Melin DOBRAN
Lefkoşa surlariçinde, 1932 yılında kurulan tarihi Bandabulya’da (Belediye Pazarı) çalışan esnafın işleri hiç de iyi gitmiyor. Çarşının geçtiğimiz yıllarda yapılan tadilatı esnasında daimi müşterilerini da kaybettiğini söyleyen esnaf, birçok dükkan sahibinin tadilattan sonra dükkânını dâhi açmadığını belirtti. Diyalog’a konuşan çarşı esnafı, işlerin, son 4 yıldan beri kötü gittiğini, yayalaştırmanın yanı sıra, park sorununun da müşterinin gelmemesinde etken olduğunu vurguladı.
Devletin ve belediyenin bir an önce sıkıntılarına çözüm bulmasını isteyen esnaf, “burasıyla ilgili acil olarak çözüm bulmazlarsa bütün esnaf kepenk indirip burayı terkedecek” şeklinde konuştu.
Halen daha Bandabulya’da ekmek parası peşinde koşan esnaf, Diyalog Gazaetesi muhabirine şu bilgileri verdi;
Baki Dilekçi
“ 1995 yılından beri bu çarşıdayım. O dönemlerde çarşı çok kalabalıktı, her geçen gün müşteri azaldı. Yayalaştırma, büyük marketlerin çoğalması ve yurtdışına yapılan göçler, müşterinin azalmasında en büyük etkendir. Eskiden müşterilerin %90’ı yerli halktı, şimdi ise sadece bölgede bulunan ve surlariçinde kalan kesim uğruyor. Çarşıya turistler de uğruyor ama bazı rehberlerin Türk olmamasından dolayı, çarşının tanıtımı yapılmıyor, turistleri sadece gezdiriyorlar, durup dükkanlara bakmasına bile fırsat vermiyorlar. Bu konu rehberler birliğine iletilmelidir. En büyük sıkıntımız gelen turistin alışveriş yapmamasıdır. Biz genelde sebze meyve üzerine satış yapıyoruz. Buranın en büyük sorunlarından biri de park ve ulaşım sorunudur. Aracını hiç kimse uzağa park edip de, elinde poşetlerle yürümek istemez. Az da olsa satış yapıyoruz ve fiyatlarımız diğer pazarcılara göre ucuzdur. Örneğin domatesin kilosu 1.25 kuruştur ama 0.50 kuruşa bile domates satıyoruz. Yayalaştırmadan şikayetçi değiliz ama en azından yayalaştırmayı iyileştirsinler. Çarşıya ait ücretsiz otopark yapsınlar ki, insanlarımız buraya da uğrasın.”
Erkan Tayfur
“ 2 seneden beridir çarşıda esnafım. Burası restore edilmeden önce, daha çok konfeksiyon üzerine satış yapan dükkanlarla doluydu. Yerli halk buralara uğramıyor, artık yurt dışından gelen Türkleri ve Güney Kıbrıs’tan gelecek olan müşterileri bekliyoruz çünkü Rum kesimi, Kıbrıs’a özgü el işlerine oldukça ilgi duyuyor. Yabancı turist pek fazla bir şey almaz, alsa da ufak tefek şeyler alır. Fiyatlarımız piyasadakilere göre hemen hemen aynıdır. Bir malı 30 liraya alıyorsak 40 liraya satıyoruz. Turistlerin pek bir faydası yok, çarşı bomboş, sabah 7.00 gibi dükkanı açıyorum, akşam siftah yapmadan kapatıyorum. Yayalaştırmadan sonra işlerimiz düştü. İnsanlar araçlarına park yeri bulamadıkları için, doğal olarak buraya uğramıyorlar. Bölgenin ve çarşının tanıtımı yapılmıyor, bundan dolayı bir çok insan belediye pazarının nerede olduğunu bile bilmiyor. Belediyenin ve Turizm Bakanlığı’nın tanıtmasını istiyoruz. Bölgede alt yapı yok. Belediye bu işe el atsa, haftada bir iki kez etkinlik yapsa, burası bambaşka olur. Dükkanların çoğu burada kapandı. Mesela burada tatlıcı yok, müşteri gelip tatlı sorduğunda çarşı dışına göndermek zorunda kalıyoruz. Restorasyon yapıldı ama tavandaki birçok çok yer akıtıyor.”
Osman Köklüoğlu
“ Ben bu çarşıya 1964 yılında geldim. Yaklaşık 4 yıldan beridir işler kötü gidiyor. Tadilattan sonra buranın müşterileri gelmez oldu. Yolların kapanmasından dolayı, çarşı esnafının işlerinde düşüş yaşadı. Çünkü 2 yılda başka yerden alışveriş yaptılar ve ayakları oraya alışınca buraya gelmez oldular. Çarşı fiyatları marketlere göre daha ucuzdur. Çarşıya genelde işçi sınıfı uğruyor. Turist sadece gezmeye gelir, pek alışveriş yapmaz ama en fazla bir muz alıp gider. Sabah 7.00’den akşam 1900’a kadar dükkanım açıktır ve yine de çok müşteri uğramaz. Salı günleri işlerin en kötü gittiği gündür. Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri tazelik günü olduğu için müşteri artar. Arada bir akrabalar, eski dostlar gelir. Sigorta emeklisiyim, burada vakit geçirmek için bu işi yapıyorum.”
Gülden Ceylan
“ Yaklaşık 20 yıldır bu çarşıda dükkan işletiyorum. Buraya ilk geldiğim zamanla, şimdiki zaman arasında dağlar kadar fark var. O zamanlar çok büyük marketler yoktu, sadece Pazar olarak burası vardı. Köy halkı, tavuk, yumurta, süt ve hellim gibi kendi ürettiğini satardı ve çarşı oldukça kalabalık olurdu. Özellikle hafta sonları müşteri çoktu ve günlerimiz çok güzel geçerdi. Çarşıdaki işlerimiz, tadilattan önce kötü gitmeye başladı. Birçok esnaf emeklidir ve burada vakit geçirmek için çalışıyor. Ben emekli olmadığım için, bütün kazancımı buradan sağlıyorum. Tadilat döneminde çok mağdur olduk, ekonomik kriz yaşadık, şimdi ise borçlarımızı ödemeye çalışıyoruz. Tadilattan sonra çok ümitliydik fakat işlerimiz yine iyi gitmedi, olan müşteriler de kaçtı. Ekonomik kriz, belediyenin yolları kapatması, yayalaştırma... Bunların hepsi esnafı olumsuz yönde etkiledi. Günde 2 lira, bazen 5 lira kazanıyorum ve bu dükkanın masraflarını karşılamaya yetmiyor. Belki turist akını olur diye bekliyoruz. Burada en büyük iş devlete düşüyor, çözüm bulmazlarsa halk daha da fakirleşecek.”