Diyalog Gazetesi

Süreç satırlara döküldü

KIBRIS

Rum lider Anastasiadis’ten sonra Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu da BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’a mektup gönderdi

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban KiMmoon’a mektup göndererek “Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiades’in ya Kıbrıs Türk tarafının 14 Aralık 2013 tarihli önerisini kabul etmeye veya önkoşulsuz masaya oturmaya ikna edilmesi gerektiğini” bildirdi.

Eroğlu mektubunda, “Rum liderin 2 Ocak’ta Genel Sekreter’e gönderdiği mektuptaki kısa ortak açıklama önerisinin samimiyetten yoksun olduğunu” vurgulanarak, “ilk taslağın da başlangıçta kısa bir metin olarak tasarlandığını, ancak Kıbrıs Rum tarafının metni öze yönelik konularda Betist aşırı yükleme yapmaya çalışması sonucu egzersizin uzayıp giden karmaşık bir sürece dönüştüğünü” hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu 20 Ocak Pazartesi günü BM Genel Sekreter Ban Ki-Moon’a gönderdiği mektupta ilk olarak 2010’da göreve başlamasıyla birlikte yaşanan sürece işaret etti.

 

BM Kararlarına bağlılığımı teyit ettim

Eroğlu, Genel Sekreter’e yaşanan gelişmeleri şöyle anımsattı:

“Hatırlayacağınız üzere, Nisan 2010’da Cumhurbaşkanı seçilmemin ertesinde, size iki kesimli, iki toplumlu ve BM Güvenlik Konseyi kararlarında belirtildiği şekilde siyasi eşitliğe dayalı bir federasyona olan bağlılığımı teyit ettiğim ve müzakerelere bırakıldığı yerden devam etmeye hazır olduğumu ifade ettiğim bir mektup göndermiştim. Ayrıca, müzakerelerde yıllar içerisinde ortaya çıkan ve sürecin temelini oluşturmaya devam eden parametreleri ve yakınlaşmalarıda kabul ettiğimi ifade etmiştim.

 

Anastasiadis aynı yaklaşımı gçstermedi

Doğal olarak, Şubat 2013’te Kıbrıs Rum toplumunun lideri olarak seçilen, Kıbrıslı Rum muhatabım Nikos Anastasiades’ten de aynı yapıcı yaklaşımı bekliyordum. Ancak ne yazık ki, Sayın Anastasiades bunu yapmamakla kalmayıp, tam teşekküllü müzakerelerin başlamasına önkoşullar koyarak ve çeşitli bahaneler öne sürerek müzakere masasına gelmeyi de reddetmiştir. Benimle bu anlamda angaje olmayı reddeden tavrı bugün de devam etmektedir.

İyi niyetimin ve diğer tarafın endişelerini giderme arzumun bir göstergesi olarak ilk Liderler görüşmesi sonrasında yapılacak bir ortak açıklama yazım egzersizine girmeyi kabul ettim.

 

“Azami esneklik gösterildi”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu geçen dört aylık süre içinde egzersizin başarı ile sonuçlanması için yapıcı davranmaya azami özen gösterdiğini” belirttiği mektupta, şu ifadeleri kullandı:

“Bu maksatla, küçük değişikliklerle, 7 Ekim 2013 tarihli BM tarafından hazırlanan “fikirler malzemesi” (foodforthought) kâğıdını ve BM tarafından hazırlanmış olan11 Aralık 2013 tarihli bir başka kâğıdı kabul ettik. Son olarak, sadece BM’nin değil, Türkiye de dahil olmak üzere diğer önemli aktörlerin aktif katılımı ve desteğiyle hazırlanan bir taslak öneri sunduk.

 

Siyasi cesaret ve liderlik gösterdim

Özel Danışmanınız Sayın Alexander Downer ve BM müzakere ekibince muhakkak bilgilendirilmiş olduğunuz üzere, bu son taslak hazırlanırken, Sayın Anastasiades de dahil olmak üzere, ilgili tüm taraflara danışılmış ve bize bu taslağın ortaya çıkabilecek en iyi taslak olduğu kesin bir dille söylenmişti.

Başka bir deyişle, bu öneri, Kıbrıs Türk tarafının azami esneklik ve uzlaşı ruhuyla Kıbrıs Rum tarafının talep ve endişelerini karşıladığı bir teklifti. Ben, bu acı verici fedakârlığı yaparak, siyasi cesaret ve liderlik gösterdim.”

 

“Güvenceler istemekte haklıyız”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Rumların Türk tarafının bu jestini kabul edeceği yerde, Türk önerisini itibarsızlaştırmaya çalıştığına, hayati konulara ilişkin meşru Türk endişelerini açıkça yok saydığına da Genel Sekreter’in dikkatini çekti.

