Hüseyin ÇİÇEK
Gazimağusa’da 27 Aralık 2013 tarihinde işlendiği iddia edilen Ahmet Aybak cinayeti ile ilgili İbrahim Maraşlı ve Mustafa İlhan Tuncay’ın yargılandığı davanın duruşmasına dün devam edildi.
Mahkemeye sanık 2 Mustafa İlhan Tuncay’ın 4’üncü gönüllü ifadesini sunan meselenin Tahkikat Subayı Ömür Dalkıran konu ifadeyi mahkemede okudu.
Mustafa İlhan Tuncay’ın ifadesinin bir bölümünde sanık 1 İbrahim Maraşlı’nın olay yerinde cinayet işlendikten sonra kendisine “3-4 leşim var bir eksik bir fazla ne fark eder” dediği iddia edildi.
Mustafa İlhan Tuncay aynı ifadesinde hayatından endişe etmesi nedeni ile cinayeti sakladığını ileri sürdü.
Cinayetten sonra yılbaşı yemeğine gitti
Mahkemeye sanıkların olay günü gerçekleştirdikleri görüşlmelerin baz istasyonu dökümlerini sunan Dalkıran, sanıkların o gün aralarında 8 görüşme gerçekleştirdiklerini, bu görüşlemerin içerisinde sanık 2 nin telefon görüşmesinin beslendiği baz istasyonları arasında, olayda kullanılan profiteröl tatlılarının alındığı pastanenin olduğıu bölgedeki baz istasyonunun da tespit edildiğini söyledi.
Dalkıran sanıklar arasında tespit edilen son telefon görüşmesinin beslendiği baz istasyonunun ise sanık 2 Mustafa İlhan Tuncay’ın cinayetin hemen ardından nişanlısı ile birlikte gittiği yılbaşı yemeğinin gerçekleştiği restoran bölgesinde bulunan baz istasyonu olduğunu belirlediklerini aktardı.
Varını yoğunu devretti
Tasdik memuru Emre Oras’tanelde edilen bilgiye göre sanık 1 İbrahim Maraşlı’nın yakalandığı 1 Şubat 2014 tarihinde, Oras’ın işyerine giderek babasına genel vekaletname verdiğini, şirketlerindeki hisselerini hibe ettiğine dair belge düzenlettiğini ve oğlunun eşi ile birlikte KKTC dışına çıkabilmesi için izin belgesi çıkarttığını tespit ettiklerini anlatan Dalkıran, yine sanık 1 Maraşlı’nın maktulün eşi Dilek Bengi’nin hesabına toplam 27 bin 836 TL para havale ettiğini belirlediklerini söyledi.
“İbrahim’den korkuyordum”
İfadesinde İbrahim Maraşlı’nın Aybak’ı araçtan indirmeden önce elinde eldiven olduğunu gördüğünü belirten Tuncay, daha sonra Maraşlı’nın Aybak’ı aracın kapısını açarak dışarı attığını ve Aybak’ın zor nefes alır durumda olduğunu söyledi. Maraşlı’nın araçtan bir poşet çıkardığını ve poşet içerisinden çıkardığı ucunda iğne olan bir enjektörü Aybak’ın göğsüne sokmaya çalıştığını ancak iğnenin eğrildiğini belirten Tuncay, Maraşlı’nın konu enkektörü kendisine vererek “cebine sok” dediğin, kendisinin ise “beni bu işe bulaştırma” diyerek enjektörü fırlattığını ifade etti. Maraşlı’nın daha sonra cebinden çıkardığı diğer 2 enjektörü, Aybak’ın boyun ile boğaz kısmına soktuğunu anlatan Tuncay, Maraşlı’nın kendisine dönerek “3-4 tane leşim var, bir eksik bir fazla ferketmez” dediğini söyledi.
Maraşlı’nın olaydan bir süre önce evinde olduğu esnada kendisine pompalı tüfek ile tabancalar göstererek “gemicilerle beraber kaçak getirdim” dediğini ve o günden sonra İbrahim Maraşlı’dan korkmaya başladığını belirten Tuncay, “O gün İbrahim’in gözümün önünde yaptıklarını da görünce hayatım için endişe ettim ve kimseye bir şey söyleyemedim” şeklinde konuştu.
Mesai saatinin sona ermesi nedeni ile dava duruşmaya devam edilmek üzere bugüne ertelendi, bugünkü duruşmada tahkikat subayının sanık avukatları tarafından sorgulanması bekleniyor.