Diyalog Gazetesi

‘Topyekün  değişim’

KIBRIS

KKTC siyasetinin unutulmaz isimlerinden Enver Emin, ülkede yaşanan olumsuzlukların giderilmesi için bir uyanışa ihtiyaç olduğunu söyledi

 Çiğdem AYDIN-Pelin YÜKSELAY

Bir zamanlar UBP’nin ‘en güçlü’ milletvekili ve genel sekreteri olan Enver Emin, ülkede yaşanan olumsuzlukların giderilmesi için bir uyanışa ihtiyaç olduğunu söyledi. 
Diyalog’un sorularını yanıtlayan Enver Emin, ülkede yaşanmakta olan birçok olumsuzluğu dile getirerek, bunların çözümü ve güçlü bir KKTC için ‘Topyekûn değişimin’ şart olduğunu belirtti.
Enver Emin sorularımızı şöyle yanıtladı:

Soru: KKTC, kuruluşundan bu yana geçen 35 yılda gelmesi gereken yere gelebildi mi? 
Enver Emin: Büyük umutlarla kurulan ve gurur duyduğumuz KKTC’nin kuruluşunun 35. yılını kutladığımız bu günde , bunu yaratanları saygı ile anıyorum ve KKTC’nin ilelebet yaşamasını yürekten diliyorum.. . Geçen 35 yılın olumlu ve olumsuz bir değerlendirmesini yapacak olursak; 1975’te kurulan Kıbrıs Türk Federe Devleti, bir gün Federal bir çatı altında birleşme umudunu ifade ediyordu. Ancak zaman içerisinde bunun gerçekleşemeyeceği anlaşıldı. Aslında Kıbrıslı Türkler tarafından bilinen bu gerçek artık uluslararası kamuoyunda da söylenmeye ve algılanmaya başladı. Ve Kıbrıs Türk halkı bu ortamda büyük bir coşku ve heyecanla 15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini ilan etti.
Ancak aradan geçen zaman dilimi içerisinde KKTC gelmesi gereke yere maalesef gelemedi.
İnsanlar icra kapısında
Ne yazık ki; geçen zaman dilimi içinde KKTC bugün, işsizliğin yaygınlaştığı, göçün ivme kazandığı, esnaf ve sanatkârın, çiftçi ve hayvancının sosyal sigorta emeklilerinin umutlarının kaybettikleri bir bunalım noktasına gelip dayanmıştır. KKTC çarpık ekonomisi ve tahrip edilen sosyal yapısı ile yakın tarihimizin en bunalımlı, en sıkıntılı aşamasına gelmiştir. Bugün KKTC’de yüzlerce aile icraya verilmiş durumdadır. İnsanlarımız, icra kapılarında borç ödeyemez haldedir. İcraya verilenlerin sayısı son bir yılda, yüzde 150 artış göstermiştir. Boşanma davaları ise her geçen gün daha da artmaktadır. Böyle bir tabloyu fırsat bilerek ve böylesi bir tablodan siyasi avantaj kazanmak isteyen bazı siyasiler ikbal peşinde koşmak yerine, bu sorunların çözümüne katkı koymayı hedeflemelidir. 
Hele Kıbrıs meselesinin gelmiş olduğu bu aşamada halkımızı bu sorunlardan kurtarmak, erozyona uğrayan manevi ve ahlaki değerleri güçlendirerek, bunu da bir toplumsal birlik’ ve dayanışmaya dönüştürmenin gereğine inanıyorum. Bunun da siyasi partiler arasında sağlanacak bir geniş açılımlı bir uzlaşma zemininde birlikte hareket ve birlikte üretmekle mümkün olabileceğine inanmaktayım. Böylesine bir tablo karşısında yepyeni bir ruh ve yepyeni bir KKTC için yola çıkma veya bir uyanışa ihtiyaç vardır.
Soru: Sizce 35 yılda yapılması gerekenler nelerdi? Neden daha sağlıklı bir devlet yapısı oluşturulamadı?
Enver Emin: Zeminde olması gereken konular:
1-Kendi kendimizi sorgulamak ve hatalardan dönmek
2-Ülkemizde tıkanan yapının çözemediği sorunlar nedeniyle umutsuzluğa düşen halkımıza ve özellikle gençlerimizin önünü açmak ve kendilerine perspektif sunmak.
3- Nasıl bir KKTC: Siyasi, idari, ekonomik, tüm değerlerin ve tüm kuruluşların merkezine insanı koyan, her şeyin insanımızın mutluluğu için olduğuna inanan bir yönetime sahip bir KKTC. İnsanlarımız arasında hiçbir ayırım yapmadan, kimseyi olduğundan başka türlü olmaya ya da davranmaya zorlamayan, aksine nasıl inanmak, nasıl düşünmek, nasıl yaşamak istiyorsa, herkese demokratik hukuk kuralları içinde bu imkânları sunabilen bir KKTC.

Soru: KKTC’nin en önemli sorunları nelerdir?
Enver Emin: Vatandaşıyla devletin kavga etmediği, vatandaşın devletine olan inancı ve sadakatiyle başka bağlılıklar aramaya gerek görmediği, adaletle hizmet eden, bu devlete vergi vermekten zevk duyduğu, gerçek bir demokratik hukuk devleti ve çağdaş bir toplum yapısına kavuşmuş, çalışkan, üretken, faziletli, vatansever insanların fırsatlar ülkesi bir KKTC.
Soru: Gelinen aşamada KKTC’nin güçlendirilerek devam etmesinden yana mısınız? 
Enver Emin: Ortak görüş yaratmak, ortak sorunlara çözüm bulmak, daha iyiye ulaşmak için neler yapılması gerektiğini belirlemek ve ortak hedefler seçmeyi sağlayan bir çalışma düzeni oluşturmak..
'Hepimiz farkındayız ki, KKTC her alanda bir tıkanma noktasına geldi. Her şeyi Ankara'dan beklemenin bizi bir yere götürmediğini son yaşadıklarımızla daha iyi kavradık. Şimdi el ele, kafa kafaya verip yeniden yapılanma amaçlı ortak bir akıl bulmanın zamanı geldi.
"Yeniden-yapılanma" ile ifade etmek istediğim şey, bir "topyekûn değişim"dir.. Sade ekonominin değil, ". Şeffaflıktır, hukukun üstünlüğüdür, serbest rekabettir, çoğulcu ve özgürlükçü demokrasidir. .
Şöyle veya böyle herkesin KKTC’de devletten bir beklentisi vardır. Zaten şimdi çöken, o, devletten geçinme dönemi anlayışıdır. Biz dünya standartlarına göre olmamız gereken noktadan çok geriyiz. Güney'le kıyasladığımız vakit daha fakiriz, çok daha az özgürlüğümüz var... Buna rağmen Türk halkı; ben bireyim, ben dünya standartlarında en iyisini hak ediyorum, en ileri ülkenin en ileri vatandaşı kadar bir hak iddia ediyorum, bunun bana verilmesini istiyorum diye çok gür bir şekilde bağırırsa, sesinin rüzgârından bu siyaset anlayışı yok olur gider. .
KKTC’nin güçlenmesi ve ilelebet yaşaması için uğraş vermek bir vatandaşlık görevidir. Bu devletin hangi koşullarda nasıl kazanıldığını iyi bilmeliyiz ve her şeye rağmen KKTC’nin ilelebet yaşaması için el ele vermeliyiz. Kutlu ve mutlu olsun. 
Yarın: Ferdi Sabit Soyer 

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.