Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman ve Toplumcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Cemal Özyiğit, İsviçre'nin Crans-Montana kentinde Kıbrıs Konferansı'nın düzenlendiği Kongre Merkezi'ne gelerek, ortak açıklama yaptı.
Açıklamada, Crans-Montana'da devam eden Kıbrıs sorunu ile ilgili konferansı başından itibaren takip eden siyasi partilerin, gelinen aşamada ortaya çıkan tıkanıklığın giderilmesi ve sürecin daha fazla uzatılmadan bir sonuca ulaştırılması gerekliliğine inanarak ortak bir tavır geliştirmenin zorunluluğunda hemfikir oldukları belirtildi.
Crans-Montana'daki sürecin ilk haftasının BM Genel Sekreteri Guterres'in katılımı ve uzun bir süreden beri ihtiyaç duyulan metodoloji konusunda tüm tarafları ikna etmesi sonucunda yeniden hareketlendiğine dikkat çekilen açıklamada, şunlar kaydedildi.
"Buna karşın sürecin ikinci haftası, birinci haftanın kapanışındaki hareketlilikten uzak bir atmosferde başlamıştır ve maalesef BM Genel Sekreteri Guterres'in bir an önce Crans-Montana'ya dönüp gerekli müdahaleyi yapmaması halinde konunun sonuçlandırılması mümkün görülmemektedir. Bizler, gelinen aşamayla ilgili olarak taraflara sorumluluk yüklemek yerine BM Genel Sekreterinin kayda değer ilerleme kaydedilmedikçe Crans-Montana'ya gelmeme yönündeki eğilimini değiştirmesinin, içine girilen kısır döngünün aşılmasına ve konferansın daha fazla uzatılmadan sonuçlandırılmasına katkı sağlayacağına inanmaktayız. Bu düşüncelerle gerek masada uğraş veren heyetleri, gerekse Genel Sekreteri konferansın sonuçlandırılmasına yönelik adım atmaya davet ederiz."
Erhürman: Kısır döngü aşılmalı
CTP Genel Başkanı Erhürman, bir soru üzerine, birinci haftanın sonunda Genel Sekreter’in Crans Montana’ya gidişinin süreci ilerletme adına ne kadar olumlu etki yaptığını gördüklerini söyledi. Erhürman, “Ancak dün itibariyle elde ettiğimiz bilgiler bize, BM Genel Sekreteri’nin burada olmadığı durumda konferans sürecinin ilerletilmesinin çok mümkün görünmediğini gösterdi. Buna karşın genel sekreter de gerekli ilerleme sağlanmazsa gelmeyeceğim diyor” dedi.
Burada kısır bir döngü gördüklerini ve bunun süreci gereksiz yere uzattığını, zaman kaybına yol açtığını kaydeden Erhürman, bu nedenle Guterres’in bir an önce Crans Montana’ya gitmesinin konferansın sonuçlandırılması açısından elzem olduğunu belirtti.
Denktaş: Taraflar belli ki kilitlenmiş
Başbakan Yardımcısı, Maliye Bakanı Serdar Denktaş da, başladığından beri herkesin “son” dediği konferansın ne zaman biteceğinin belli olmadığını söyledi.
Denktaş, “Taraflar belli ki kilitlenmiş. Açılım yok. Bu işin buradan başka taraflara uzamasını da istemiyoruz. Genel sekreter bir an önce gelsin, taraflar açılım yapacaksa genel sekreterin önünde yapsın. Genel sekreter gelmezse, herhangi bir hareket olmayacak” dedi.
Guterres’in sürece müdahale etmesi talebinin sadece partilere mi, yoksa tüm Türk delegasyonuna mı ait olup olmadığına ilişkin soruyu yanıtlarken de Denktaş, siyasi partilerin Cumhurbaşkanı, Güney Kıbrıs ve diğer kaynaklardan aldığı bilgiler doğrultusunda böyle bir çağrı yapma ihtiyacı duyduklarını belirtti. Denktaş, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın böyle bir çağrı yapmalarına karşı çıkmayacağına inanç belirtti.
Özyiğit: Bir sihirli dokunuşa daha ihtiyaç var
TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit de, süreç ne zaman ilerlemese BM Genel Sekreteri’nin sihirli dokunuşları bulunduğuna işaret ederek, New York’taki sihirli dokunuşla buraya gelindiğini; ilk iki günde ilerleme alınmaması sonucunda Guterres’in müdahalesiyle hareketlenen sürece bir çerçeve çizildiğini anımsattı.
