dayatma ile gelecekse bu günler aranır mı diye de endişe etmekteyim.Annan Planında Kıbrıs Türklerinin lehine olacak bazı iyileştirmeler yapılmasına rağmen sorun yaratabilecek olası sıkıntılar planda devam etmekte idi. Korkarım egemen güçlerin özellikle enerji kaynakları bağlamında artan ilgisi bizi yeni bir Annan planı sürecine ama daha olumsuz koşullarda sürükleyebilecektir.

Soru:Kıbrıs Türk tarafı çözüme hazır mı?

Yanıt:Kıbrıs Türk tarafı çözüm için hazır gibi gözükmüyor.

Soru: Müzakerelerde en önemli sorun ne olacak? Ve bu nasıl çözülebilir?

Yanıt:Özellikle tamamen biz kaynaklı oluştuğuna inandığım mal paylaşımı en büyük sorun olacaktır. Bu konu ile ilgili çetrefilin nasıl aşılacağını ben de merak ediyorum.

Soru:Çözüm olursa siz ne yapacaksınız?

Yanıt: Oluşacak şartlara göre ben de yaşantıma devam edeceğim.

 

 

Yarın:Harun Dimililer

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.