Kafkas coğrafyasına seyahat etmeden önce kafanızda bazı sorular oluşuyor. Bunu Kazakistan seyahatimde de yaşamıştım. Ata yadigarı topraklarda yaşayan halkların özü, yüzyıllarca yaşadıkları Rus rejiminin etkisinin devam ettiği gözlense de, öncelikle Alfabeleri
( Azerbaycan, Türkmenistan ve Özbekistan'da ) bile Latin Alfabesi yerini almış ve Türkçe yazılar bütün sokaklar, alışveriş isimlerine yansımış.
Öyle üçüncü dünya ülkesi konumunda da değiller. Gittikçe Avrupai bir yaşamın kapılarını aralamış ve çoktan da içeriye girmişler.
KÜNİB Fuarında Kimler vardı?
Kafkasya Üniversiteler Birliği, aslında Türk Üniversiteleri ve Kafkas coğrafyasında bulunan üniversiteler ile eğitim ve öğretim alanında işbirliklerini geliştirme amacı ile kurulmuş. Kırşehir Ahi Evran üniversitesi, Niğde Ömer Halis demir Üniversitesi, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi, Güney Rostov Üniversitesi, İzmir Demokrasi Üniversitesi, Texas Health and Science Üniversitesi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinden de Girne Amerikan Üniversitesi vardı.
Fuar açılışına TRT Avaz kanalı, TC Taşkent Büyükelçiliği, TC Eğitim Müşavirliği, Özbekistan Taşkent yerel temsilcileri ve öğrenciler ve veliler katılım gösterdi.
Taşkent kabuk değiştiriyor
Konuştuğumuz öğrencilerin bir kısmı yurt dışına eğilim göstermekte. İki buçuk milyon nüfuslu Taşkent'te yirmi üniversite bulunmakta.
Birçoğu Sovyet sosyalist Cumhuriyetler Birliği döneminden kalma köklü üniversiteler.
İnanılmaz eğitime aç bir nesil var. Hatta bazı İngiliz hatta Singapur'dan üniversiteler gitmiş kampüs açmış. Türkiye'nin bazı üniversiteleri de aynı şekilde hareket halinde.
Tarım en büyük geçim kaynağı ayrıca. Sovyetler Birliği döneminde ve hatta şimdi de sebze ve meyve Özbekistan'dan gidiyor. Karpuz ve Kavun efsane… Arabaların yüzde doksanının " Chevrolet" marka oluşu gözlerden kaçmıyor ve öğreniyorum ki bu Amerikan otomobil üreticisi Taşkent'te fabrika kurmuş. İki buçuk milyon kişilik Özbekistan başkenti Taşkent dinamik nüfus yapısı ile de göz dolduruyor.
Taşkent'te turizm nasıl?
Öncelikle Semerkand Turizm anlamında tarihsel ve kültürel varlıkları ile Taşkent'ten birkaç adım önde. Taşkent yazın ortasında o kadar yeşil ki, akan nehri ile müzeleri, sarayları ve Taşkent’in sembolü haline gelen upuzun ve akşamları aydınlatılan televizyon kulesi ile beni çok etkiledi.
Özellikle de sokaklarda "Turizm polisi" yazan arabalar gözüme ilişti ve bizim ülke olarak bunu bile başaramadığımız aklıma geldi.
Yok yasaydı, yok mevzuat idi biz ülke olarak detayda boğuşurken yerimizde satmaktan, hatta geriye gitmekten başka bir şey yapamıyoruz.
Belediye müthiş çalışıyor ve sokaklar, caddeler tertemiz ve yemyeşil. Her ağacın kökünden nerede ise fıskiyeler var. Bu tarihte bile yemyeşil çimenler, sokaklar ter temiz. Tıpkı bir Avrupa ülkesi gibi yollarla bir sigara izmariti görmeniz mümkün değil.
Belediye başkanın " Mayor of Tashkent " başlığı altında otel misafirlerine hem İngilizce hem de Özbekçe gönderdiği otel odalarındaki şehrimize hoş geldiniz mesajında büyük bir detay var.
Bir kalıp çikolata ile "Turizm Başkenti'ne hoş geldiniz" diyor. Tebrik ederim, genel müdür mesajı yerine Belediye Başkanı mesajı.
Gastronomi
Özellikle gastronomi geleneksel Türk mutfağı. Beş kazan anlamına gelen bu yerde kara taş fırınlar içerisinde ekmek ve kuzu eti ve beş büyük kazan içeresinde dünyanın her yerinden gelen turistlere bir marka olan pilav servis ediliyor. Kuzu etleri ince ince, tel tel kıyılarak, pilavın üzerinde büyük iki katlı bir restoranda (800 kişilik) misafirlerin damak tadına sunuluyor. Pilavın içerisinde kuru üzüm, nohut ve mısır da var. Bu pilav kışın belki güzel güzel olabilir ancak yazın yağlı oluşundan dolayı biraz ağır geliyor bence. İngiliz, Alman, İtalyan, İspanyol, Türk, Afrikalı turistler ilk gözüme çarpanlar.
Yaşam şekli
Büyük bir kısım insan geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlıyor. Ancak burada Türkiye'den gelen firmalar inşaat patlaması yapmış. Büyük oteller ve AVM ler'de Türk yatırımcıların imzası var.
Türk markaları, Türk Restoranları, hatta Türk Pastaneleri görmek mümkün… Türklere büyük bir sempati besliyorlar.
Bilgi almaya gelen öğrenciler Kıbrıs "Kipr" olarak söylüyorlar genelde harita üzerinde gösteremiyorlar ne yazık ki. Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş dışında da başka kimseyi isim olarak bilmiyorlar. Bildikleri bir şey var aslında o da "Kuzey Kıbrıs üniversitelerinin varlığı.”
Yazacak çok daha bilgi var ancak bunlar benim ilk aklımda kalanlar.
Bu söylediklerimden, yazdıklarımdan çıkan sonuç, biz siyaseten ve ekonomik anlamda gün geçtikçe yerimizde sayarken, dünya büyük bir hızla dönmekte .
Turizm Hayattır.
Necdet Korkmaz 2 Yıl Önce
Prof. Dr. İsmet Esenyel Hocamın yazısını okuyunca gördüm ki; kıymetli hocam iyi bir insan olmanın ötesinde iyi bir gözlemci de. Bulunduğu ortama engin bilgi ve tecrübeleri ile değer katıyor. Kendilerini ilk defa bu fuar da tanıdım. Fuar da ki enerji dolu konuşmasıyla tüylerimizi diken diken etmişti. Eğitimci, işetişimci, turizmci, şair, müzisyen gibi ünvanlarını gözlemci kimliği ile birlerştirdiğinde, "Tecrübeye çalım atılmaz" dedirtiyor. Kendilerini tanımaktan onur duyduğumu ifade etmek istiyorum. Selam ve saygı ile...
Fatih Bingöl 2 Yıl Önce
Mükemmel bir yazı olmuş, tam ordaki gerçekliği yansıtmışınız, selamlar