Kıbrıs Türk Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Reşat Akar, Bayrak Radyo Televizyon Kurumu’nun uzun zamandan beri Türksat’a ödenmeyen uydu borçlarının 2 milyon TL’ye ulaştığını ve bunun tüm TV’lerin her an susabileceği anlamına geldiğini açıkladı.
Akar, konuyla ilgili açıklamasında şöyle dedi:
“Devlet kurumu BRTK’nın 2 TV kanalı vardır. Ancak bu kurum uzun süreden beri Türksat’a uydu paralarını ödeyemiyor. Diğer tüm yerel TV’ler BRTK üzerinden uyduya çıktığı için, Türksat’ın BRTK yayınlarını durdurması halinde, hiçbir suçu olmadığı halde diğer TV kanalları da otomatikman susmuş olacak. Durum bu kadar ciddi olduğu halde kimse bu sorunu çözmeye yanaşmıyor.
Medayanın sorunu daha çok yayın organı ile sözde demokrasicilik yapmak değildir. Mevcutların yayın yapabilmelerini sağlamak herşeyden daha önemlidir. Özellikle bir devlet kurumu olan BRTK’nın, Türksat’a olan borçlarının ödenmemesi hepimiz için endişe ve korku kaynağıdır. Türksat’ın iyi niyetini ve tahammül sınırlarını daha fazla zorlamak yerine, para bolluğu içine girdiği anlaşılan hükümetimizin bu borcu ivedilikle ödemesini ve korkulu rüyaları sonlandırmasını öneriyoruz.
Ayrıca sayısını bilemediğimiz radyolarımız adanın birçok yerinden dinlenemiyor. Yıllardan beri yaşanan frekans sorununa herhangi bir çözüm düşünülüyor mu bunu da bilemiyoruz. Gelmiş, geçmiş hükümetler, kaliteli yayıncılık için önlem almak ve teknolojiyi geliştirmek yerine, daha çok yayın izni ve diğer taleplere sıcak baklamaları ayrıca bir endişe kaynağıdır.
Bilinmesini isteriz ki; lastiksiz araç ile yarışa girmekle eş anlamlı olan bugünkü yapı sürdürülebilir değildir.
BRTK’de 23 yıldan beri kadrosuz çalışan arkadaşlarımızın durumu da yetkilileri hiç ilgilendirmiyor. Kadrosuzluk nedeniyle bu kurumda amir atamalarının durma noktasına gelmesi ayrı bir sorundur.
Ülkenin diğer sorunlarında olduğu gibi, medyanın gerçek sorunları karşısında çözüm üretmek, eksik yasaları çıkarmak ve devlet ilanlarının dağıtımında adaletli bir sistem geliştirmek yerine; hala partizanca uygulamaların sürmesini büyük bir üzüntü ve endişe içinde izliyoruz.
Yanlışların düzeltilmesi için sessiz kalmayacağımızın da bilinmesini istiyoruz.”