Kıbrıs Barış Harekatı’na katılarak emrine verilen tankı Beşparmakların zirvesine taşıyarak ‘üstün kahramanlık’ övgüsü alan Abdülkadir Kurt, 42 yıl sonra duygulu anlar yaşadı.
Destanın yazıldığı beşparmak dağlarında, Dt. Hillarion bölgesinden batı istikametine giden tank damgasını vurdu. 2 Ağustos 1974 günü yapılan Lapta muharebelerinde düşmanı vurmak için görevlendirilen Özel Görev Kuvvetine mensup tank, karanlıkta Beşparmakların zirvesine kadar geldi, Rumların döşediği mayına basıp paletlerin infilak etmesinden sonra bulunduğu yerde kaldı.
Tankı kullanan asker Abdül Kadir Kurt, 42 yıl aradan sonra ilk defa adaya geldi ve 42 yıl önceki gibi büyük bir heyecan yaşadı. Kullandığı tankı ziyaret eden ve duygulanan Kurt zaman zaman gözyaşlarına hakim olamadı.
Ziyaret sırasında Diyalog muhabirine konuşan ve anılarını ortaya koyan Abdül Kadir Kurt; komandoya destek olarak geldiklerini, St Hillarion bölgesinden batı istikametinde saatlerce ilerlediklerini söyledi. Kurt şöyle devam etti:
“ Bize emir geldi, buraya kadar geldik. Burada tank mayına bastı, palet koptu. Biz de 5-6 saat çatıştık. Bizim etrafımızı sardılar. Her tarafta ateş vardı. Sonra Rumları püskürttük. Onların cephanesini de imha ettik. Allah bize yardım etti, cephaneleri de ateş aldı. Onlara büyük kayıp yaşattık. Türk askeri hiçbir zaman korkmaz, korkmadık. Ya ölüm ya zaferdi. Zaferle sonuçlandı. ”
Mücahitle omuz omuza...
42 yıl önce genç bir asker olarak Mücahit kardeşleriyle omuz omuza mücadele veren Abdülkadir Kurt, bu kez ziyaret için geldi. İlk ziyaret noktası da zirveye çıkardığı tank oldu.
Kurt, “O gün yaşadığım bütün duyguları bugün de yaşıyorum. O heyecanı yaşıyorum. Arkadaşlarımı düşünüyorum. Çok duygulandım. 42 yıl önce gelmiştim. Biz 4 kişiydik. Komutanımız Mahmut Şanlıtürk idi” diyerek şöyle devam etti:
“Bu tank bizim şerefimiz, namusumuz.” Duygularım çok yoğun. 1974’te savaşa gelirken seve seve gelmek istedik. Bizim din kardeşlerimiz var burada. Rum zulmünden birlikte mücadele verdik.Şimdi geldiğimde de gurur duydum, sevinçliydim, duygulandım.”