Çiğdem AYDIN-Pelin YÜKSELAY
Girne’de faaliyet gösteren ‘Ada Hospital’ isimli Tüp Bebek Hastanesi’nde, anne karnında canlı oldukları iddia edilen 6 aylık bebeklerin kürtaj yoluyla alındığı ve daha sonra boş bir araziye gömüldüğü iddiaları sonrasında 3’ü doktor olmak üzere 8 kişi tutuklandı. Kıbrıs’ı ayağa kaldıran bu olay Girne Mahkemesi’ne taşınırken, Ada Hospital 3 ayı geçmemek kaydıyla Sağlık Bakanlığı tarafından kapatıldı.
Olayla ilgili olarak Dr: Mehmet Ali Tunçbilek, Dr.Verda Özkent Tunçbilek ile Jinekolog Dr. Fahri Karagözlü, Anestezist Rasiha Serdaroğlu, Ebe Ayşegül İşbilir, hastenede çalışan şoför Aziz Doğgün ve hastane sekreteri Cemaliye Ölmez dün mahkemeye çıkarılarak tutuklandı. Akşam saatlerinde ise hemşire Taner Okburanı da polis tarafından gözaltına alındı. Diyalog’a konuşan Avyukat Boysan Boyra; suçun derecesine göre 14 yıla kadar hapisliğin sözkonusu olabileceğini söyledi.
Ölmez ve Doğgün ağaçlık alana gömdü
Olayla ilgili mahkemeye şahadet sunan polis; Cemaliye Ölmez ve Aziz Dağgün’ün “suçu örten” suçlaması ile tutuklandıkları, zanlı Mehmet Ali Tunçbilek, Verda Özkent Tunçbilek, Fahri Karagözlü, Rasiha Serdaroğlu, Ayşegül İşbilen ve Taner Okburan’ın ise “suçu örten” suçla bağlantılı olarak ayni tarihte soruşturma amaçlı gözaltına aldıklarını aktardı.
Polis, zanlı Ölmez ve Doğgün’ün 2013-2016 yılları arasında Girne’de Ada Hospital isimli hastanede ameliyatla alınan yasal sınır olan on haftadan büyük fetusları Hz. Ömer Türbesi ve Zeyko Yağ Fabrika’sının bulunduğu bölgede ağaçlık ormana gömdüklerini tespit ettiklerini kaydetti.
Suçlarını itiraf ettiler…
Polis, yapılan ilk sorgulamada zanlıların işlemiş oldukları suçu itiraf ederek polise açık ifade verdiklerini belirtti. Polis, aynı gün soruşturmayı derinleştirdiklerini ifade ederek zanlı Cemaliye Ölmez ve Aziz Doğgün’ün cep telefonlarını inceleme altına aldıklarını anlattı.
Polis, her iki telefonda da yapılan incelemede, zanlıların bölgede gerçekleştirdikleri işlemlerle ilgili bulgular tespit ettiklerini kaydetti. Telefon kayıtlarının inceleme altına alındığını kaydeden polis, soruşturmanın devam ettiğini ifade ederek her iki zanlının da 3’er gün daha tutuklu kalması talebinde bulundu.
İtirafın arkasından gözaltılar başladı…
Soruşturmayı yürüten polis, başlatılan geniş soruşturmada zanlı Cemaliye Ölmez ve Aziz Doğgün’ün itirafı ile Doktor Mehmet Ali Tunçbilek, Doktor Verda Özkent Tunçbilek, Jinekolog Doktor Fahri Karagözlü, Anestezi uzmanı Rasiha Serdaroğlu, ebe Ayşegül İşbilen’in “suçu örten” suçla bağlantılı tutuklandıklarını kaydetti. Polis, yapılan araştırmada Mehmet Ali Tunçbilek ve Verda Özkent Tunçbilek’e ait Ada Hospital’de karşılığında gelir elde ederek “Kürtaj”ın hastanelerinde yapılmasına göz yumduklarını söyledi.
