Çiğdem AYDIN
Araştırmacı Gazeteci Yazar İsmail Bozkurt, Cenevre’de gerçekleştirilen Kıbrıs görüşmelerinden bir referandum metninin çıkacağına inanmadığını belirtti. Bir referandum metninin ortaya çıkmaması halinde Kıbrıs Türkünün federasyon modeli bir çözüm arayışından vazgeçmesini kaydeden Bozkurt, halkın artık kendi iç sorunlarını çözmeye yönelmesi gerektiğini kaydetti. İsmail Bozkurt, Diyalog TV’de yayınlanan “Güne Merhaba” programında, Cenevre’de gerçekleştirilen Kıbrıs müzakereleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Bozkurt, Cenevre’de Cumhurbaşkanı Akıncı’nın ve heyetinin izlediği politikayı yorumladı. Akıncı’nın, “Halkın yüzde 60’ının oyunu alan bir lider” şeklinde düşünülmemesi gerektiğini kaydeden Bozkurt, ikinci tura kalmış bir siyasi liderin ikinci turda aldığı oyların kayan oylar olduğunu söyledi. Bozkurt, teklif edilen haritadan herhangi bir karşılık beklenmemesinin müzakere edecek hiçbir kozu kalmaması anlamına geleceğini ve dönülmez bir yola girildiğini ifade etti. Bozkurt yaşananlardan endişeli olduğunu belirterek siyasi eşitliğin de pratikte sulandırıldığına dikkat çekti.
“Çözümlenmemiş konular var”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın son yaptığı açıklamalara da değinerek, Kıbrıs konusunda hala çözümlenmemiş ciddi konuların bulunduğunu belirten Bozkurt, bu konudaki endişelerini şöyle sıralardı: “Güvenlik ve garantiler konularına gelmeden önce Toprak konusu, mülkiyetteki kurulacak komisyonun nasıl işleyeceği ve nasıl değerlendirme yapacağı gibi belirsizlik var. Birçok kişinin mülkiyet konusunda büyük tehlikeyle karı karşıya kalması söz konusu. İki kesimliliğin ve siyasi eşitliliğin, yüzde 70 Rum’un geri gelecek olmasıyla sulandırılmış olacağı, haritalar konusunda da ciddi belirsizlikler var. Dönüşümlü başkanlık konusunda net bir anlaşmanın hala sağlanmaması ve bununla birlikte çapraz oylama konusunun da gündeme gelmesi. Anlaşmanın Avrupa Birliği’nde 1’incil hukuk olmazsa Kıbrıs Türkünün asimile edilerek yok olması tehlikesiyle karşı karşıya kalması söz konusu. ”
“Türkiye Kıbrıs’taki haklarından vazgeçmez”
Garantiler konusunda ise Kıbrıs Türkünün en güçlü olduğu konunun Türkiye’nin Kıbrıs’ta etkin ve fiili garantisi hakkının bulunması, dahası Garantilerin AB’de 1’incil hukuk olduğunu ve bu konuda tartışmanın bile söz konusu olmaması gerektiğini belirten Bozkurt, “Ben bu saydığım hususların net olmadığı bir anlaşma metnine evet demem” dedi.
Özellikle, Orta Doğu’da ve Suriye’de yaşanan gelişmelere de bakıldığında Türkiye’nin Kıbrıs’taki varlığının öneminin bir kez daha ortaya çıktığının altını çizen Bozkurt, Türkiye’nin sadece Kıbrıs’taki halk için değil, diğer uluslararası devletlerin durumundan dolayı da Kıbrıs’taki haklarından vazgeçeceğini düşünmenin büyük bir yanılgı olduğunu kaydetti.