Siyasi yaşama TKP saflarında başlayan ve daha sonra UBP’ye geçen eski milletvekillerinden Dr.Yüksel Tüccaroğlu, Kıbrıs sorununun 50 yıldan beri çözümsüz kaldığını ve tünelin ucunda ışık görünmediğini belirterek “KKTC’nin güçlendirilmesinden yanayım” dedi.
Diyalog’un sorularını yanıtlayan Tüccaroğlu, iç sorunlara da değinerek, ciddi önlemlerin alınmasını istedi. Soru: KKTC 1983 yılında kuruldu. Aradan geçen 35 yılda KKTC gelmesi gereken yere gelebildi mi?
Yüksel Tüccaroğlu: Üzülerek söyleyebilirim ki KKTC gelmesi gereken yere gelemedi. Sebepler çok ama önemli gördüğüm birkaçını yazarsam 35 yılda bizi yönetenler çoğunlukla devlet olma bilinci ile hareket edemedi. Parti menfaatleri, siyasi menfaatler hatta kişisel menfaatler devlet menfaatlerinden daha ön planda tutuldu. Çok yanlış politikalar uygulandı.
İçerideki bu olumsuzluk yaratan nedenlere bir de dıştan olumsuzluk yaratan nedenler ilave oldu.
Her alandaki ambargolar, KKTC'nin tanınmaması, KKTC'ye kimlikle girilebilmesinden dolayı dengesiz artan nüfus ve bunun yarattığı sosyal kültürel ve ekonomik sorunlar. Bunlar hem kendi ayaklarımız üzerinde durmamızı zorlaştırdı hem de durma çabalarımızı zorlaştırdı…
Bugün hala ekonomik özgürlüğümüzü kazanma mücadelesi yani güçlü olma mücadelesi veriyoruz.
Ancak yine bugün bunun için ciddi ve kararlılıkla çalışıldığını gözlemlemekteyim. Bu, eski bir siyasetçi olarak beni çok memnun etmektedir.
Yanlış politikalar uygulandı
Soru : Sizce 35 yılda yapılması gerekenler nelerdi? Neden daha sağlıklı bir devlet yapısı oluşturulamadı?
Yüksel Tüccaroğlu: Sağlıklı bir devlet yapısı oluşturulamadı çünkü yanlış politikalarla yanlış icraatlar yapıldı.
Sürekli artan dengesiz nüfusla eğitim kültür sağlık ve her alanda ekonomik sorunlarla ve hayat pahalılığıyla boğuşup durduk. Halen de öyle.
Kamuda düzenin sağlanamaması, yanlış iskân politikaları, üçlü kararname ile atamalar, önüne geçilemeyen müşavirlikler, denetim eksiklikleri, bir iktidarın doğru yaptığını gelen bir diğerinin bozabilmesi sağlıklı devlet yapısı oluşturulamamasının nedenlerindendir diye düşünüyorum...
Bunun yansıra Türkiye’ye bağımlılık ve bugüne kadar Türkiye ile sürdürülen ilişkiler, kendi kararlarımızı kendimizin verememesi de bir diğer etkendir...
Soru: KKTC’nin en önemli sorunları nelerdir?
Yüksel Tüccaroğlu: KKTC’nin en önemli sorunları bence şunlardır: Önüne yeterince geçilemeyen nüfus artışı, girişlerdeki denetim eksikliği ve buna bağlı olarak ülkemizde artan cinayet, kadına şiddet, tecavüz taciz ve hırsızlık gibi suçlar ve bunlarla mücadele.
Türk lirasının değer kaybından dolayı yaşanan ekonomik sorunlar, halkımızın buna bağlı olarak gelişen hayat pahalılığı ile boğuşması geçim derdi ciddi geçim zorluğu yaşaması.
Ambargolar, tanınmamış bir devlet olmanın yarattığı sorunlarla yaşamak zorunda kalmak.
Ve bir türlü sonuca ulaşamayan Kıbrıs Sorununun, çözüm ve barışa dair halkımız üzerinde yarattığı ümitsizlik en önemli sorunumuzdur...
Kendi ayakları üzerinde duran bir devlet
Soru : Gelinen aşamada KKTC’nin güçlendirilerek devam etmesinden yana mısınız? Yoksa “bu kadar yeter” deyip, Kıbrıs’ın birleşmesini m istersiniz?
Yüksel Tüccaroğlu: Diğer üç soruda özetle en önemli gördüğüm ve aktardığım sorunlarımıza karşın gelinen bu aşamada evet KKTC'nin güçlenerek devam etmesinden yanayım...
Kıbrıs barış müzakereleri 50 yıldır devam ediyor ama hala bir sonuca varılamıyorsa ve ufukta çözüme yönelik bir ışık da görülemiyorsa hem de en yaklaşıldığı bu dönemde daha fazla beklememek lazım diye düşünüyorum. Ülkemizde artık Kıbrıs sorununun çözüme ulaşmasını barış sağlanmasını hepimiz istiyoruz ama nasıl olursa bir barış değil elbette ki..
Bu şartlarda özgür ve egemen kendi ayakları üzerinde duran bir devlet olarak yolumuza devam etmek Türk halkı için en akılcı yol gibi görünmektedir.
Her zaman özgürlüğüne sahip çıkan Kıbrıs Türk Halkı tanınmış güçlü bir KKTC ile ümitsizlikten kurtularak daha güzel günler için her türlü zorluğa göğüs gererek devletine sahip çıkmasını bilecektir.
Yarın:Kenan Akın