Başlatılan soruşturma çok ciddi…
Polis, Jinekolog Doktor Fahri Karagözlü, Rasiha Serdaroğlu ve Ayşegül İşbilen’in Ada Hospital’de 2013-2016 yılları arasında yasal sınır olan on haftadan büyük gebelikleri operasyonla sonlandırdıklarını ifade etti. Polis, başlatılan soruşturmanın çok ciddi olduğunu belirterek zanlıların soruşturma amaçlı 3’er gün daha poliste tutuklu kalması talebinde bulundu.
Soruşturmayı genişleten Girne Polis Müdürlüğü, zanlılardan alınan ifadeler doğrultusunda, olayla bağlantılı emekli hemşire Taner Okburanı’da gözaltına aldı. Okburan, dün mesai bitimi Girne Kaza Mahkemesi’nde yargıç huzuruna çıkartılarak aleyhinde 3 gün tutukluluk emri alındı.
Serdaroğlu ile Karagözlü hastanede
Öte yandan zanlılar Rasiha Serdaroğlu ile Fahri Karagözlü’nün sağlık sorunları nedeni ile Girne Akçiçek Hastanesi’ne kaldırıldıkları ve orada polis gözetiminde tutuldukları belirtildi.
Boyra: 10 haftadan sonra alınması yasal değil…
Ülke genelinde infial yaratan olaydan sonra işin hukuki boyutu hakkında Diyalog muhabirinin görüşüne başvurduğu Avukat Boysan Boyra şunları aktardı: “Anne karnındaki cenin 10 haftalığı geçtiği andan itibaren, alınması yasal değildir, suçtur. 10 haftadan büyük bir ceninin ki ben buna artık cenin demiyorum, ‘kişi’ diyorum, hayatına son verilmesi, öldürülmesi büyük suçlar içerisine girmektedir. Konuyla ilgili var olan yasaya göre, bebek anne karnındayken, anne hayatını tehlikeye atacak bir şekilde büyüyorsa, anne karnında ölüm gerçekleşmişse, sakat doğum olacaksa ve buna benzer, ‘gerek anne açısından gerekse de bebek açısından’ hayati tehlike arz eden durumlar varsa, ancak o zaman kürtaj olunarak, çocuğun hayatına son verilebilir. Bunun içinde yine yasaya göre, önce konu Sağlık Müdürlüğü’ne ibraz edilir. Sağlık Müdürlüğü ‘gerçekten hayati bir durum söz konusu olup olmadığını incelemeye alır ve buna göre bir rapor hazırlar. Hazırlanan rapor kürtajın olacağını ya da olmayacağını bildirir.
14 yıla kadar hapislik…
Eğer kürtaj olacaksa da bu işlem kayıt altında yapılır. Sağlık Müdürlüğü anne ile ilgili tüm bilgileri almak yükümlülüğündedir. Sağlık Müdürlüğü’nün haberi olmadan anneye bu şekilde bir müdahale yapılması suçtur. Bu suçu işleyenler 7 yıldan 14 yıla kadar hapis cezası ile yargılanır. Dolayısı ile bu karşılaştığımız olayda eğer bulunan cesetler 10 haftalığı geçmişse ki öyle olduğu söyleniyor, her halükarda bir suç işlenmiş demektir. Bu suç ‘acil alınması gerekiyordu, aldık’ diyerek de savunulamaz. Ne olursa olsun, bu işlemi yapan doktorlara, ‘Neden bu işlemlerden Sağlık Müdürlüğü’nün haber olmadığı’ sorulacaktır. Bunun yanında kürtajla alınan kişilerin neden yasaya aykırı bir şekilde gömüldüğü de ayrı bir suçtur.”
Mamalı: Ölü bebeklerin anneleri kimdir?
