Diyalog Gazetesi

“Nasıl kıydılar bu güzelliklere!”

KIBRIS

45 yıl İsveç’te yaşadıktan sonra Kuzey Kıbrıs’a dönen Emine Gülberi, gördüğü çevre tahribatı karşısında büyük üzüntü yaşıyor

Aytuğ TÜRKKAN
Hayatının 45 yılını İsveç’te geçiren bir Kıbrıslı Türk Emine Gülberi… Yüzündeki kırışıklıkların her birinde hayat tecrübeleri şekillenen Gülberi, doğduğu topraklara kesin dönüş yaptıktan sonra karşılaştığı manzara karşısında üzüntüden duramıyor. 
İyi bir Diyalog Gazetesi okuru olduğunu söyleyen Emine Gülberi, “Gördüklerime sessiz kalamam” diyerek içine dert ettiği olayları Diyalog muhabiriyle paylaştı. Gülberi, KKTC’de gördüğü çarpıkları anlatırken adeta isyan etti. 
Sıklıkla KKTC’de yaşananları ömrünün çoğunun geçtiği İsveç ile kıyaslayan Emine Gülberi, siyasilere de, tepkisiz kalan yurttaşlara da sitemde bulundu.
Sözlerine “bu söyleyeceklerimi lütfen yazın, belki birilerinin dikkatini çeker de adım atarlar” diyerek başlayan Gülberi, “Memleketimiz cennet ama ne dağ bıraktık ne orman” diyerek adeta isyan etti. 

“Ülkeye döndüm şok oldum”
 “Memlekete döndüm ve gördüklerim karşısında şok yaşadım” diyen Emine Gülberi, “Hastanenin hali içler acısı. Çeşmeyi açıyorsun su akmıyor. İçme suyu için ayrıca para ödeyeceğimi söylediler. Eve yerleştim aniden elektrikler gitti. Ne oluyor? diye sordum ‘kesinti var’ dediler. “Neden haber vermiyorlar?” dedim, bana güldüler. Olabilir mi bunlar? Yazık, gerçekten çok yazık” dedi.
 
“Mağusa’dan Girne’ye yol mu bağlayacaklar?”
Emine Gülberi’yi en çok etkileyen olaylardan biri Beşparmak dağındaki tahribat… Taş ocaklarının her geçen gün dağı eritmesi bir yurtsever olarak Gülberi’yi çok üzüyor…
“Ötüken’den çıktık Lefkoşa’ya geliyoruz… O güzelim dağ ne hallere geldi, mahvettiler, yazıklar olsun” diyen Emine Gülberi, “Ülkeyi yöneten kişiler ne yapıyor, neden bu rezaleti görmüyorlar, neden durdurmuyorlar?” diyerek yaşananlara tepki gösterdi. 
“Bu vahşeti görmediklerine inanamam. Madem görüyorlar neden engellemiyorlar?” diye sorular da yönelten yurtsever kadın, “Allah aşkına gözlerini kapamasınlar buna bir dur desinler. Mağusa’dan Girne’ye ayrı bir yol mu bağlamak var planlarında ki; koca dağı delik deşik ediyorlar?” diyerek ilginç bir soru yönelten Gülberi, “Bu kadar taşa kimin ihtiyacı var?” diyerek yaşanan çevre dramının bir son bulmasını istedi. 
Değirmenlik’ten, Taşpınar’dan örnekler veren Gülberi, “Ben anımsıyorum eskiden dağdan sular akardı… Buraları yemyeşildi. Ne oldu bu suya, ne yaptılar… Yine patlatıp durdular ve bu hallere geldik. Yazıklar olsun” dedi.
 
“İsveç’te evini istediğin renk boyayamazsın”
Her noktaya evler yapıldığını hiçbir planlamanın olmadığını anlatan Gülberi, “İsveç’te toprağın da olsa izin almadan buraya ev yapamazsın. Bırak ev yapmayı insanlar kendi evlerini bile istedikleri renge boyayamazlar. Bir kurul var bir intizam var” diyerek iki ülke arasındaki farkı çok basit bir örnekle ortaya koydu.

“Ömrümün çoğu gitti azı kaldı… Üzülüyorum!”
Çevrenin çok pis olmasından dert yanan Gülberi, bu konuda yurttaşlara da sitem ediyor. 
“İsveç’te araçtan giderken çöp atsan arkadaki araç hemen polise haber verir, başın derde girer. Oysa burada neler yapılıyor, anlaşılır gibi değil” diyen Gülberi, “Hiçbir şey için geç değildir. ‘Bana ne’ diyerek bu yaşanan rezaletlere seyirci kalınamaz. Bu memleket bizimdir, bu çarpıklıkları ve yanlışlıkları durdurmalıyız” dedi.
Herkesi mücadele etmeye davet eden Gülberi, sözlerinin sonunu şöyle getirdi: 
 “Ömrümün çoğu gitti, azı kaldı. Vatanıma temelli dönüş yaptığım zaman gördüklerim karşısında çok üzüldüm… Umarım bu yanlışlardan vazgeçerler.” 

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.