Kıbrıslı Türk ve Rum Müzakereciler Kudret Özersay ile Andreas Mavroyiannis dün yeniden bir araya geldi.
BM Kıbrıs Barış Gücü’nden yapılan açıklamaya göre Ara Bölge’de görüşen Mavroyiannis ile Özersay, süreçle ilgili fikir alış verişinde bulundular ve farklı bölümlerle ilgili konuların esasını ele almaya başladılar.
Müzakereciler görüşmelerine 4 Mart Salı günü gerçekleştirilecek bir sonraki toplantıda devam edecekler.
Ara bölgede yaklaşık iki saat süren görüşme sonrasında BRT’ye konuşan Müzakereci Özersay, toplantının Ankara ve Atina ziyaretleri öncesinde olumlu bir havada geçtiğini kaydederek, konuların özünün konuşulmaya başlandığını söyledi.
Özersay toplantının başında 10-15 dakika kadar yöntem ve prosedür konusunun ele alındığına işaret ederek, “Ancak esasen bu toplantıda bir yanda yönetim ve güç paylaşımı ana başlığı altında bir kaç konuyu tartıştık diğer yanda AB ile ilgili bazı konuları da değerlendirdik. Görüş alış verişi biçiminde oldu ama bazı şeyleri test etmeniz açısından başlangıç itibarı ile olumlu geçtiğini söyleye bilirim. Hangi konularda anlaşmakta zorlanacağımızı daha net bir şekilde gördüğümüz gibi hangi konularda da daha kolay anlaşabileceğimizi de görmüş olduk. Özellikle Yönetim ve Güç paylaşımının altında yer alan bazı konularda AB ile ilintili birincil hukuk ve deregasyon konularında örneğin, ama verimli bir görüşme oldu” dedi.
“Sorular için zaman istediler”
Toplantıda Türk tarafının daha önce sorduğu sorular konusunun da gündeme geldiğini belirterek, “Geçtiğimiz hafta Cuma günü bazı sorularımız olmuştu Rum tarafına özellikle, Yönetim ve Güç paylaşımı başlığı altında federal yürütmenin seçimi, federal yasama içerisinde kararların nasıl alınacağı, federal yargı ile ilgili olarak zaten önemli ölçüde bir yakınlaşma söz konusu. Tamamlanmış gibi bir konu ama ne düşündüklerini de sormuştuk. Bir de federal devletin listelenecek olan yetkileri konusunda öyle anlaşılıyor ki bazı farklı yaklaşımları var Sayın Anastasiadis’in, onları anlamaya çalışmıştık, sormuştuk. Bu toplantıya bu konuların tümünü yetiştirmeleri mümkün değildi biraz zaman istediler, biz bunun makul olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden bir sonraki toplantıda bir yandan bu sözünü ettiğim yönetim güç paylaşımı başlığı altında federal yürütme yetkileri, oluşumu, seçimi konuları tartışılacak ve yine onunla bağlantılı bir şekilde federal devletin listelenecek olan yetkilerinin ne olacağı, bunun dışında kalacak olanlar biliyorsunuz artık yetki olarak kalıyor, bunlara ele alınacak” şeklinde konuştu.
Yönetim ve güç paylaşımına ilaveten…
Özersay Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Yönetim ve Güç paylaşımı başlığına ilaveten, mülkiyetin de buna bağlantılı bir şekilde ele alınmasını önerdiğini anlatarak şunları ifade etti: “Yönetim ve güç paylaşımı başlığına ilaveten, Kıbrıs Rum tarafı mülkiyetin de buna bağlantılı bir şekilde ele alınmasını önerdi bizde kabul ettik.
Dolayısı ile yönetim güç paylaşımı ile mülkiyet konusu iki başlık bir arada görüşülecek. Kuşkusuz mülkiyetle ilgili olarak Kıbrıs Türk tarafının pozisyonunu daha önce defalarca kamuoyunda da açıkladık. Yani iadenin kriterlerini, takası ve başka bazı önerilerimizi de anlatmıştık, Kıbrıs Rum tarafı da mülkiyete ilişkin düşüncelerini eğer isterse toprakla bağlantılı bir biçimde ortaya koyabilir ki genelde eğilimleri bu yönde biliyorsunuz. Bunu saklamaya gizlemeye gerek yok. Ama hepimizde biliyoruz ki, toprak başlığı da tartışılacak olmasına rağmen, bunun içerisindeki harita ve rakam konuları yada yönleri sürecin en son aşamasında gündeme gelecek.
O yüzden harita ve rakam hariç olmak üzere toprakla bağlantılı bir biçimde mülkiyete ilişkin düşüncelerini bizimle paylaşırlarsa bunu dinleyeceğiz. Mülkiyet konusundaki kendi düşüncelerimizi de ortaya koyacağız. Bunu yaptıktan sonra ister bir sonraki toplantıda ister ondan sonraki toplantıda artık bu ortaya konan iki öneri arasında bir köprü kurma çalışması yapılması gerekir. Genel bir anlayış birlikteliği vardır sürecin nasıl ilerleyeceği konusunda.”
Varılacak uzlaşıdaki orta nokta...
Müzakereci Kudret Özersay, varılacak bir uzlaşının tarafların isteklerinin tamamının karşılandığı anlamına gelmeyeceğini ifade ederek, dünkü toplantıyla ilgili değerlendirmesini şöyle tamamladı: “Hem Kıbrıslı Türkler hem Kıbrıslı Rumlar şunu iyi bilmemiz gerekir, uzlaşma denilen şey istediklerimizi yüzde yüz alabileceğimiz bir şey değildir. Dolayısı ile bir orta noktada buluşmamız lazım. Ama temel yaşamsal çıkarlarımıza halel gelmeyecek bir biçimde, zarar vermeyecek bir biçimde, toplumsal varlığımızı siyasi eşitliğimizi, kendi kendimizi yönetme isteğimizi ve hakkımızı zarara uğratmayacak bir şekilde bu önerilerde bir orta noktayı bulmamız gerekir. Biz pozitif ve yapıcı biçimde bu çalışmayı hızlandırarak, ileriye götürme niyetindeyiz.”