Özyiğit, “Ama burada gördük ki bir sihirli dokunuşa daha ihtiyaç var sonuç alınabilmesi için. Bu nedenle BM Genel Sekreteri’nin bir an önce gelmesi ve sihirli bir dokunuş yapması gerekiyor” dedi.
Foto: MONTANA
Başbakan Özgürgün, Kıbrıs’taki en gerekli şeyin garantiler olduğunu belirtti
74 öncesine dönülemez
Başbakan Hüseyin Özgürgün’ün dün, Uğur Güler başkanlığındaki KKTC Vatanseverler, Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği heyetini kabul ettiği bildirildi.
Başbakan Özgürgün kabuldeki konuşmasında, 1974’e kadar Kıbrıs’ta ne kadar insanın öldürüldüğü ve kaybolduğunun hâlâ bilinemediğini belirterek, “Böyle büyük acılardan geçmiş Kıbrıs’ta garantiler bugün en gerekli şey. Rum tarafının dediği gibi garantiler çağ dışı değil. Burada, şu anda en çağdaş şey garantilerdir” dedi.
Türkiye ile iyi ilişkiler sonucu Ada’da iyi işler yapıldığını, Türkiye’den Ada’ya suyun gelmesinin bin yılın projesi ve bunun Kıbrıs’a yapılabilecek en büyük hizmet olduğunu vurgulayan Başbakan Özgürgün, “Bunu, Anavatan Türkiye ile birlikte çok şükür başardık. Şimdi, sulama projeleri başlıyor” diye konuştu.
Güler: Güzel işlerin arkasındayız
KKTC Vatanseverler, Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Uğur Güler, nezaket ziyaretinde bulunduklarını ifade ederek, ülkeye faydası olan her türlü girişime destek verdiklerini, yanlış işlerin de karşısında olacaklarını ifade ederek, “Güzel yapılan işlerin arkasında duracağız. Barış sürecinde dik duruşunuzdan ve Türkiye ile ilişkilerin güzel yürümesinden dolayı sizi takdir ediyoruz” dedi.
Özgürgün: Sulama projeleri başlıyor
Başbakan Özgürgün de, yeni kurulan derneğe çalışmalarında başarılar diledi.
Başbakan Hüseyin Özgürgün, Türkiye’den Ada’ya suyun gelmesinin bin yılın projesi ve bunun adaya yapılabilecek en büyük hizmet olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Bunu, Anavatan Türkiye ile birlikte çok şükür başardık. Şimdi, sulama projeleri başlıyor. Güzelyurt ve Mesarya sulama projeleri devreye girecek. En azından Adanın kuzeyinin çehresi ciddi şekilde değişecek.
Önümüzdeki 10 yıl içinde bu çok net görülecek. Ama evlere suyun gelmesiyle değişim hissedildi. Temmuz ayında, bu sıcakta çeşmelerden suların hiç kesilmeden akması bile Anavatan Türkiye ile iyi ilişkilerin sonucunda ulaşılmış çok büyük bir neticedir.”
“İstemeyen ve kıskananlar var”
Havaalanı projesinin de iyi gittiğini ama tüm bu yapılanları istemeyenler ve kıskananlar bulunduğunu, kendilerinin niyetinin ülkeye hizmet olduğunu kaydeden Başbakan Özgürgün, hizmetleri yaparken, Kıbrıs’ta bir dava olduğunu bilerek yürüdüklerini söyledi.
Müzakerelerin devam ettiğini, Rum tarafının hiçbir şey vermek istediğini, Rumların niyetinin Adayı Yunanistan’a bağlamak olduğunu ifade eden Başbakan Özgürgün, şöyle devam etti:
“Azınlık haklarını kabul etmiyoruz”
“Elen zihniyeti var, bunların hepsi ortada. Bunları görünce, insan burada bir şeyler yapmamız gerektiğini söylüyor. Ada’ya su ulaşmış, Rum tarafına alın diyoruz, ‘ben zehir içerim Türk’ün suyunu içmem’ diyor. Bu mentalite devam ediyor. Bu bitmemiş. Bir anlaşmaya her zaman için kapıyı açtık; Kıbrıs Türklerinin eşitliği, Anavatan Türkiye’nin garantisi burada olduktan sonra bir anlaşmaya varmamak için hiçbir neden yok ama karşı taraf hiçbir zaman için ne garantileri kabul ediyor ne eşitliği kabul ediyor, azınlık hakları vermeye çalışıyor, biz de onu kabul etmeyiz. O zaman zaten burada yaşamanın bir manası kalmaz.”