Meclis Genel Kurulu’nda 2023 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı görüşmelerine dün devam edildi.
Zorlu Töre başkanlığında 11.00’de toplanan Genel Kurul’da dün 143 milyon 205 bin 100 TL’lik Cumhurbaşkanlığı, 146 milyon 794 bin 50 TL’lik Cumhuriyet Meclisi, 467 milyon 10 TL’lik Başbakanlık, 523 milyon 581 bin TL’lik Başbakan Yardımcılığı Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanlığı bütçeleri ele alındı.
İlk sözü alan CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Meclis’te yapılan görüşmenin bütçenin ilgili birimin görev yetki ve sorumluluklarını yerine getirmesi için uygun olup olmadığı üzerine olduğunu kaydederek, esas meselenin Cuhurbaşkanlığı’nın görev, yetki ve sorumluluklarının hangilerini yerine getirdiği konusunda olduğunu söyledi.
Erhürman, Anayasal düzenin cumhurbaşkanlığına yüklediği ilk görevin devletin ve toplumun birlik ve bütünlüğünü temsil etmek olduğunu kaydederek “bunu temsil eden bir cumhurbaşkanlığı makamına sahip miyiz?” diye sordu.
Erhürman, yerel seçimler sürecinde cumhurbaşkanının sahada olduğunu ifade ederek, bunun daha önce görülmemiş bir hareket olduğunu söyledi.
Bu tavrın bir süredir devam ettiğini anlatan Erhürman, Cumhurbaşkanlığı makamının tarafsız olmak gibi bir duruş sergilemediğini ifade etti, “partili bir cumhurbaşkanlığı yaratılmıştır” dedi.
Bunun dışında Cumhurbaşkanlığının Cumhuriyet Güvenlik Kurulu’nu toplama görevini yerine getirmediğini de kaydeden Erhürman, taahhüt edildiği halde Ulusal Konsey kurulması girişiminin de yapılmadığını söyledi.
UBP’nin bakışı reddedildi…
Erhürman bunlar yapılmazken, muhtarlık seçimleri için kapı kapı gezilip oy istendiğini belirtti.
Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği Başkanı’nın anma töreninde yaptığı konuşma siyaset yapmak olarak tanımlanırken, Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamaların siyaset olmadığının söylendiğini kaydeden Erhürman, Anayasal düzenin dışına çıkılmasının normal hale getirildiğini kaydetti.
Yerel seçim sonuçlarına işaret eden Erhürman, bu UBP’nin milli davaya bakışıyla ilgili referandum olarak görülürse, bu bakışın reddedildiğini söyledi.
Cumhurbaşkanının asli görevinin Kıbrıs sorununun çözümü için çalışmak buna kadar geçecek zamanda Kıbrıs Türk halkını dünyayla buluşturmak olduğunu dile getiren Erhürman, “hangisi gerçekleşiyor” diye sordu, hiçbir şey yapılmadığını söyledi.
Kıbrıs sorununun çözümünün Cumhurbaşkanlığının ifade ettiği şekilde asla sağlanamayacağını dile getiren Erhürman görev ve yetkilerini yerine getirmeyecekse Cumhurbaşkanlığının bütçesini görüşmenin bir anlamı olmadığını belirtti.
Akansoy: İtibar kaybı yaşanıyor
CTP Milletvekili Asım Akansoy ise Cumhurbaşkanlığının Kıbrıs Türk halkının temsiliyeti bakımından çok önemli bir makam olduğunu dile getirerek Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın dönemini eleştirdi.
Yapılan açıklamalar ve atılan adımlar nedeniyle bu dönemde Kıbrıs Türk halkının uluslararası alanda itibar kaybı yaşadığını söyleyen Akansoy, egemen eşitlik tezi ortaya konarken diğer yandan da 1960 Cumhuriyeti ile ilgili kurucu ortaklık iddiasının da sürdüğünü dile getirdi ve buna benzer örnekleri sıraladı.
Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanlığı’nın 143 milyon 205 bin 100 TL’lik bütçesi Cumhuriyet Meclisi’nde oy çokluğuyla onaylandı.
Muhalefete Berova cevap verdi
UBP Milletvekili Özdemir Berova, ana muhalefet partisinin Cumhurbaşkanının itibarını zedeleme amaçlı konuşmalar yaptığını, UBP’nin bunu kabul etmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Kıbrıs politikası ile ilgili Crans Montana sürecinden sonra o dönemin Cumhurbaşkanı dahil tüm kesimlerin federal bir çözüm olma ihtimalinin ortadan kalktığını beyan ettiklerini belirten Berova, KKTC’nin bu vesile ile iki devletli çözüm eşit statü üzerinden politika ürettiğini ifade etti.
