Melin DOBRAN
Girne’de Ada Hospital’de yasa dışı kürtaj yaptıkları iddiasıyla tutuklanan sanıklar Dr. Mehmet Ali Tunçbilek, Dr. Verda Tunçbilek, Dr.Fahri Karagözlü, Dr.Rasıha Serdaroğlu,ebe Ayşegül İşbilen, hemşire Taner Okburan dün yeniden Girne Ağır Ceza Mahkemesi’ne çıkarıldı.
Yargıç Fatma Şenol’un başkanlık ettiği davanın dünkü oturumunda sanık Mehmet Ali Tunçbilek, savunma yaptı. Sanık Tunçbilek, yeminsiz ifade verdiği için iddia makamı tarafından sorgulanmadı. Sanık, mahkemede iddia makamının aleyhine getirdiği davalara ve aleyhinde sunulan tanık ifadelere değindi.
Karagözlü’yü eski Bakan Ahmet Kâşif tavsiye etti
Sanık Mehmet Ali Tunçbilek, eşi Verda Tunçbilek ile birlikte bir süre Türkiye’de doktorluk yaptıklarını, orada uzmanlık eğitimleri aldıklarını ve 2008 yılında KKTC’ye döndüklerini ifade ederek şunları söyledi:
“KKTC’ye döndükten sonra ben devlet hastanesinde eşim ise özel hastanelerde çalışmaya başladı. Eşim 2010 yılında tüp bebek sertifikası için 6 ay Türkiye’ye gidip eğitim aldı. Döndükten sonra da Lefkoşa’da tüp bebek merkezlerinde çalışmaya başladı. Bir süre sonra kendi hastanemizi kurmaya karar verdik. Amacımız sadece bir tüp bebek merkezi açmaktı. Ada Hospital’in binasını satın aldık, aletler için kredi çektik.2013 yılında dönemin Sağlık Bakanı Ahmet Kâşif ile görüştüğümüzde bizi takdir ettiğini, eğer daha kapsamlı bir hastane açarsak daha fazla destek olacağını söyledi. Bize bir kadın doğum uzmanına daha ihtiyacımız olduğunu, deneyimli ve tecrübeli olan Fahri Karagözlü’nün hastane işletmesi konusunda ve doktor olarak büyük yardımlar yapabileceğini söyledi.
Bunun üzerine Fahri Karagözlü ile görüştük. Karagözlü, başhekim olarak görev almak istediğini, ayrıca kendi hastalarının operasyonlarını bizim hastanemizde ameliyat başına para vererek yapması şartını koştu. Biz de kabul ettik. Hastanemiz 2013 yılında açıldı. Kısa bir süre sonra hasta sayımız çoğaldı ve tüp bebek merkezleri içerisinde ilk ikiye girdik. İşler yoğunlaşınca eşim Verda Tunçbilek, idari kısmı için benden yardım talep etti. Ben Türkiye’den gelen doktorları karşılıyor, akşam yemeğe çıkarıyor ve diğer idari işlerle uğraşıyordum.
“Bir hekim kendi işlerinden sorumludur”
Sanık Tunçbilek, Fahri Karagözlü’nün kendi hastaları ile ilgilendiğini ifade ederek, “Bir hekim yaptığı tedavilerle ilgili diğer bir hekime bilgi vermek zorunda değildir. Fahri bey yaptığı işlemlerle ilgili bilgi vermezdi. Ameliyathaneyi kullandığında da randevuyu sekreterlikle hallederdi. Ayrıca sadece Fahri Bey değil, başka doktorlar da talep edip ameliyat haneyi kullanıp, hastaneye ücret öderdi. O doktorlar da arayıp bizden değil sekreterlikten randevu alırdı” dedi.
