Çiğdem AYDIN
Kanser Genetiği alanında en iyi okullardan birinde doktora eğitimimi tamamlayan ve daha sonra Amerika’daki kariyerine devam etmeyerek ülkesine geri dönüp birikimini memleketi için kullanmayı tercih eden Halkın Partisi (HP) Girne Milletvekili adayı Jale Refik Rogers, sağlığın çok kötü yönetildiğini savundu.
Jale Refik Rogers, siyaset anlayışının ülkeye verdiği zararın, diğer alanlarda olduğu gibi sağlıkta da etkisini ciddi anlamda gösterdiğini ileri sürerek, “Halkın Partisi sağlıkta kısa, orta ve uzun vadeli planlar ile göreve gelecektir” şeklinde konuştu.
Diyalog gazetesine gündeme dair açıklamalarda bulunan Refik Rogers, HP’nin iktidara geldiği takdirde atacağı her adımda kamu yararını önde tutacağını ve yasaları uygulayacağını, sağlık vizyonunu da bu bilinçle oluşturduğunu dile getirdi.
Refik-Rogers, “Bu yıl, penceresi kapısı olmayan, su depolarındaki suyun yüksek bakteri miktarından dolayı kullanıma uygun olmadığı okullarla eğitim yılına başladık. Trafik, sağlık, eğitim gibi günlük hayatımızı etkileyen en kritik konularda diplerdeyiz. Sağlık alanındaki yasalar güncelliğini yitirdi. Her yıl kış aylarında Devlet Hastanelerinde büyük bir kaos yaşıyoruz. Hastaların tedavilerinde kullanılan en temel ilaçlar, hastanede bulunamıyor. Halk olarak denetimsizlikten dolayı marketten meyve-sebze almaya korkar olduk. Partizanlık siyasilere olan güveni ciddi anlamda sarstı” dedi.
Soru: Siyasete neden girmek istiyorsunuz?
Yanıt: “Küçük yaştan beri idealler yaşamımı şekillendiren en önemli etken olmuştur. Eğitimim için Amerika Birleşik Devletleri’ne burs kazanmam hayatımın dönüm noktası oldu. On üç yıl orada kalarak Genetik alanında eğitim aldım ve çalıştım. Kanser Genetiği alanında en iyi okullardan birisinde Doktora eğitimimi tamamladıktan sonra, iki seçeneğim vardı; ya Amerika’da kalıp kariyerime devam edecektim, veya ülkeme geri dönüp birikimimi memleketim için kullanacaktım. Ben ülkeme dönmeyi seçtim, çünkü ülkemin gelişmesine katkıda bulunmak istedim. Bir birey olarak çalıştığım alanda bir değişim yaratabildiğime inanıyorum ama ülkemde son on yıldır yaşadığım deneyimler bana gösterdi ki çarpık bir düzen içerisinde değişim ve gelişim ancak bir yere kadar sağlanabilir. Köklü bir değişim ancak liyakata, iyi yönetime ve sosyal adalete dayalı bir sistem kurmakla mümkündür. İşte bu yüzden, hak ettiğimiz bir düzen için, Halkın Partisi’nin kuruluşunda Kurucu üye olarak yer aldım, Merkez Yürütme Organı’nda ve Parti Meclisi’nde yer alarak Parti’nin politikalarını geliştirmeye katkı koydum. Bu seçim de HPi Girne milletvekili adayıyım.”
Soru: Neden HP ‘yi seçtiniz ?
Yanıt: Benim siyasetle tanışmam son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oldu. Yıllardır sağlık alanında çalışıyorum ve mesleğimi severek yapıyorum. Kudret Özersay ile insan hakları ile ilgili bir dernekte birlikte çalışırken tanışmıştık. Müzakere deneyimi, çalışkanlığı, dürüstlüğü ve samimiyetinden dolayı bizi Cumhurbaşkanı olarak temsil edecek ideal aday olduğunu düşündüğüm için ona gönüllü destek vermeye karar verdim. O süreç benim ilk siyasi deneyimimdi. Seçimden sonra halktan gelen taleple Halkın Partisi’ni kurmaya karar verdik. 6 Ocak 2016’da HP’yi kurduk. Memleketi için samimi bir gailesi olan ve köklü bir değişim sağlayabilecek bir ekip olduğumuza inandığım için bu Parti’nin kuruluşunda yer aldım. Ülkemizde siyaseti şekillendiren köklü partilerin kalıplaşmış davranış biçimleriyle yeni şeyler söylemesinin pek mümkün olmadığını düşünmekteyim. Yeni bir Parti olarak Halkın Partisi’nin daha yönetimde yer almadan siyasete yeni bir vizyon getirdiğini görüyorum ve bunun da bir başarı olduğunu düşünüyorum. Bu seçimde de Halkın umudunun Halkın Partisi olduğuna inanıyorum.
