Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği ile derneğin İskele Şubesi üyelerini kabul eden Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Derya Kanbay, Kıbrıs sorunu, müzakere süreci ve dünyadaki bazı gelişmeler konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Heyet kabulde Büyükelçi Kanbay’a müzakere süreci konusundaki görüşlerini içeren bir mektup verdi.
Büyükelçi Derya Kanbay, Kıbrıs’ta çözüm bulunmasını isteyen dünya devletlerinin kendi menfaatlerini düşündüğünü söyledi.
“Bunu fanatiklik yapmak için söylemiyorum” diyen Büyükelçi, “Dünyada maalesef böyle bir gerçek var. Uluslararası kuruluşların hakimiyetini belli güçler ellerinde tutuyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki 5 daimi üye ülkenin ‘evet’i, ‘hayır’ı dünyada birçok şeyi etkiliyor” dedi.
Bu ülkelerin birbirleriyle çekiştikleri, ya da birbirlerinden çekindikleri için karşılıklı al-ver yaptığını ifade eden Kanbay, “Biri bir yerde katliam yapıyorsa öbürü ses çıkarmıyor, diğeri katliam yaparken o da ona ses çıkarmıyor. Birbirlerinin işlerini böyle yürütüyorlar. Onlar kavga ederken olan aradaki mazlum halka oluyor. Kıbrıs’ta sizin de yıllardır yaşadığınız budur” dedi.
“Barış Gücü şahitlik bile yapmadı…”
Kıbrıs sorununun yıllardır bir çözüme kavuşturulamadığını ifade eden Kanbay, dünyanın birçok konuda kendi çıkarlarına, planlarına ve senaryolarına uygun tercihler yaptığını kaydetti. Büyükelçi, “Yıllar önce Kıbrıs’ta size, sizlerin büyüklerine çeşitli zulümler, ıstıraplar yaşatılırken dünyanın bunu seyrettiğini, Barış Gücü’nün şahitlik bile yapmadığını, hatta umurlarında olmadığını hepimiz biliyoruz” ifadesine yer verdi.
“Boşnakların katledilişini izlediler…”
Dünyada yaşanan diğer olaylarda da bundan farklı şeyler görmediklerini söyleyen Derya Kanbay, “Balkanlar’da Sırplar Boşnakları katliama tabi tutarken Avrupa Birliği de, NATO da, Birleşmiş Milletler de bunu seyrettiler. Avrupa’nın bazı ülkelerinin komutanları Sırp komutanlarla kadeh tokuşturdular” şeklinde konuştu.
“Rumlara hiç kabahatlisiniz dendi mi?”
Kıbrıs’taki korkunç katliamlardan sonra konunun Birleşmiş Milletler’e gittiğini, çıkan Güvenlik Konseyi kararında “Kıbrıs Cumhuriyeti”ni devlet olarak tanımaya devam ettiklerini söyleyen Kanbay, şunları kaydetti:
“Ondan sonra bütün Birleşmiş Milletler belgelerinde uluslararası faaliyette onlar muhatap alındı. Yıllarca müzakerelerden, görüşmelerden, şu sıkıntıya çözüm bulmaktan kaçan Rumlar olduğu halde bir tane dürüst dünya milleti ‘masadan kaçmayın, bu işi çözün, zaten kabahatlisi de sizsiniz’ diyemedi. Bir Avrupa ya da batı ülkesinin böyle bir şey dediğini duydunuz mu, ben duymadım?”
Planı okutmadan ‘Evet’ dedirttiler…
Konuşmasında Annan Planı sürecine de değinen Kanbay, şöyle devam etti:
“Birleşmiş Milletler, Kıbrıslı Türklere sormadan kendince bir çözüm planı çıkardı, Annan Planı... Rumlara ne kadar sordular onu bilmiyorum ama onlar işin içindedir.
Bu planları okutmadan, anlatmadan sizlerin önüne attılar, dediler ki ‘bu hayırlı olacak; evet diyelim’. Halkınız yüzde 65-66’sı ‘evet’ dedi. Rumlar baktı ki içinde istemediği ufak-tefek şeyler var. ‘hayır’ dedi. Hem de yüzde 75 oranında.
Papazı, kilisesi, Papadopulos’u, hepsi işin içine girdiler, ‘hayır’ı çıkardılar. Dünyada böyle bir vakada ödüllendirecek, azarlanacak taraf kim olur?
