Ödeyenler aptal mı?

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Bakanlar Kurulu’nun, Yasa Gücünde Kararname ile seyrüsefer affı getirmesine sert tepki gösterdi.

“Ben seyrüsefer parasını ödedim, pişman oldum, keşke ödemeseydim o zaman” diyen Talat “ödeyenler aptal mı, gerizekalı mı?” diye sordu. 

Diyalog’a konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Talat, şöyle dedi:

“Biz de vergi affı yaptık ama mükellefiyeti affetmedik. Kayıttan düşene iki yıl ödeyecek zamsız, peki ya ödeyenler? Yani bu ödeyenler akılsız, gerizekalı olarak görülüyor bu hükümet tarafından. Benim gibi yüzlerce binlerce insan var. O zaman neden bu insanlar ödüyor, ama 10 yıl ödemeyen adam 2 yılını öder vs… ve affedilir ceza affedilebilir ama diğerini anlamam. Hükümetin böyle bir yetkisi var mı hukuken onu da bilmiyorum. Oluşmuş bir borcu bağışlayabilirsiniz? Sanmıyorum. Kimse kusura bakmasın ödeyenlerin isyan çıkarması lazım. Ödeyenler de geri istesin paralarını o zaman. Bir darbe hükümeti gibi davranıyor zaten öyle geldiler. Bir gece karar verdi ve sabah hükümeti bozdu öyle geldi. Bu uygulamalar vatandaşlarımızı perişan eden uygulamalardır. Seyrüsefer harcını ödemeyenler azınlıktadır, çoğunluk ödeyenlerdir. Bu insanlar hükümete aferin demeyecekler. Bu para toplamak için bile olsa meclise getirebilirdi. Para toplamak maksatlı olduğu doğrudur ve meşrudur ama yapılış şekli yanlış. Meclise getirilse daha zengin bir içerik gelebilirdi. Bizde muhaceret affı, TÜK’ün kurtarılması, seyrüsefer ödeyemeyenler dara düşmüştür evet biz de af istiyoruz onları sisteme katmak istiyoruz hatta araçların çip takılması ona göre mazot, benzin alması ve seyrüseferi içinde ödemesi var güzel destek veriyoruz ama meclise gelmeden çarpık şekilde hayata geçmesine itirazımız vardır. Yoksa yapılanları biz de isteriz. Ama bu şekilde değil.” 

Kararnamelere tepki

Hükümetin, Toprak Ürünleri Kurumu (TÜK) konusundaki kararını da eleştiren İkinci Cumhurbaşkanı mehmet Ali Talat şöyle dedi:

“Bir kere Türkiye’de bir darbe girişimi oldu ve bu darbe girişiminden dolayı Olağan Üstü Hal (OHAL) ilan edildi ve bu OHAL koşullarında kanun gücünde kararnamelerle Türkiye’de birçok işlem eylem yapılıyor. Bu bile eleştirilirken bizde OHAL ilanı yok, konularla ilgili ivedilik yok hiç birinde. Bunlar, meclis açılırken gündeme getirilebilirdi yasa olarak. Bütün bunlar ortada dururken sanki bir darbe hükümeti gibi ya da darbeden ucuz kurtulmuş bir hükümet gibi bir tavır içerisine girdi hükümet. Ben bunu anlamakta zorlanıyorum. Üstelik yasal olarak tamamen yetkisi dışında olan konularda muhaceret affı yapıldı. Örneğin, bu ekonomik bir konu değil, salt ekonomik ve ivedi olması şartıyla kanun hükmünde kararnameler çıkarılabilir. Bir ay sonra meclis açılırdı ve meclise götürerek yapılabilirdi çok ivedi olması halinde meclisi olağan üstü de toplayabilirdiniz ivedi durumlarda bunların hiç biri yapılmadı kanun hükmünde kararname ile yapıldı. Bunların ilki muhaceret affı, bir diğeri TÜK’tür. Toprak Ürünleri Kurumu uzun zamandır zarardaydı ve zaten zararda olması da kaçınılmazdır. Bu hükümetlerle ilgili değildir yanlış kurgulandı, yıllar önce Türkiye’nin toprak mahsulleri gibi bir kuruluş olarak kuruldu ve görev zararı edeceği peşinen kabul edildi bunu da UBP kurdu. Görev zararı, “sen arpayı 4 kuruşa alacaksın, 5 kuruşa satacaksın 1 kuruşu da devlet ödeyecek sana, devlet ödemedi TÜK’e git borçlan dedi, o da borçlandı. Borcunu ödeyemedi devlet kefalet verdi devlet seneti ile borçlandı.” Ödeme kapasitesi borçlanma kapasitesi dolunca da sıkıştı. İrsen Küçük hükümeti döneminde borç komitesi kuruldu, yani bir kurumun borçlanıp borçlanamayacağına bakar bu kurum, ödeme kapasitesi olup olmadığına bakarak karar veren bu komite TÜK’ün ve Süt Kurumu’nun borçlanamayacağına karar verdi. Çünkü bilançoları yeterli değil ödeyemezler, buna rağmen borçlanıldı. Dahası istihdamlar da yapıldı ve TÜK iyice şişti, borçlandı bir sürü yanlış yönetimler oldu. Ama esas önemli olan böyle bir kurumu kurtarma planı yapılır fonksiyonları değiştirilir ve kurtarma paketi ona göre açıklanır. Yok kanun hükmünde kararlarla TÜK’ü kurtaralım diye yüzde 3 fon 109 kaleme birden yaparsanız, bu da ülkede pahalılık yaratacak.”