Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adayı olacağını açıklayan Kudret Özersay, Kıbrıs Türk tarafının, deniz yetki alanları ve doğal kaynaklarla ilgili aktif bir diplomasi izlemesi ve savunmaya dönük bir yaklaşım yerine, pozitif bir şekilde bu uyuşmazlıkta hak ve çıkarları olan gerçek aktörlerden birisi olduğunu görünür kılması gerektiğini söyledi.
Özersay, Kıbrıs Rum tarafının paylaşmaya hazır olmadığını gizlemeye dönük müzakereleri askıya alma adımının anlamını yitirmesi ve bu krizin bir fırsata dönüştürülebilmesi için Kıbrıslı Türk yetkililerin kullandıkları kavramlara ve söylemlerine dikkat etmeleri gerektiğinin de altını çizdi.
Kudret Özersay yaptığı yazılı açıklamada, Kıbrıs’ın çevresindeki deniz yetki alanları ve doğal kaynaklarla ilgili krize ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Deniz yetki alanlarına ilişkin gözlemlerini 6 madde halinde açıklayan Özersay, krizin, Kıbrıs’ta uzun yıllardır yaşanmakta olan “güç ve zenginlik paylaşımı” mücadelesinin farklı bir versiyonu olduğunu ifade etti.
Özersay, Rum tarafının navtex belgesini bahane ederek müzakereleri askıya almasının, Kıbrıs Türk tarafıyla “gücü ve zenginliği” hala paylaşmaya hazır olmadığını göstermesinin yanında, bu isteksizliğinin görünmesini ve ortaya çıkmasını engellemeye dönük bir hamle olarak okumak gerektiğini söyledi.