Remzi SAMAR
Limasol’dan hareket eden Tomson Spirit adlı kruvaziyerin, hiçbir engele takılmadan Alanya limanına demirlemesi, Kuzey Kıbrıs’ta farklı yorumlara yol açtı. Turizmden sorumlu Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, tek taraflı jestlerle bir yerlere varılamayacağını belirtirken, UBP lideri Hüseyin Özgürgün, aynı samimiyeti Rumların da göstermesini istedi. Ögürgün, bu konuya ‘iyi niyet penceresinden’ bakılması gerektiğini söyledi.
TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit ise bu gelişmeyi memnuniyetle karşıladığını belirterek “olması gereken budur”dedi.
Geçtiğimiz Çarşamba akşamı Limasol’dan hareket ederek, Perşembe günü Alanya limanına varan Thomson gemisinin bin 289 yolcusu, gün boyu tarihi ve turstik yerleri gezdi. Gemi daha sonra Marmaris’e hareket etti. Thomson’un sefer programında Marmaris sonrası Yunanistan’ın Santorini adası ve İsrail’in Ashod limanı ve Limasol’a geri dönüş var. Seferler yaz boyunca her hafta devam edecek.
Özgürgün: Aynı samimiyeti bekliyoruz
Ana Muhalefet UBP’nin Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, Türkiye’nin Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik izlediği iyi niyet tutumuna bir yenisini daha eklediğini belirtti.
Özgürgün, “Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Limasol Limanı’ndan 1289 yolcusu ile hareket eden kruvaziyerin Alanya limanına demirlemesine ilişkin haberinizi okudum. Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlettir. Yılda yirmi milyonun üzerinde turist ağırlayan Türkiye’nin turist taşıyan bir gemi üzerinde siyasi hesap içine girmesi beklenemez.
İlk andaki değerlendirmem odur ki, Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik izlediği iyi niyet politikasına bir yenisini daha eklemiştir. Türkiye’yi barış karşıtı, uzlaşmaz, iyi niyetten yoksun olarak niteleyenler bir kez daha ders çıkarmalıdır. Rum-Yunan ikilisinin hatta Türk tarafını suçlayanların, sağduyulu değerlendirme yapması kaçınılmazdır diye düşünüyorum. Olay iyi niyet penceresinden bakarak değerlendirilmelidir. Esas olan diğer garantör Yunanistan’ın da anavatan Türkiye gibi iyi niyetli ve yapıcı davranarak, eşitlik temelinde masada yürütülen Kıbrıs çözüm müzakerelerine katkı koyarak olası çözümü çok daha kolaylaştırmasıdır.
Eşitlik temelinde bir çözüme çok yaklaşıldığı bu süreçte bir garantör devlet olan Yunanistan’ın da Gazi Mağusa Limanı’ndan kalkan bir gemiye aynı yaklaşımı göstermesi en samimi beklentimizdir. Yunanistan’a örnek olmasını temenni ediyoruz” şeklinde konuştu.
Denktaş: Tek taraflı jestlerle olacak iş değil
Karşılıksız jestlerle hiçbir yere varılamayacağına dikkat çeken Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş ise Türkiye’nin Limasol’dan çıkan geminin direk Alanya limanına girişine izin vermesini nedenlerinin araştırılması gerektiğini belirtti.
Denktaş, “Tek taraflı jestlerle gidebileceksek her şeyden geri adım atabiliriz bakalım ne olacak diye de bekleyebiliriz ondan sonra. İçeriğini tabi tam sorgulamış değilim. Bugünkü haberinizin Larnaka’dan kalkan bir gemi Türkiye limanlarından birine girdi direkt olarak başka hiçbir yere dayanmadan. Gerekçesi nedir? Bu izin neden verildi. Bunun altını bilmiyoruz. Dolayısıyla bekleyip görmek lazım. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim karşılıksız jestlerle hiçbir yere varmak mümkün değildir” dedi.
Ersin Tatar: Kıbrıslı Türkler kaybeder
UBP Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar ise konu hakkında Diyalog’a yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Ben Rumları tanıyorsam onlar asla bir anlaşma olmadan öyle bir şeye imza atmazlar. Dolayısıyla Türkiye böyle jestlere devam ederse burada biz kaybederiz. Bu Kıbrıslı Türkler için ciddi bir taviz olarak görülebilir. Ben daha önceden yapılan açıklamaları da biliyorum. Eğer böyle limanları ve hava sahasını açma durumu olsa Rumlar söz konusu bu durumlardan çok büyük menfaat sağlarlar. Bu sağlayacak menfaatlerden Kıbrıslı Türkler ne alacak. Ercan Havalimanı bağlamında bir jest beklenirse Rumlar bunu kesinlikle kabul etmez çünkü bu durum bizim tanınmamız anlamına gelir. Bizi buradan çok yüksek faydalarımız olur. Dolayısıyla bütünlüklü bir anlaşmaya gitmeden böyle bir duruma sıcak bakmazlar. Türkiye herhalde bu konuyu ciddi ciddi tekrar değerlendirir diye düşünüyorum.”
