Politis gazetesi, deneyimli bir Rum büyükelçinin; “Yunanistan-Mısır anlaşması, burada Lefkoşa’da, Kıbrıs ve Yunanistan’ın ortak Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) olduğuna inananlarda - ki bunlara ülke liderliği de dâhildir - büyük bir hayal kırıklığı yaşattı” dediğini yazdı.
Politis, Yunanistan’ın, kısa süre önce İtalya ile imzaladığı anlaşmanın devamı niteliğinde Perşembe günü Mısır’la imzaladığı kısmi deniz bölgelerini sınırlandırma anlaşmasının, Rum tarafında, Meis’in anlaşmaya neden dâhil edilmediği konusunda bir kafa karışıklığı yarattığına dikkat çekerek, buna, deneyimli bir Rum büyükelçinin yukarıdaki izahını aktardı.
Dionysos Dionysu imzasını taşıyan ve gazetenin “Yunanistan-Mısır MEB’i ve Lefkoşa’nın Korkusu” başlığıyla manşete çektiği haberde; Rum tarafında yaşanan kafa karışıklığı nedeniyle Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in, anlaşmanın imzalanmasından 24 saat sonra ve Yunan dengi Nikos Dendias’tan kapsamlı bilgi aldıktan sonra anlaşmayı, “muhtemelen görev icabı” olumlu nitelediğine dikkat çekildi.
Haberde, Yunanistan’ın İtalya ve Mısır ile imzaladığı iki anlaşma ile aslında “adalarının kıta sahanlığı ve MEB’i konusundaki temel haklarını tescil ettiğini” ancak aynı zamanda her iki anlaşmada da önemli tavizler verdiği, yani bugüne kadar kendisini Türkiye, Arnavutluk, İtalya ve Libya gibi komşularıyla görüşmekten alıkoyan maksimalizmden uzaklaştığı belirtildi.
Yunanistan’ın Mısır ile imzaladığı anlaşmada kazandıkları ve verdiği tavizler irdelenirken; yerleşim bulunmayan en son ada veya kayalığın da kara hattı olduğu ve MEB belirlenmesinde yüzde 100 etkiye sahip olduğu tezini değiştirdiği, ancak pazarlık sebepleri nedeniyle bunu hiç alenen dile getirmediği kaydedildi.
Türkiye ile çatışmak istemiyor
Meis adasının Mısır ile imzalanan anlaşmaya dâhil edilmemesinin Rum tarafında, “oradaki (Meis) sözde üç uluslu noktada Kıbrıs, Yunanistan ve Mısır MEB’lerinin güya kesiştiğine inananların” kafasında soru işaretleri yarattığı belirtilen haber özetle şu ifadelerle devam etti:
“Ancak gerçekte, yanılgıya düşmeyenler, Yunanistan-Kıbrıs MEB sınırlandırması ‘ihtirasının’ saygı duyulmakla birlikte, gerçekçi olmadığını anlıyor. Her şey Mısır’a bağlı ve bu ülke itibarlı oyuncu olduğunu gösterdi. Mısır 2003’te ortay hat anlaşması imzalayarak ülkemizi siyasi ve diplomatik açıdan destekledi ancak kendisi de denizinde sondaja başlamak için süratli çözümler istiyordu. Yunanistan ile de kısmi deniz bölgesi sınırlandırma anlaşması imzaladı çünkü Türk-Libya anlaşması çıkarına değildi. Mısır’ın Türkiye ile çeşitli ciddi sorunları var ancak Türkiye ile Yunanistan’ın karar verebileceği veya bir uluslararası mahkemenin belirleyebileceği Meis yüzünden Türkiye ile kapsamlı bir çatışma yoluna girmek niyetinde değil. Mısır-Yunanistan anlaşmasının mesajı açık ve net, tabii Kıbrıs Cumhuriyeti (mesajı) almak isterse…
Kıbrıs şu ana kadar, Yunanistan’ın bölgedeki yeni ve Kıbrıs dış politikasının kopyası olmayan politikasını yakalamaya hiç hazır görünmüyor. Kıbrıs Mısır, İsrail, Libya gibi komşularıyla meşru ve güçlü anlaşmaları Yunanistan’dan çok önce imzaladı. Elinde bu güçlü emsal ile Kıbrıs çözüm görüşmelerine çok güçlü diplomatik ve ekonomik (doğal gaz rezervlerinden dolayı) kozlarla girebilirdi ancak bu fırsatları 2016-2017’de attı.
Bütün analizciler Almanya’nın müdahalesinin yeterli olmadığı, ABD’nin de pandemi ve seçimler ortasında dağıldığında birleşiyor. Uzun lafın kısası yılsonuna kadar ciddi tehlikeler var. Ancak elbette bu dönemde bu okuma Kıbrıs Cumhuriyeti liderliğinde yok. Kıbrıs popülist ve bir şekilde ve 1980’lerin tehlikeli politikalarına dönüş yaparak Fransa’dan 280 milyon Euro’luk silah alımına koştu. Atina ise Sayın Anastasiadis ve Sayın Hristodulidis dış politikalarını tribünlere oynamak için yapabilsinler diye bir sıcak temas ateşiyle oynamaya devam etmek niyetinde görünmüyor.”
turkish power 4 Yıl Önce
daha sirada kibrisin tumuyle ege adalari var goreceksiniz........ .......ni