Soru: Sizi KKTC’de en çok rahatsız eden şeyler nelerdir?
Yanıt: “Kıbrıs, denizi, dağı, iklimi ile çok güzel bir ada. Ama maalesef yıllardır süregelen kötü yönetimin etkileri yaşamımızın her alanına yansıyor. Trafik, sağlık, eğitim gibi günlük hayatımızı etkileyen en kritik konularda diplerdeyiz. Buna maddi sıkıntıları da ekleyince, halkımızda genel bir mutsuzluk umutsuzluk hali hakim. Genel olarak sorunlara baktığımızda bunların sebebi olan üç temel unsur var: plansızlık, denetimsizlik ve partizanlık.
“Denetimsizlikten dolayı meyve sebze almaya korkar olduk”
Halk olarak denetimsizlikten dolayı marketten meyve-sebze almaya korkar olduk. Gıda güvenliğini sağlamak açısından üretimden sofraya her ürünün takibinin yapılabilmesi ve her basamakta denetimden geçmesi, olması gerekendir. Ülkemizde tarımsal gıdaların denetimi yetersizdir. Ürünler raflara gelene dek etkin bir şekilde denetlenmemektedir. Gıda güvenliği, halk sağlığı açısından elzemdir ve şakaya gelmeyecek bir konudur. Gıda güvenliğinin belli standartlara taşınması üreticiyi korumak açısından da önemlidir. HP olarak bizim göreve geldiğimizde ilk düzenleme yapacağımız konuların başında gelmektedir.
Soru: Sizce 43 yılda hiç mi bir şey gelişmedi veya değişmedi ?
Yanıt: Ülkede son 43 yıldır değişen veya gelişen şeylerin genelde kişilerin bireysel çabalarıyla ve özverili çalışmaları ile olduğunu düşünüyorum. Örneğin kamu sağlık çalışanlarının özverili çalışması olmasa, şu anda mevcutta aldığımız sağlık hizmetini bile alamayacaktık. Devletin rolü düzenleyici ve denetleyici bir roldür ama son 43 yılda bunun pek de örneğini gördüğümüzü düşünmüyorum. Örneğin kaç yıldır E-devlet sistemine geçilemediği için halkımız bürokrasi ile çok vakit kaybetmektedir. Dolayısıyla halk hizmet almakta zorlanmaktadır, kamuda çalışan kişilerin verimliliği düşmektedir ve kaynakların etkili kullanılmaması söz konusudur.
Soru: Seçilmeniz halinde ilk olarak neler yapmayı planlıyorsunuz projelerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Yanıt: “Seçilmem halinde çalışmalarımı uzmanlık alanım olan Sağlık alanında ve Sağlıkla direk ilişkili olan Gıda Güvenliği ve Çevre konularında sürdürmeyi planlıyorum. Sağlık alanında en büyük sorunlardan birisi yasaların güncelliğini yitirmiş olması. HP olarak biz öncelikle güncelliğini yitirmiş olan İlaç Eczacılık Dairesi Yasası, Yataklı Tedavi Kurumları Yasası ve Temel Sağlık Dairesi yasası gibi yasaları güncelleyeceğiz. Daha da önemlisi uzun yıllardır konuşulan ama hayata geçirilmemiş olan Genel Sağlık Sigortası yasasını ve bu yasayı destekleyen diğer yasaları geçirerek bu sigorta sistemini hayata geçireceğiz. HP’nin iktidarında sağlık için cepten yapılan harcamaları azaltacak, hastaların temel sağlık hizmetlerini dilerse devlet hastanelerinde dilerse özel hastanelerde alabileceği ve hastalara hekim seçme hakkının verileceği Genel Sağlık Sigortası sistemini hayata geçireceğiz.
Soru: Bugünkü siyaseti nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yanıt: Ülkemizde yıllardır ülkeyi yöneten siyasi partilerin yarattığı yönetim şekli, toplumsal faydanın değil kişisel ve zümresel çıkarların ön planda olduğu, keyfi, partizanca atamaların yapıldığı, zaman içerinde kamuda verimliliği ciddi şekilde düşüren bir yönetim şeklidir. Bunun sebebi eski siyaset anlayışıdır. Yıllardır süregelen partizanlık ülkemizde siyasete ve siyasilere güvenini ciddi anlamda sarsmıştır. Biz Halkın Partisi olarak bu eski siyaset anlayışına dur demek için ve liyakata, hak ve adalete dayalı yeni bir yönetim şekli inşa etmek için yola çıktık. Ortaya koyduğumuz bu yeni vizyonla ve yeni siyaset anlayışıyla halkın siyasilere ve siyasete karşı kaybettiği güveni yeniden kazanacağız. Buna yürekten inanıyorum.