Berova, algı oluşturmak üzere Cumhurbaşkanlığı makamının itibarsızlaştırılmasını doğru bulmadıklarını, Cumhurbaşkanının iki bölgeli uluslararası eşitlik temelindeki politikasını desteklediklerini belirtti.
Derya: Tarafsızlığı ayaklar altına aldı
CTP Milletvekili Doğuş Derya, yapılan konuşmaların itibarsızlaştırma için yapılan konuşmalar olmadığını, Cumhurbaşkanlığının Ersin Tatar’ın tavırları nedeniyle itibarsızlık yaşadığını savundu.
Tatar’ın “tarafsızlığı ayaklar altına aldığını” iddia eden Derya, Cumhurbaşkanının UBP kurultayında UBP’li olduğunu söylediğini belirtti.
Derya, Tatar’ın ifade özgürlüğüne müdahale ettiğini, özgür medyanın sesi kısılırken, Kanal T’nin TÜRK-SAT tarafından talep edilen miktarı nereden bulacağını sordu.
Maraş ile ilgili bir açılım olmadığını, yapılmak istenen tazminat yükünü azaltmak için bir formül bulmak olduğunu, bölgenin bazı iş adamlarına verilmek istendiğini savunan Derya, AK Parti’nin Kıbrıslı Türklerin ihtiyaçlarını dikkate almadığını iddia etti.
Derya, Türkiye ile KKTC’nin çıkar birliği yapması, KKTC’nin de çıkarlarının korunması gerektiğini söyledi.
Taçoy: Maraş Vakıf malıdır
UBP Milletvekili Hasan Taçoy, Maraş’ın vakıf malı olduğunu söyledi.
Taçoy, Maraş’ın hukuk davası olarak çözüleceğini söyleyerek, Maraş’taki malların Türkiyeli iş adamlarına peşkeş çekileceği iddialarının doğru olmadığını kaydetti.
AB ve AİHM’in Kıbrıslı Türklere verdiği hangi sözü tuttuğunu soran Taçoy, Doğrudan Ticaret Tüzüğü konusunda ne yapıldığını ne olduğunu sorarak, hiçbir şey olmadığını, bu konunun buzluğa saklandığını gündeme gelmediğini söyledi.
Kıbrıs Türkü’nün hakkını araması gerektiğini dile getiren Taçoy, bu hakları her platformda aramaya devam edeceklerini belirtti.
Taçoy, TÜRKSAT’ın havada kaldığını, 3 yıldır uzatmaların oynandığını, tedbir alınmadığını, uyarıların dikkate alınmadığını söyledi.
Meclis’in bütçesi 146 milyon 794 binTL
Meclis Genel Kurulu’nda 146 milyon 794 bin 50 TL’lik Cumhuriyet Meclisi bütçesi oy çokluğuyla onaylandı
Meclis Bütçesi görüşülürken söz alan CTP milletvekili Devrim Barçın, yasama organının bütçesinin konuşulduğunu, savcılığın da anayasaya aykırı bir bütçe yazıldığını söylediğini kaydederek, 2022 temsil ve tanıtma bütçesinin 935 bin TL, tadil ödeneğinin 1 milyon 80 olduğunu söyleyerek geçen yılkinden az belirlenen bugünkü bütçenin gerçeği yansıtmadığını belirtti.
Anayasanın Bütçe yasa tasarılarının belirlenen yasalara göre belirlenmesi gerektiğini ancak bu bütçede kurumların bütçelerinin yer almamasının bile yasalara aykırı olduğunu vurgulayan Barçın, yasanın maddelerini okuyarak, Merkezi Devlet Bütçesi’nin 4 cetvelden oluşması gerektiğini, tasarının isminin değiştirilmesinin yanı sıra, burada sadece 1 cetvelin yer aldığını belirtti.
Maliye Bakanı Alişan Şan ise, yasada yapılan tadilat nedeniyle şuan cetvellerin tasarıda olması gerekmediğini, cetvellerin 2024 yılı bütçesi içerisinde yer alacak şekilde olduğunu kaydetti.
Dolayısıyla hukukçularla yaptıkları görüşmeler sonucunda yasaya aykırı bir durum olmadığını öğrendiklerini söyleyen Şan, temsil ve tanıtım bütçelerinde de olabildiğince tasarruflu davranmaya çalıştıklarını belirtti.
Başbakanlık bütçesi oy çokluğuyla onaylandı
Cumhuriyet Meclisi’nde Başbakanlık bütçesi üzerindeki görüşmeler tamamlandı, 467 milyon 464 bin 10 TL’lik Başbakanlık bütçesi oyçokluğuyla onaylandı.
Baybars: Başbakan nerede?