 

Eroğlu mektubunda şunları kaydetti:

“Hayati konulara ilişkin meşru endişelerimizi açıkça yok saymayı amaçlayan, bir tarafın diğeri üzerinde (bu durumda Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs Türk tarafı üzerinde) egemenlik iddiasına açık kapı bırakan yeni bir taslak göndermesinden ötürü çok şaşırdık ve hayal kırıklığına uğradık. Bu son manevrayla, Kıbrıs Rum tarafı egzersizi etkin şekilde sekteye uğratmıştır.1963’te Kıbrıslı Rumlar tarafından silah zoruyla gasp edilen 1960 ortaklık devletinden atılmış olmanın acısını çekmiş ve bu nedenle 50 yılı aşkın bir süredir uluslararası sistemin dışında bırakılmış bir halk olarak, benzer kötü olayların tekrarlanmasını engelleyecek etkili güvenceler istemekte haklıyız.

 

Anastasiades ayak sürüyor

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “Rum tarafının egzersiz esnasında, ortak açıklamayı ön koşul haline getirdiğine, birkaç kez ‘tıkanıklık’ ilan ettiğine de dikkati çekerek, “bunun Rum tarafının egzersiz konusundaki samimiyetsizliğini ve niyetinin ayak sürüme, olayı olduğunu” belirtti.

Cumhurbaşkanı Eroğlu mektubunu şöyle sürdürdü:

“Başından beri vurguladığım gibi, herhangi bir ortak açıklama veya önkoşul olmaksızın da tam teşekküllü müzakerelere başlamaya ve ilgili Güvenlik Konseyi kararlarında öngörüldüğü şekilde iyi niyetle müzakere etmeye hazırım. Ancak, samimi umudumuz, ortak açıklama taslağının şu anki haliyle kabul edilmesi, dolayısıyla formüle edilmesi için harcanan dört aylık çabanın boşa gitmemesidir. Kıbrıs sorunu 50. yılını doldurmuştur ve bu anlaşmazlığı çözmenin zamanı çoktan gelmiştir. Bu, halklarımızın liderleri olarak sadece vizyonumuz değil, gelecek nesillere karşı sorumluluğumuzdur.

 

Anastasiades’in mektubu çarpıtmadır

Sayın Anastasiades, yinelediğim önkoşulsuz müzakere çağrılarına olumlu yanıt vermek yerine, sizin Güvenlik Konseyi’ne art arda sunduğunuz raporlarda yaptığınız tavsiyenin aksine, bir suçlama oyunu içerisine girmiş olup, kamuoyuna olumsuz mesajlar vermektedir. Bu bağlamda, Sayın Anastasiades’in Ekselanslarınıza ve Özel Danışmanınız Sayın Downer’e göndermiş olduğu, içerisinde ortak açıklama yazım egzersizine ilişkin resmi tamamen çarpıtan ve İyi Niyet Misyonunuz’un kapsamını ve hatta Özel Danışmanınız’ın saygınlığını sorgulamaya kadar varan mektuplardan haberdarız. Bu mektupların içerdiği iddiaları ayrıntılı bir yanıtla onurlandırmayacak olsam da, Sayın Anastasiades’in 2 Ocak 2014 tarihinde size gönderdiği mektupta, yapıcı olsun veya olmasın, her türlü “muğlaklığı”, “yaratıcı düşünceyi” ve hatta “dengeli uzlaşıyı” reddettiğine işaret etmek isterim. Bunların her sonuç alıcı müzakerenin vazgeçilmez unsurları olduğunu vurgulamama gerek yoktur.

 

Rumların teşvik edilmeye ihtiyacı vardır

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “gelinen aşamada çıkış yolunun uluslararası toplumun Kıbrıs Rum tarafını ilgili tüm aktörlerin katılımı ile hazırlanmış mevcut Kıbrıs Türk önerisine karşı takındığı olumsuz tutumdan vazgeçmeye ve önkoşulsuz olarak müzakere masasına oturmaya ikna etmesi olduğunu” vurguladı.

“Ortak açıklama için başlatılan süreçte 4 ay geçtikten sonra Rum tarafının daha kısa bir metin yazımı egzersizine başlanmasını istemesinin samimiyetten yoksun olduğunu” ifade eden ve “ilk taslak da başlangıçta kısa bir metin olarak tasarlanmış, ancak Kıbrıs Rum tarafının masada görüşülmesi gereken öze yönelik konularla metni aşırı yüklemeye çalışması sonucu egzersiz uzayıp giden karmaşık bir sürece dönüştü” diyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, Genel Sekreter Ban Ki-Moon’a gönderdiği mektubunu şöyle tamamladı:

“Kıbrıs Rum tarafının motive edilmeye ve ayak sürüme stratejisini gözden geçirerek tam teşekküllü müzakerelerin daha fazla gecikmeden başlamasına yardımcı olacak bir yaklaşım benimsemesi için teşvik edilmeye ihtiyacı olduğu aşikârdır. Güvenlik Konseyi’nde yapılacak istişareler ve BM BG’nin görev süresinin uzatılma kararının alınması arifesinde, Ekselanslarınızın, yukarıda belirttiğim gerçeklere ilişkin olarak Güvenlik Konseyi üyelerini gerektiği şekilde bilgilendireceğinize dair bilgelik ve sağduyunuza güvenim tamdır.”

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.