Özyiğit: Olması gereken de budur
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit de Diyalog’a yaptığı açıklamada şu ifadelerde bulundu: “Daha önce spor müsabakaları için bir uçak Trabzon Havaalanı’ndan havalanmıştı. Atina üzerinden gelecekti. Direk geldiği yönde bir iddialar vardı. Aslında bunlar olması gerekenler şeylerdir. Ambargoların tümü ile kalkmasını biz öteden beri Maraş’ın açılmasını yasal sahiplerine devredilmesini, Mağusa Limanı’nın doğrudan ticarete, Ercan Havalimanı’nın uçuşlara açılmasını ön görürken bütün bunlarında olması gerektiğinin altını çizmeye çalışıyoruz. Artık Kıbrıs sorunu çözüm müzakereleri cumhurbaşkanı seçimlerinden sonra Mayıs ayında yeniden başlayacak. Bu artık belli oldu.
“Türkiye limanlarını; Rumlar da doğrudan uçuşa…”
Dolayısıyla bu jestler ve iyi niyetler artmalı… Bu arada Türkiye’nin limanlarını Kıbrıs Cumhuriyeti bandıralı gemi ya da uçaklara açmalı, bu taraftan da Mağusa Limanı Ercan Havalimanı da doğrudan uçuşlara açılmalıdır. Bir yandan çözüm müzakerelerinde özlü müzakerelere yoğunlaşırken diğer yandan da güven artırıcı önlemler kapsamında bu açılımlar olmalı ki doğru tavır budur. Kıbrıs’ın bütünlüklü müzakerelerinde 11 Şubat tarihinde belirtilen belgeler çerçevesinde bir anlaşmaya varılması hem de Doğu Akdeniz’de Türkiye ve Yunanistan arasında bütün Ortadoğu’da bir barış adası olma yönünde adımlar olarak nitelendirmek istiyorum.”
Züğürt: KKTC lehine değil
Kıbrıs Türk İşadamları Konseyi Başkanı İlker Züğürt de konu ile ilgili olarak Diyalog’a yaptığı açıklamada şu açıklamalarda bulundu: “Kıbrıs sorununun çözümünde atılacak olan iyi adımlar, ortaya konulacak güzel yaklaşımlar ilerisi için iyi bir yaklaşım sergiliyor düşüncesindeyim. Ancak Türkiye’nin yapmış olduğu bu jestler KKTC lehine herhangi bir adım atmaya teşvik edecek nitelikte değil… Çünkü Rumların belli bir tezleri belli bir görüşleri var. Bu tezleri ileri götürmekte kararlılar. Yani bu gibi küçük jestler Rum tarafını yumuşatmaya yetmiyor kanısındayım.
“Rumların aynı tutum içerisinde değil”
Ama anavatanımız Türkiye kendi inisiyatifini kullanarak böyle bir jest yapmıştır. Uluslararası alanda elbette ki takdir toplayacak ancak esasa bu işten nasibini alması gereken Rum tarafı maalesef o tavır ve tutum içerisinde değil… Her zaman için küçük jestler değil büyük jestlerden bahsetmekteler. Bu da kendileri hiçbir adım atmadıkları halde hep bütün adımların Türk tarafından gelmesini talep ediyorlar. Bu şekilde davranmak Türk kesimi olarak menfaatimize değil… Ben artık Türk tarafından değil Rum kesiminden bir jestin olmasını bekliyorum. Biz eğer Rum tarafından bir adım atılırsa hem KKTC hem de Türkiye bir ikinci adımı atacak. Böylelikle her iki toplumun yakınlaşması ileride istikbalde ortaya çıkacak olan bir anlaşmada olumlu bir basamak olacak diye düşünüyorum. Türkiye bu jesti yapmasına rağmen ben Rum tarafından bu jeste karşılık verileceğini hiç tahmin etmiyorum. Hatta kesinlikle bu jesti görmemezlikten geleceklerini de tahmin ediyorum. Bu adımdan sonra bekleyip görmemiz lazım…”