Belediye Emekçileri Sendikası (BES) ile Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu (DEV-İŞ); sendikalar, meslek ve çevre örgütleri, üretici birlikleri, siyasi partiler, belediye başkan ve meclis üyeleriyle, su projesi ile ilgili atılacak adımları tartışmak için toplantı düzenledi.
KTAMS lokalinde yapılan toplantıda, BES Başkanı Ulus Arpalıklı, Dev-İş Başkan Vekili Hasan Felek ve CTP Parti Meclisi üyesi, DAÜ Öğretim Üyesi Hasan Ulaş Altıok konuşma yaptı.
Toplantıda Türk-Sen Başkanı Arslan Bıçaklı da görüşlerini ifade etti.
Ulus Arpalıklı, ülkede son günlerde en çok tartışılan konun su konusu olduğunu belirterek, bu konunun tüm ülkeyi ilgilendirdiğine inandıklarını, bu yüzden bu toplantıyı düzenlediklerini belirtti.
Hasan Felek ise, suyun özelleştirilmesi ve bir tekele verilmesini Kıbrıs Türk halkının varlığını tehdit edecek bir uygulama olarak gördüklerini belirtti.
Daha sonra söz alan CTP Parti Meclisi tarafından oluşturulan su komitesinde yer alan CTP Parti Meclisi üyesi ve DAÜ Öğretim Üyesi Hasan Ulaş Altıok, süreçle ilgili bilgi verdi.
Altıok, Türkiye’nin özelleştirme yoluna gitmek istediğini, CTP’nin ise, suyun fiyatının belli olacağı, belediyelerin isterlerse suyu alabileceği, isterlerse de sistem dışı kalabileceği bir yol talep ettiğini anlattı.
Daha sonra söz alan Arslan Bıçaklı ise, eylem komitesi kurularak, ciddi adımlar atılması gerektiğine inandığını kaydetti.
“Taşıma su ile değirmen dönmez”
Öte yandan Çevre Mühendisleri Odası su kaynaklarını geliştirme ve korumaya ilişkin su politikası oluşturulması gerektiğini; “taşıma su ile değirmen dönmeyeceğini” belirtti.
Çevre Mühendisleri Odası’ndan Türkiye’den gelen suya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, su kaynaklarının kurtarılması, korunması, geliştirilmesi ve sürdürülebilir olması adına atılacak adımların ülke adına hayati önem arz ettiği kaydedildi.
Açıklamada, su politikası netleşmeden, gelen suyun hangi sektörlerde kullanılacağı, farklı kesimlerce tartışılmadan, planlar projeler ve strateji belirlenmeden, maliyetler ortaya konmadan hızlı kararlar alındığı, alternatif hiçbir yöntemin tartışılmadığı iddia edildi.
BKP düğmeye bastı
Birleşik Kıbrıs Partisi de (BKP), suyun özelleştirmesine karşı ortak eylem sürecinin örgütlenmesi amacıyla gerçekleştireceği ziyaretler dizisine KTÖS’ten başladı.
KTÖS Örgütlenme sekreteri Besim Baysal, böylesine kritik süreçlerde toplumsal muhalefetin önemli bileşenlerinden olan BKP yetkilileriyle bir araya gelerek, TC’nin dayatmalarına karşı görüş alışverişinde bulunmaktan mutluluk duyacaklarını belirtti.
Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) Genel Başkanı İzzet İzcan da, ülkenin su konusunda ciddi bir süreçten geçtiğini belirterek, 5 yıl önce başlayan su serüveninin ne yazık ki bir fiyaskoyla sonuçlanmak üzere olduğunu savundu.
İzcan, Kıbrıs Türkü’nü seven, barışa, demokrasiye inanan herkesin kırmızı çizgilerinin aşıldığına inanarak, sözün bitiği noktada en geniş cepheyle eylem birliği içerisine girerek sokağa çıkmanın vaktinin geldiğini vurguladı.
Mert: Gelinen noktadan kaygı duyuyoruz
Mağusa İnisiyatifi ise, KKTC’nin içme, kullanma ve tarımsal sulama suyuna olan ihtiyacını gidermek maksadıyla Türkiye’den getirilen suyla ilgili gelinen noktadan kaygı duyulduğunu bildirdi.
Mağusa İnisiyatifi Aktivisti Cemal Mert, 19 Temmuz 2010 tarihli “Hükümetlerarası Antlaşma”ya dayalı olarak ülkeye getirilen suyun, ülkedeki önemli bir su açığının kapatılmasına yarayacağının kesin bir gerçeklik olmasına karşın, suyun dağıtım ve işletmesinde getirilmek istenen modelin, Kıbrıs Türk halkının varoluş potansiyelini ve yönetsel kapasitesini erozyona uğratacağını vurguladı.