Çiğdem AYDIN
Eski müzakere heyeti Üyesi Avukat Oğuzhan Hasipoğlu, barış dilini berhava eden tarafın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi olduğuna dikkati çekti. Rum tarafının Enosis kararını düzeltmesini beklemenin yanlış olduğunu belirten Hasiopoğlu, Kıbrıs Türk tarafının yeni bir strateji belirlemesi gerektiğini vurguladı. Diyalog Gazetesi’ne açıklamalarda bulunan Hasipoğlu, Kosova’da halkın yüzde 99’unun bağımsızlık istediğini belirterek, Rum tarafının son Enosis kararından sonra, Kıbrıs Türk tarafının Kosova örneğini almasını istedi. Hasipoğlu, “Kosova ile KKTC’nin uluslararası hukuktaki statüsü benzeşmektedir. Kosova Sırbistan ile federal bir çözümün gerçekleşip gerçekleşemeyeceğini tartışırken, BM tespit yaparak tarafların anlaşmadığını ve federal bir çözümün mümkün olamayacağının tespitini yapmıştı. Aynı tespiti yıllardır bizi müzakere masasına tutsak eden BM neden yapmıyor” dedi. Eski müzakere heyeti üyesi Avukat Oğuzhan Hasipoğlu’nun sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
Soru: Bugün bu yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cevap: Daha önceleri de yaşandığı gibi müzakere sürecinin tıkandığı bir aşama içerisindeyiz. Kıbrıslı Rumlar ilk kez masayı çökertecek hamleler yapmıyorlar. Ne zaman son aşamaya geldiğimizi düşünsek, Kıbrıslı Rumlar bir kriz çıkartıyorlar. Hatırlayın, rahmetli Denktaş’ı, Sn. Eroğlu’nu Kıbrıs Rum tarafını masadan kaçırdıkları, barış dili kullanmadıkları için suçlamışlardı. Hâlbuki çözümü getireceği iddiasıyla seçilen Sn. Akıncı da bugün bambaşka bir gerekçeyle masaya gelmekten imtina edebiliyor. Nerede kaldı bu barış dili? Barış dilini Enosis kararıyla berhava eden aslında Kıbrıslı Rumlar olmuştur. Artık KKTC’de farklı görüşte olan tüm liderler Cumhurbaşkanı olduğuna göre bir kere kendi içimizde suçlu aramaktan artık vazgeçmemiz gerekmektedir. “Anlaşamaz isek KKTC olarak yolumuza devam ederiz” diyen bir Cumhurbaşkanımız var. Mademki bu hamle yapıldı, Kıbrıs Rum tarafından bu kararını meclislerinde düzeltmesini beklemek de hayalcilik olacaktır. Artık yeni bir vizyon ortaya koyma, yeni bir strateji belirleme zamanıdır.
Soru: Şimdi ikinci adım olarak Kıbrıs Türk tarafı ne yapmalı?
Cevap: Aslında Enosis argümanı uluslararası kamuoyunda uzun vadede çok prim yapabilecek, müzakere sürecindeki suçlama oyununda Kıbrıslı Türklerin elini güçlendirebilecek bir argüman olmayabilir. Dış güçler bildikleri bu Enosis gerçeğine algılarını kapatıp, Kıbrıs Türk tarafına müzakere masasına dön baskısı yapacaklardır. Türkiye ise “aman masadan kaçan taraf biz olmayalım, ne olursa olsun görüşelim” anlayışından son yapılan açıklamalar ışığında artık vazgeçmiş gözüküyor. Bu durumda doğru strateji geliştirip ona göre kurgulama yapmak gerekiyor.
Bana göre Enosis bir bahane! Sayın Akıncı 6 başlığın 3’ünde ciddi ve aşılamayacak tıkanıklıklar yaşadığı için aslında müzakere masasına artık gelmek istemiyor. Dürüstçe ve açıkça bu ifade edilmeli. Müzakereler 1968 yılından beri devam ediyor. Dünyada bu kadar uzun süre müzakere masası tecrübesi olan iki halk yoktur herhalde! Tartışılmayan hiçbir konu kalmadı. Tarafların taban tabana zıt pozisyonlarının BM’den tespiti istenmeli ve BM’den şu talep edilmelidir: Konuşulmadık bir konu kalmadığına ve taraflar anlaşamadığına göre adada federal bir çözümün olamayacağının tespit edilmelidir. Veya BM’den son bir çaba sarf etmesi talep edilip, belirlenecek bir zaman sınırı içerisinde müzakerelere devam edilmesi, ancak süre sonunda sonuç alınamaması halinde bu sürecin çöktüğünün BM tarafından ilan edilip, hemen akabinde Kıbrıs Türk tarafının tanınma ve izolasyonların kaldırılmasına yoğunlaşması gerçekleştirilmelidir. Bu adımın artık atılmasının zamanı gelmiştir ve makul bir talep olarak addedilmelidir. Ancak bu talebi Kıbrıs Rum tarafını Enosis hamlesi ile suçlayarak yapamayız. Anlaşmazlıkları ortaya koyup gerçekleri dile getirerek yapabiliriz.
Soru: Kosova örneği bize ne kazandıracak?
Cevap: Kosova’da halkın yüzde 99’u, herkes bağımsızlık istiyordu ve gerekirse bunun uğrunda ölmeye hazır yüz binler vardı. Bizde ise bir kısmımız nasıl olursa olsun görüşmelere devam edelim, bir kısmımız ise KKTC olarak yola devam edelim diyor.
Soru: Peki Kıbrıs Rum tarafının bu son hareketlerinden sonra Kosova örneği iyi bir emsal olamaz mı?
Cevap: Kosova ile KKTC’nin uluslararası hukuktaki statüsü benzeşmektedir. Hem Kosova hem de KKTC için BM tarafından tanınmamaları yönünde kararlar vardı. Kosova Sırbistan ile federal bir çözümün gerçekleşip gerçekleşemeyeceğini tartışırken, BM tespit yaparak tarafların anlaşmadığını ve federal bir çözümün mümkün olamayacağının tespitini yapmıştı. Bunu Kosova’da federal bir çözümün mümkün olup olmadığını araştıran BM yapmıştır. Aynı tespiti yıllardır bizi müzakere masasına tutsak eden BM neden yapmıyor?