Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, Davos’taki temasları, Güney Kıbrıs’taki fanatik Rum siyasi partilerinin tepkisine yol açtı. Rum Yönetimi başkanı Anstasiadis’i suçlayan muhalefet partileri, Davos’taki temaslarla Akıncı’nın statüsünün yükseldiğini savundu.
Simerini haberi “Eide, Başkan’ın Akıncı’yla Ortak Görüntü Sergilemesinden Dolayı Bayram Yapıyor… Partilerden Davos İçin ‘Şimşekler’… Anastasiadis’in Ziyaretini Sadece DİSİ ve AKEL Faydalı Görüyor” başlığıyla manşete çekti.
Habere göre DİSİ ve AKEL dışındaki partiler, sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin gerek esas gerek etki yaratma açısından kaybettiği, tek kazançlı olanın, Davos’tan siyasi açıdan yükselmiş çıkan Cumhurbaşkanı Akıncı olduğu düşüncesiyle Davos sonuçlarına ateş püskürdü. DİSİ, Anastasiadis’in fırsatı değerlendirdiği görüşünü ortaya koyarak, Davos ziyaretini çok başarılı bulduğunu açıklarken AKEL, BM Genel Sekreteri’nin katılımının faydalarına dikkat çekti.
Gazete Rum Sözcü Hristodulidis’in “ne yasadışı oluşumlar ne de yasadışı rejim temsilcileri bu şekilde yükselir” diyerek kaygıları gidermeye çalıştığını ancak BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin, Cumhurbaşkanı Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in ilk kez bütün dünyanın önünde birlikte görüntü vermelerinin önemine dikkat çektiğine vurgu yaptı.
AKEL ise “Kıbrıs sorununun enternasyonalize edilmesi ve sorunun çeşitli yönlerine dair Rum tezlerinin öne çıkarılması için her fırsat ve olanağın değerlendirilmesinin faydalı olduğuna dikkat çekerek “BM Genel Sekreteri’nin şahsen müdahil olmasını ve yürütülmekte olan müzakere prosedürü hakkına doğrudan bilgilendirilmesini de faydalı değerlendiriyoruz” vurgusunu yaptı, şunları ekledi:
“Bizim çabamız, başarabildiğimiz ölçüde uluslararası ilgiyi bizim tezlerimize, basksıları da Ankara’ya kanalize etmekti.”
DİKO kükredi
Fanatik DİKO tarafından yapılan açıklamada, Anastasiadis’ten, Genel Sekreter ve Akıncı ile ortak görüşmede konuşulanlar hakkında detaylı ve samimi bilgilendirme beklediğini vurgulayarak şunlara dikkat çekildi:
“Ancak Sayın Akıncı’nın yerleşikler, garantiler, daimi derogasyonlar, mülkiyet, toprak, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tasfiyesi v.b ile ilgili tekrar ettiği açıklamalarını dikkate alırsak, tam olarak hangi yönlerde ilerleme sağlandı? Genel Sekreter’in kapsamlı çözümle ilgili iyimserliği nerden kaynaklanıyor? Genel Sekreter’in rutin tavsiye ve dilekleri maalesef Davos sahnesinin sadece Sayın Akıncı’nın daha da yükseltilmesi için kurulduğunu gösteriyor.”
Akıncı karlı çıktı
Sözde sosyalist EDEK açıklamasında şunlar kaydedildi:
“Davos sonuçları, sorumlu ve objektif şekilde gözden geçirildiğinde Türkiye’nin ve ilk kez Dünya Ekonomik Forumu’na katılan Sayın Akıncı’nın karlı çıktığı net ve şüphe götürmez şekilde ortaya çıkıyor. Başkan Anastasiadis Davos’taki temaslarından Kıbrıs sorunu ve çözüm konusunda edindiği somut kazancı açıklasın.”
EURO.KO Akıncı’nın Davos’ta “Türkiye’nin temsilcisi olarak görünüp konuştuğunu, Kıbrıs’ta işgal olmadığı, Türkiye’nin çözüme katalizör ve yardımcı olduğu, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin işlevsiz olduğu, Kıbrıs’ta iki halkı ve iki devleti temsil eden iki eşbaşkan bulunduğu şeklindeki Türk propagandasının üzerine eklemeler yaptığını” savundu.
Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nun “Türk propagandası ve değişmez Türk tezlerinin öne çıkarılması için kürsüye çevrildiği” iddiasında bulunan Ekologlar ve Çevreciler Hareketi şu görüşleri ortaya koydu:
“Akıncı’nın işaret ettiği iki bölgeli iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federasyon taahhüdü Kıbrıslı Rumların bir dizi acı tavizinin sonucudur, mantık sahibi kimseyi tatmin edemez. Çünkü çözümsüzlük konusunda, Annan planını reddettikleri için Kıbrıslı Rumları suçladı ve Kıbrıslı Türklerin izolasyonundan söz etti. Davos bir hataydı. Dileriz bu hatanın bedeli çok ağır olmaz.”