Ülkenin tanınmış avukatlarından Barış Mamalı ise şahsi facebook hesabından yaptığı açıklamada, olaya farklı bir bakış açısı getirdi ve yetkililere bazı sorular yöneltti. Mamalı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Ceza Yasası'na göre (acil tıbbi gereksinim yoksa) 10 haftalıktan büyük ceninler için kürtaj yapılması suçtur.
Bu suç kürtajı yapan doktorları, bu kürtaja göz yuman veya izin veren kişileri de kapsar.
Soru 1: Ölü bebeklerin anneleri kimdir, bu tespit yapılabilecek mi?
Soru 2: Ölü bebeklerin anneleri "evet bunlardan biri de benim çocuğumdu ve aldırttım" diyerek gizliliği ortadan kaldırır mı? Dünya aleme rezil olma pahasına bile bile suç işlediğini itiraf eder mi?
Soru 3: Ölü bebeğin hangi anneye ait olduğu (DNA yoluyla) tespit edilemezse, yani anne kim sorusuna cevap verilemezse doktorlar nasıl suça bağlanabilecektir?
Soru 4: Annenin kim olduğu tespit edilemezse, doktorun hangi anneye kürtaj yaptığı da tespit edilmemiş olmayacak mı?
Soru 5: Bu tür yasak kürtajlar yapılırken doktor hiç arkada iz bırakacak kayıtlar düzenler mi?
Soru 6: Mahkemeye "dedikodu" değil "kesin kanıtlar" konması gerektiğinden ölü bebeklerin DNA'ları ile eşleştirme yapılabilecek bir arşivimiz var mıdır? Tabii ki yoktur.
Soru 7: Peki Polis Örgütü'ne bu tür teknik ve bilimsel yanı yüksek olaylarda yardımcı olacak "Adli Tıp Kurumumuz" var mı? Yok.
Hürses: 3 milyon TL ceza alabilirler
Ülkenin tanınmış avukatlarından Özen Hürses de gündemde şok etkisi yaratan konuyu hukuki açıdan inceleyen isimler arasındaydı.
Hürses, doktorların tutuklanma olayının ardından yaptığı açıklamada “Fasıl 154 Ceza Yasası- Hamileliğin Yasal Bir şekilde sona erdirilmesi maddesi ve kurallarına aykırı hareket eden ve öngörülen haller dışında hamileliğe son veren veya verilmesine göz yuman veya izin veren kişiler, suç işlemiş olurlar ve mahkûmiyetleri halinde, başka bir Yasada öngörülen soruşturma ve ceza işlemlerine halel gelmeksizin, üç yıla kadar hapis cezasına veya üç milyon Türk Lirasına kadar para cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilir” dedi.
Büyük: Gelişmeleri yakından takip ediyoruz
Tabipler Birliği Asbaşkanı Dr. Sonuç Büyük ise konu hakkında şunları aktardı: “Biliyorsunuz bu olay dün patlak verdi, bugün de tutuklamalar oldu, mahkeme süreci başladı. Tabii olay daha çok yeni. Polis daha soruşturma aşamasında, tahkikat devam ediyor. Sağlık Bakanlığı da Tabipler Birliği de olayı duyar duymaz yakından takip etmeye başladık. Ben Tabipler Birliği’nin konuyla ilgili kurmuş olduğu komitede görev yapıyorum. Şu anda olayla ilgili gelişmeleri bizlerde çok yakından takip ediyoruz.
İzbul, Hastane Kapatıldı
Sağlık Bakanı Salih İzbul konuyla ilgili yaptığı açıklamada; 'Soruşturma tamamlanıncaya kadar 3 ayı geçmemek kaydıyla özel hastane kapandı"... dedi. İzbul, 'Yaşanan vahim bir olay, öğrendiğim andan itiibaren şoktayım. Özel sağlık hizmetleri kurulu olarak hastaneyi 3 ayı geçmemek kaydıyla kapatmaya karar verdik. Bu süre içinde suç unsuru tespit edilirse yeniden değerlendirilecek. Hastaların kimliğini bilmiyoruz ama süreci yakından takip ediyoruz" dedi...