Çiğdem AYDIN
Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin müzakerelerin son aşamasında bile Rum Yönetimi’nin, Türk atarafına gözdağı vermek amacıyla İsrail ordusuna mensup komandolarla Trodos’ta gerçekleştirdiği tatbikata KKTC’nin resmi makamlarından dün de bir tepki gelmedi.
Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin müzakerelerin son aşamasında bile Rum Yönetimi’nin, Türk atarafına gözdağı vermek amacıyla İsrail ordusuna mensup komandolarla Trodos’ta gerçekleştirdiği tatbikata KKTC’nin resmi makamlarından dün de bir tepki gelmedi.
Ancak 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile 3’üncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, ve Eski Müzakerecilerden Osman Ertuğ ile Müzakere Heyeti Eski Üyesi Avukat Oğuzhan Hasipoğlu, Radyo Güven’e yaptıkları açıklamalarda Rumların tutumunu eleştirdi. Eski Cumhurbaşkanları “askeri tatbikata yönelmeleri doğru değil” dedi.
Diyalog Gazetesi’nin dün manşetine taşıdığı, İsrail ve Rum Ordusuna bağlı komandoların Trodos dağlarında ‘işgal edilen köylerin kurtarılması’ konusunda ortak tatbikat haberi kamuoyunda geniş ilgi uyandırdı.
Talat: Doğru bir hareket değil
2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, müzakereler devam ederken, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin 400 İsrail komandosuyla birlikte savaş tatbikatı yapmasını doğru bir hareket olarak görmediğini ifade etti.
Talat, “Barış görüşmelerinin sürdüğü bir dönemde Savaş tatbikatın eş zamanlı yapmanın samimiyeti sorgulamaya yol açtığını, bu bir arama kurtarma tatbikatı değilse doğru bir hareket değildir” dedi.
Eroğlu: Geçmişte varılan mutabakata uygun değil
3’üncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, geçmişte Türkiye’yle birlikte yapılan Toros tatbikatlarını müzakerelere engel teşkil etmesin düşüncesiyle Rumlarla karşılıklı mutabakat çerçevesinde durdurulduğunu ancak, Rumların, İsrail ve Yunanistan’la müşterek tatbikatlar yapmakta olduğunu, bunun geçmişte varılan mutabakata uygun olmadığını vurguladı.
Müzakereler sürerken yabancı ülkelerle tatbikatlar yapılmasının yanlış olduğunu dile getiren Eroğlu, bu durumun Rum’un zihniyetinin ortaya konması bakımında önemli olduğunun altını çizdi.
Ertuğ: Son derece çelişkili bir davranış
Eski müzakerecilerden Osman Ertuğ, 2.Cenevre zirvesi öncesi, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin 400 İsrail komandosuyla birlikte savaş tatbikatı yapmasının son derece çelişkili bir davranış olduğunu söyledi.
Ertuğ, ayrıca haberlerde de Yunanistan’dan 3 bin askerin ödenekli memurlar olarak Rum Milli Muhafız Ordusuna katıldığı ve onların da bu tatbikatta görev aldığının yer aldığına işaret ederek, “Buna siyasi olarak baktığımızda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Türkiye’yle aralarında sorun olduğunu düşündüğü ülkeleri kendi yanlarına çekme düşünceleri ve bunu bir araç olarak kullanma stratejileri vardır onun bir devamı niteliğinde de görebiliriz.”
Bir taraftan barış görüşmelerinin devam ettiği ve Cenevre’de bir konferansın olmak üzere olduğu bir dönemde bu tür faaliyetlerin taraflar arasında bir güven yaratılmasına ve Kıbrıs Konferansının sakin koşullarda geçmesine yardımcı olmadığına dikkat çeken Ertuğ, “Bunun sakıncaları ortadadır. Umarız bu tür faaliyetlerden vazgeçerler “dedi.
Hasipoğlu: Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi sulandırılamaz
Müzakere heyeti eski üyesi Avukat Oğuzhan Hasipoğlu ise müzakereler devam ederken, Güney Kıbrıs’ta yabancı askeri güçlerle yapılan savaş tatbikatı, oluşacak olası bir çözümde güvenlik ve garantilerin devamlılığının ne kadar önemli olduğunu gösterdiğine işaret etti. Hasipoğlu, “Rumlar tarafından Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin sulandırılmak istenmesinin de yegane amacının bu olduğuna dikkat çekti.
Hasipoğlu “Bu durum tamamen güvenlik meselesidir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini kaldırmak istemesini anlayamıyorum. Eğer bunu kaldırmak istiyorlarsa demek ki kafalarında başka bir niyet vardır ki bunu yaptıkları tatbikatta kullandıkları sloganla belirtiyorlar. Dolayısıyla eğer bir anlaşma olacaksa mutlak surette Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devam edeceği, sulandırılmayacağı bir anlaşma öngörülmelidir” dedi.