Özlem SAĞLAM
Halil İbrahim Boran, yaşayan bir tarih… Doğma büyüme Ortaköylü olan ve herkesin ‘Müslüman Dayı’ lakabıyla tanıdığı Halil İbrahim Boran tam 103 yaşında…
İlerlemiş yaşına rağmen hala her işini kendi görüyor… Markete bisikletiyle gidiyor… Günde 2 saat bisiklet sürüyor… Kendi yemeğini pişiriyor ve kimseye muhtaç olmadan yaşamını devam ettiriyor…
Diyalog muhabirine hayat hikayesini anlatan Halil İbrahim Boran, uzun yaşamasının sırrını ise sağlıklı beslenmeye ve çok çalışmaya borçlu olduğunu söylüyor.
Başkent Lefkoşa’nın Ortaköy bölgesinde 1912 yılında dünyaya geldiğini söyleyen Müslüman Dayı, yaşadığı tüm sıkıntılara, kazalara ve hatta büyük savaşlara rağmen, hayattan hiç kopmadığını ve Allah’a her gün, kendine verdiği hayat için şükrettiğini ifade etti.
Çocukluğunda koyun beklediğini, 12 yaşında iken Çamlıbel’de bulunan maden ocaklarında çalıştığını, 1925 yılından sonra ise marangoz yanında çalışmaya başladığını, daha sonra dükkan açtığını ifade eden Halil İbrahim Boran, “Ömrüm çalışmayla geçti. Hala çalışıyorum, bundan da büyük zevk alıyorum” dedi.
Rukiyesi’ni çok özlüyor…
Çok sevdiği ve 60 yıl evli kaldığı eşi Rukiye’yi 15 yıl önce kaybettiğini söyleyen Müslüman Dayı, “Her şeye alıştım bir tek onun yokluğuna alışamadım” diyerek duvardan bir an olsun indirmediği fotoğrafı gösteriyor…
Boran, 4 oğlu, 3 kızı ve 35 torunu olduğunun altını çizerek, “Torunumun torununu gördüm; bunu yaşamak herkese nasip olmaz” dedi.
Uzun yaşamın sırrı…
Boran, uzun yaşamın sırrını; az ve sağlıklı yemek, bol bol yürüyüş yapmak, çalışmak ve düzenli bir yaşam sürmek olarak açıkladı.
Kendisinin 103 yaşında olduğunu sadece biraz kulaklarının ağır işittiğini ama dimdik ayakta olduğunu belirten Boran, savaş dönemlerinde yıllarca mücahitlik hizmetini yerine getirdiğini ve tüm Kıbrıs’ta da marangozluk işi yaptığını belirtti.
Bisikletle her gün geziyor…
“Halimden çok şükür memnunum, kimseye muhtaç olmadan yaşamak bana mutluluk veriyor” diyen Boran, markete giderken bisiklet kullandığını ve gezmeyi çok sevdiğini de belirtti. Hayatı boyunca sekiz kez İngiltere’ye gittiğini anlatan Boran, “Hayatta hep doğru dürüst oldum ve herkesi evladım gibi sevdim saydım. O yüzden bana Müslüman lakabını taktılar” ifadelerini kullandı.
“Şükretmeyi bilin yeter…”
Yeni yetişen nesle de tavsiyelerde bulunmayı ihmal etmeyen ‘Müslüman Dayı, “Her gününüzü mutlu olmak için yaşayın ve hep içinizde bir şeyler yapma isteği olsun. Halinize şükredin. Şükretmeyi bilen herkes mutlu olur” dedi.
Unutamadığı anısı
Halil İbrahim Boran, unutamadığı bir anısını ise, “Marangozluk yaparken başıma gelen bir kazayıda hiç unutamam. 1962 yılında Gönyeli’de bulunan sinemada bir iş kazası geldi başıma. Çatının yanlış inşa edildiğinden dolayı 4 kişi işlerdik o gün çatıda. Cumartesi günüydü hiç unutmam. Saat 11’de çatı yıkıldı, biz 4 kişi ağır yaralandık. İngiliz döneminde idi. O zaman bizi Rum Hastahanesine götürdüler. Kırığım yoktu ama tüm vücudumu alçıya aldılar. 1 ay hiç kalkmadan yattım gene de mesleğimden işimden vazgeçmedim, iyleşdim işime devam ettim” diyerek anlattı.
Dedesi 121 yıl yaşadı
Dedesi Horoz Ali’nin 121 yaşına kadar yaşadığını söyleyen Halil İbrahim Boran, “Allah bana da inşallah elden ayaktan düşmeden dedem kadar ömür verir” dedi.
Müzik dinlemeyi çok sevdiğini, birçok mani bildiğini söyleyen Müslüman Dayı, insanın gönlünün de şen olması gerektiğini kaydetti.