Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hamit Bakırcı, dün düzenlediği basın toplantısında, taş ocaklarının rehabilitasyonu konusundaki çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Bakırcı, taş ocaklarının ülkenin en büyük sıkıntılarından biri olduğunu ve taş ocaklarının yarattığı görüntü kirliliğinin kabul edilebilir olmadığını kaydetti. Bakırcı, “Taş ocakları sahipleriyle yapacağımız yeni anlaşmalara uyulmadığı takdirde taş ocakları ellerinden alınır gerekirse bazı şeyleri de tazmin edecekler” dedi.
Taş ocağı işletmecilerinin ruhsatlarının yenilendiği 2006’da 29 kriter getirildiğini anımsatan Bakırcı, kriterler arasında çevrede daha az tahribat yaratan patlatma yöntemleri ile basamaklandırılarak ağaçlandırılmasının da bulunduğuna işaret etti.
Bakırcı, bugün ocaklardan sadece 3 tanesinin basamaklandırma yapmaya çalıştığını söyledi.
“Ocaklar değerlendirilirken şehirleşme de düşünülmeli”
Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hamit Bakırcı, çevreye zararın en aza indirilmesi ve taş ocaklarının rehabilitesini sağlamak amacıyla ruhsat yenilenmesinde kullanılan 29 maddelik puanlama sisteminin yapılıyor gibi görünse de başka sebeplerden dolayı suistimal edildiğini belirtti. Bakırcı, “Amacımız suistimali ortadan kaldırmaktır” dedi.
Taş ocaklarını değerlendirirken şehirleşmenin de düşünülmesi gerektiğini kaydeden Bakırcı, uzun vadeli imar planlarının yapılması ve taş ocaklarının da buna göre planlanması gerektiğini kaydetti.
Bakırcı, ocakların kapatılmasına ilişkin bir karar alınması durumunda tüm ihtiyacın ithal edilmesi gerekeceğini belirterek, “Ülkenin ihtiyacı olan kum ve çakılı dışarıdan mı getireceğiz ? Getirirsek maliyeti ne olacak? 55-60 bin Sterlin olan eve 100 bin Sterlin ödeyebilecek miyiz? Ocak işletmelerinin çevreye yaptığı zararı da gördüğümüz zaman içimiz gidiyor o zaman ikisinin ortasını bulmamız lazım” dedi.
İki taş ocağının rehabilite edildiğini kaydeden Bakırcı, taş ocaklarının iyileştirilmesi çalışmaları kapsamında ise Aygün Taşocağı’nın rehabilite edildiğini söyledi. Büyükkonuk’taki taş ocağının ise basamaklandırıldığını kaydeden Bakırcı, 2 bin 250 fidan dikildiğini ve 7 bin 500 daha dikileceğini belirtti.
Değirmenlik’teki ocak en sorunlu olan
Değirmenlik bölgesinde Karayolları Dairesi’nin işlettiği ocağın ise en sıkıntılı ocak olduğunu söyleyen Bakırcı, mevcut yapısıyla basamaklandırarak rehabilitasyonun mümkün olmadığını kaydetti. Hamit Bakırcı, söz konusu dağın her iki tarafında da ayna (dikey) oluştuğunu, bir tarafındaki dikeyin 90-100 metre yüksekliğinde olduğunu, ortada ise ancak bir kamyonetin geçebileceği kadar geniş bir bölüm kaldığını anlattı.
Rehabiliteler 2025’te tamamlanır
Her taş ocağının rehabilite süresinin farklı olduğunu, bazı ocakların 6 bazılarının 10 yıl alacağını anlatan Bakırcı, 2025 yılına kadar rehabilite edilmemiş taş ocağı kalmayacağını ifade etti.
Girne sıradağlarında görüntü kirliğine neden olan mevcut 19 kırma kum-çalık ocağından ruhsatı devam eden ve faal olan 16 ocak bulunduğuna işaret eden Bakırcı, işletilmeyen taş ocaklarındaki görüntünün giderilmesinin mümkün olmadığını bu nedenle işletilmeyen taş ocaklarının bir şeklide işletilmesi gerektiğini kaydetti.
Bakırcı, taş ocaklarının azaltmanın yöntemlerinin bir tanesinin ise, işletmelerin kooperatifleşme veya birleşmeye gitmesi olduğunu belirtti.
Mevcudun yarısı ülkeye yeter
Ülkede günlük çakıl kum ihtiyacının 7 bin 500 ton olduğunu ancak üretim kapasitesinin 20-25 bin ton olduğuna işaret eden Bakırcı, mevcut taş ocaklarının yarısının ülke ihtiyacını karşılayabileceğini ifade etti.
Ülkede, 19’u kırma kum-çakıl olmak üzere toplamda 54 ocak var. Bunların 36’sı faaliyette bulunuyor.