Bağımsız Milletvekilli Ayşegül Baybars, Başbakanlık bütçesi üzerinde kürsüde yaptığı konuşmada, Başbakanlığın bütçesi konuşulurken Başbakan Ünal Üstel’in Meclis’te olmamasını eleştirerek, bazı mevcut sorunları sıraladı ve “Başbakan’ın ülke bu durumdayken 2023’ün nasıl bir refah ve yükselme yılı olduğunu anlatması gerekir” dedi.
Baybars, hazırlanan bütçenin maaş ve cari giderler bütçesi olduğunu ve bütçenin dağılımına bakıldığında yatırım, proje, etkin kullanım, reform ve kalkınmaya yönelik kalem ve kaynak ayrılmadığını savundu. Tüm projeler için Türkiye Cumhuriyeti’nden gelen kaynağın beklendiğini kaydeden Baybars, ancak 11 milyarlık bir açık olduğunu ve bunun da 8 milyarının TC’den gelmesinin öngörüldüğünü belirtti.
Maaşlara yapılan artışın ne pahalılığı azaltacağını, ne de alım gücünü artıracağını ileri süren Baybars, ekonomik program ve ekonomik kalkınma programının önemine dikkat çekerek, henüz Devlet Planlama Örgütü tarafından henüz böyle bir programın hazırlanmadığını kaydetti.
Polis Teşkilatı’na yazılım gibi altyapı konularında kaynak ayrılacağı söylendiğini ancak herhangi bir bütçede bunun yer almadığını söyleyen Baybars, ülkede halen daha polisin muhaceret ile ilgili birimlerinin eski yazılımlarla çalışmak durumunda kaldığını kaydetti.
Şan: Bütçe, öngörü demektir…
Milletvekili Baybars’ın ardından söz alan Maliye Bakanı Alişan Şan, bütçenin öngörü olduğuna dikkat çekerek, bütçe hazırlanırken Haziran-Eylül harcama ve gelirlerinin dikkate alınarak hazırlandığını söyledi.
Şan, iki yıllık pandemi süreci ve ardından gelen savaşa işaret ederek, tüm emtia fiyatlarının yüzde 400-500 artış yaşadığını ve bunların ışığında bütçenin hazırlandığını belirtti ve Meclis’teki konuşmaların “dünyanın geriye kalanı dört dörtlükmüş” gibi olduğunu söyledi.
Sürdürülebilir ekonomi için bir kalkınma programı ihtiyacını konusunda hemfikir olduklarını kaydeden Şan, bunun için hem Başbakanlık hem de Maliye Bakanlığı’nın yoğunluk içerisinde çalışmalarını yaptıklarını, Mayıs-Haziran ayı içerisinde hazırlanmış olacağını dile getirdi.
Şan, yatırımın bir “kuş tüyü” gibi olduğunu, o nedenle Meclis’te yapılan açıklamalara dikkat edilmesi gerektiğini söyledi ve 11 milyar TL’lik açığın söz konusu olmadığını, kaynağın kullanıldığı takdirde bunun kaleme girebileceğini belirtti ve “muhalefetin daha doğru yapılması” çağrısında bulundu.
Eleştirilen gerçekçi olması gerektiğini söyleyen Şan, enflasyon ve devalüasyonun bir yumak gibi olduğunu, dezavantajları olduğu gibi avantajları olduğunu dile getirdi; buna örnek olarak Güney’den gelen kişilerin yaptığı harcamaları ve sonucunda artan gelirleri verdi.
Erhürman’dan Şan’a eleştirili düzeltme
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman ise, Şan’ın “doğal seleksiyon” ifadesini eleştirerek, “Bahsetmeye çalıştığınız, arz-talep ise, arz-talep denilen şey böyle bir şey değildir. Öyle olsaydı, ülkede alım gücü düştü, talep düştü, sonucunda fiyatların düşmesi gerekti. Neden düşmüyor? Çünkü Güney’den gelen bir akım var” dedi.
Erhürman, “Ülkenin Maliye Bakanı bunları söylüyorsa, vay halimize” diyerek, bu bakış açısıyla asgari ücreti belirlemek için masaya oturulmaması gerektiğini kaydetti.
Şan’ın Türkiye’den gelen çalışanları örnek vermesini de eleştiren Erhürman, şu anda birçok çalışanın üçüncü dünya ülkelerinden geldiğine dikkat çekti.
Erhürman, bütçede “bütçenin hedefinin üretimi artırmak suretiyle büyümeyi sağlamak ve istihdamın önünü açmak olduğu” ifadesinin yazıldığını vurgulayarak, bütçede bunun sağlayacak bir kalem olmadığını savundu ve bunun nasıl sağlanacağını sordu.
Turkish power 2 Yıl Önce
Bir de bize sor