Eroğlu, "Savaşın gerçek yüzünü gören bir kişi olarak elbette Kıbrıs'ta anlaşmayı arzu ediyorum. Yalnız anlaşmanın şekli önemlidir. Rum'un istediği anlaşma şekli, bizim Kıbrıs'ta yaşama hakkımızı elimizden alacak bir anlaşma şekli olur. O anlaşmanın da hiçbir anlamı olmaz." dedi.
Eroğlu, Rumların anlaşmamak için çok nedenleri olduğunu dile getirerek, bunlardan birincisinin dünyada tanınmış olmaları, ikincisinin ise AB üyeliğine kabul edilmeleri olduğunu anlattı.
"AB üyesi olduktan sonra niye benimle anlaşma yapsın?" diyen Eroğlu, şunları kaydetti:
"Çok aşırı istekleri vardı. Bu istekleri olmadığı sürece niye benimle anlaşma yapsın? Rumların bugüne kadar sürdürdükleri anlaşmazlıklarının esas nedenlerinden biri 4 Mart 1964 kararı, diğeri de AB'ye girmiş olmaları. Şimdi düşünün, 2004 yılında Annan Planı, BM Genel Sekreteri'nin imzasını taşıyan bir plan ama bu planı kim reddetti? Rumlar reddetti. AB'ye kim alındı? Rumlar alındı. Kıbrıs Cumhuriyeti olarak alındı. Yalnız 'Kuzeyde egemenliği, idari tasarrufu yoktur' şeklinde bir kararla aldılar. Ben Rumların anlaşma niyetinde olmadığını sık sık tekrarladım. Zaman zaman da 'Kıbrıs'ta çözüm ne zaman olacak' diye soruluyor. Bu yılın haziran-temmuz aylarında anlaşma olacak diye de duyuyoruz. Gelecek yıl bu sözleri yine duyacaksınız."
Eroğlu, Rumlar'ın 1974'te kaybettikleri her şeyi geri istediklerine dikkati çekerek, bunun mümkün olmadığını vurguladı.
Konferansın ardından Yeni Ufuklar Derneği Genel Başkanı Mustafa Argunşah, Eroğlu'na el dokuması halı hediye etti.