Normalde Rumların azarlanıp, size, ‘aferin bizim planımıza evet dediniz gelin sizi kucaklayalım’ demeleri gerekirken, bir ay sonra sizi kenara ittiler, onları Avrupa Birliği’ne aldılar.
“Hayallerin arkasından gidersek, duvara çarparız…”
Bunlar gerçekler, bunları bilmeden hayallerin arkasından gitmeye kalkışırsak sonunda duvara çarpıp yere düşeriz. İtirazcılığa, fanatik fikirlere, kural tanımamaya değil, hepimizi gerçekleri görmeye davet ediyorum.”
Müzakerelerin belli bir tempoda bir yere doğru gittiğini ifade eden Derya Kanbay, “Ben de bazı politikacıların sözlerine katılıyorum. Özellikle toplum liderlerinin, sivil toplum öncülerinin, bilim adamlarının, düşünen kesimin bu uzlaşma metnini iyi okuyup, kendi mahallerine, topluma iyi anlatıp doğru kararları vermesi lazım” şeklinde konuştu.
“Annan Planı’ndaki gibi aceleye getirerek değil”
Büyükelçi şöyle devam etti:
“Ortaya çıkacak uzlaşma metni sizin geleceğinizi garanti ediyor mu? Huzurunuzu, refahınızı, gelecek nesillerin özgürlüğünü, hürriyetini, başı dik yaşamalarını garanti ediyor mu, etmiyor mu, onu okuyup, tartışıp karar vereceksiniz.
Liderler, yapılan müzakerenin sonucunda ortaya çıkacak uzlaşma belgesini okuyup ‘tamam bu benim halkım için uygun’ deyip, dönüp toplumlarına ‘buna siz de bakın ve oylayın’ dediği zaman siz Kıbrıs Türk halkının bunu Annan Planı’ndaki gibi aceleye getirerek, okumadan değil... dikkatli okuyup... çünkü bu büyük bir sorumluluk... Bundan sonra ‘bizi itip kalkıp ‘evet’ dedirttiler, tehdit edip ‘hayır’ dedirttiler denmesin. Denmemeli...”
“Kaygılarınızda haklısınız”
TC Büyükelçisi Kanbay, Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği üyelerinin kaygılarının haklı ve doğru olduğunu kaydederek, dernek üyeleriyle benzer düşüncede olan kişiler ve Türkiye’deki bazı kesimlerin de aynı kaygıları kendisiyle paylaştığını söyledi.
Kanbay, “Türkiye’nin de sizlerden farklı bir şey düşündüğü yok. Müzakerelere bakış açısı aynıdır” dedi.
“Kararı sizler vereceksiniz”
Kıbrıs’ın iletişimin en iyi olduğu alanlardan biri olduğunu kaydeden, herkesin birbirini tanıdığını, sevdiğini, herkesin herkesle konuşabildiğini söyleyen TC Lefkoşa Büyükelçisi Derya Kanbay, “Kıbrıs Türk halkı, çözüm için ortaya çıkacak uzlaşı belgesini iyice inceleyip, aklıselimle, kendi düşünceleri, umutları ve beklentileriyle kişisel bir karar verecek. Bu konuda biz hiçbir zaman hiç kimseye zorlamada bulunmayacağız. Çünkü gelecek Kıbrıs Türkünündür. Kararı sizler vereceksiniz” şeklinde konuştu.
Bora’dan Kanbay’a mektup
Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Başkanı Yılmaz Bora, derneğin Merkez Yönetim Kurulu ile İskele Şubesi üyeleri Büyükelçi Kanbay’a müzakere süreci konusundaki görüşlerini içeren bir mektup verdi.
Kabuldeki konuşmasında 27-28 Ocak’ın İngiliz Koloni Yönetimi’ne karşı direnişe geçilmesinin yıldönümü olduğunu anımsatan Bora, Kıbrıs konusunun içinde bulunduğu bu kritik süreçte Büyükelçi Kanbay’ı ziyaret etmek istediklerini söyledi.
Bora, Kanbay’a 8 maddeden oluşan mektubu 27 kişilik mücahit heyetinin bulunduğu görüşmede okudu.
“Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi yaşamsal öneme haizdir ve değiştirilemez” diyen Bora, “Kıbrıs’ın yaşanan gerçekleri dikkate alınmadan siyasi bir çözüme ulaşılması mümkün değildir” dedi.