“Sezaryenle doğuma kasaplık tanımı”
Sanık; hastanede anestezi doktoru olarak görev yapan Oktay Ayzer’in Fahri Karagözlü’nün kasaplık yaptığına dair kendisine uyarıda bulunduğuna dair polise verdiği ifade ile ilgili de şöyle konuştu:
“Tutuklandıktan sonra polise verdiğim ifade de hastanede çalışan Doktor Oktay Ayzer’in ‘Fahri kasaplık yapıyor’ şeklinde benimle konuştuğunu söylemiştim. Oktay Ayzer uzun yıllar Almanya’da çalışan hem kadın doğum hem de anestezi uzmanlığı olan biridir. Biz onu anestezi uzmanı olarak işe aldık. Başka bir kadın doğum uzmanına ihtiyaç yoktu. Ancak Oktay Bey her zaman kadın doğum hastaları ile ilgilenmek istiyordu. Fakat Fahri Bey bunu istemiyordu. Ayrıca Oktay Ayzer, Almanya’da doğumların normal yolla gerçekleştiğini, Kıbrıs’ta kadınların çoğunlukla sezaryen olduğunu söyleyip bu konudan şikâyetçiydi. Okay Ayzer, tanık kürsüsüne çıkıp Fahri Karagözlü’ye neden kasap dediğini açıkladı. Fahri Karagözlü’nün normal doğum yaptırmamasını ve hastaları sezaryenle doğuma almasını kastettiğini kendi söyledi.”
“Konuştuklarımızın üzerine geldi”
Hastanede aşçı olarak çalışan H.K’nin mahkemede, “Mehmet Ali Tunçbilek’in Fahri Karagözlü’ye abi bunlara (kürtajlara) ihtiyacımız yok” şeklidce cümle sarf ettiğini duyduğuna dair ifadesine değinen sanık şunları söyledi:
“Türkiye’den bize tüp bebek hastası gönderen bir doktor arayıp şikâyetçi oldu. Hastanemizde bir hastanın saatlerce bekletildiğini, yatak olmadığı için odaya alınmadığını söyledi. Bu telefon görüşmesinden dolayı çok sinirlendim. Hastanenin mutfağına indiğimde Fahri Karagözlü oradaydı. Hastanede tüp bebek hastaları 2 buçuk saatte taburcu olurken kürtaj hastaları ise 2 veya 3 gün yatıyordu. Hastanemizde 6 yatak kapasitesi olduğu ve hastanenin en büyük gelir kaynağı tüp bebek olduğu için Fahri Karagözlü’ye kürtaj hastalarına ihtiyacımızın olmadığını, önemli olanın tüp bebek hastaları olduğunu söyledim. Mutfak çalışanı H.K, bu konuşmanın üzerine geldi ve sanırım bunu kastetti.”
“Kötü durumumuzdan yararlanmak istedi”
Sanık Tunçbilek, Türkiye’de hasta bulup Ada Hospital’e getiren R.Ö’nün mahkemede aleyhlerine verdiği ifadeye de değindi. Sanık şöyle dedi:
“R.Ö, Ada Hospital’e hasta buluyordu. Mahkemedeki ifadesinde Eylül ayı başlarında ben ve eşim ile İstanbul’da görüşme yaptığını, araçla bizi havaalanından almaya geldiğini ve yasa dışı kürtajlar yapılığına dair duyum aldığı için bizi uyardığını öne sürdü. R.Ö’nün söz ettiği tarihte biz İbiza adalarındaydık. R.Ö ile İstanbul’da bir araya gelmedik. Bu şekilde ifade vermesini biz tutuklandıktan sonra hastane yönetimini devralmak istemesi olmuş olabilir. Biz tutuklanıp, teminatla serbest kalınca ziyarete geldi. Bizim ne olacağımızın belli olmadığını, hastaneyi işletmek isteyenler olduğunu ancak 5 yıl boyunca ne benim ne de eşimin hastaneye uğramaması konusunda şart koştu. Bizim kötü durumumuzdan yararlanmak istemesi canımızı sıktı. Sanırım iki kez teklifi reddedilince bu şekilde ifade verdi.”
“Ne suç işledim ne de ortak oldum”
“Beni hiç kimse hastanede yasa dışı işlemler yapıldığına dair uyarmadı. Kimse ile bu konuda diyaloğa girmedim. Kimseye suç işlemesi için yardım etmedim. Herhangi bir suça ortak olmadım. Tutuklandığım ilk günden beri polise yardımcı oldum. Hasta kayıt defterleri ile hiçbir alakam olmadı. Aleyhime getirilen suçlamaları kabul etmiyorum.”
Sanık Tunçbilek’in yeminsiz ifadesinin ardından avukatı Serhan Çınar, tanık çağırmak istedi. Ancak diğer sanık avukatlarının süre talep etmesi üzerine mahkeme heyeti duruşmaya ara verdi. Mahkeme, duruşmayı bugün saat 10.00’a erteledi.