“Devletlerarası anlaşmalarda müzakereler olması normaldir. Genelde bu müzakereler, “kazan kazan” anlayışı ile gerçekleşir. Ama devletler arasındaki herhangi bir anlaşma müzakeresinin kamuoyu önünde bu denli çok tartışılıyor ve konuşuluyor olması doğru değildir kanımca. Bunun da altında yatan yine kendi kurumsal yapımızdaki zafiyet. Yapacağımız anlaşmalara ve sözleşmelere de tam güvenemiyoruz. Bu nedenle devletin yaptığı bazı anlaşmalar ve sözleşmelerle ilgili geriye dönük endişeler yaşandığını görmekteyiz.
Hükümetler sorun çözmek içindir ama sorun çözülemeyip krize dönmüşse, kriz yönetimi ve iyi bir halkla ilişkiler gerekir. Aşırı ve çok kaynaklı demeçler bilgi kirliliğine yol açar.”
Bugün yaşanan bir çok sorunun altında aslında partizanlık yattığını vurgulayan Siber, devletin görevinin, etkin hizmet ile insanların yaşam kalitesi yükseltecek düzenlemeyi yapmak, kurumsallaşmak olduğunu , ancak bunun yılarca göz ardı edildiğini kaydetti.
“Adaletli vatandaşlık”
Vatandaşlıklar konusuna da değinen Başkan Siber şöyle devam etti:
“İnsanlar, haksızlığa ve adaletsizliğe itiraz eder. İnsanların tek istediği vatandaşlıkta da adalet mekanizmasının çalışmasıdır. Kişi yasaların var olduğuna ve iyi işlediğine, hak ve adaletin iyi işlediğine inandığı sürece güven duyar, yasal çerçevede sırasını bekler. X parti hükümete geldiği zaman vatandaş yapmayacak ama Y parti hükümette olduğu zaman vatandaş yapacak zihniyeti gelişmemiş ülkelerde olur. Kurumsallaşmamış ülkelerde yaşanan sorundur bunlar. Eğer biz yasa ve hukuk devletiysek hükümet değişikliğine göre hak elde etme beklenmez, bu tür şeyler hükümetlere göre şekillenmez”.