TMT Mücahitler Derneği, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) bekasını sağlamak için tanınmasının şart olduğunu savunarak, federasyonun iki tanınmış devlet arasında olması gerektiğini iddia etti.
KKTC’nin sonsuza dek yaşatılması için her türlü mücadeleyi sürdürme azim ve kararlılığında olduklarını ifade eden dernek yöneticileri, “Cumhuriyetimizin bütün makamlarının, kurum ve kuruluşlarının da KKTC’nin varlığı ve gelişmesi esasında güç, söylem ve eylem birliğinde bulunması gereklidir” ifadesini kullandı.
Kıbrıs sorunu ve müzakere süreciyle ilgili görüşlerini açıklamak üzere kahvaltılı basın toplantısı düzenleyen dernek, kurulacak “Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’ne” giden yolda korunması gerektiğine inandıkları prensipleri açıkladı.
Toplantıya TMT Mücahitler Derneği Başkanı Yılmaz Bora, Dernek Başkan Yardımcısı Celal Bayar ile Türkiye Cumhuriyeti XIX. Dönem Ankara Milletvekilliği ve bir dönem Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanlığı yapmış olan Orhan Sefa Kilercioğlu da katıldı.
Bora: Müzakereler kritik bir aşamada
TMT Mücahitler Derneği Başkanı Yılmaz, Bora toplantıda yaptığı konuşmada Kıbrıs müzakerelerinde kritik bir aşamadan geçildiğini ifade etti.
Bu süreçte dernek olarak düşüncelerini paylaşmak üzere basın toplantısı düzenlediklerini kaydeden Bora, Kilercioğlu’nun da toplantıda bulunmasından memnuniyet duyduklarını belirtti.
Bayar: İmrenilecek bir noktadayız
Bora’nın ardından söz alan TMT Mücahitler Dernek Başkan Yardımcısı Celal Bayar, derneğin Kıbrıs sorunu ve müzakereler konusundaki görüşlerini iletti. Kıbrıs Türklerinin varoluş mücadelesi tarihini anlatan Bayar, “Bugün dünyada bizimle benzer mücadele veren halkların imrendikleri bir noktadayız. Bir cumhuriyete sahibiz. Bu mutluluğu 32 yıldır onurla ve gururla yaşamaktayız” diye konuştu.
Kilercioğlu: Kıbrıs stratejik bir noktada
Türkiye Cumhuriyeti XIX. Dönem Ankara Milletvekilliği ve bir dönem Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanlığı yapmış olan Orhan Sefa Kilercioğlu ise toplantıda yaptığı konuşmada Kıbrıs’ın stratejik bir mevkide olduğunu kaydetti.
Bölgedeki son gelişmelerle adanın öneminin daha da arttığını anlatan Kilercioğlu, yaşamının belli bir kısmını Kıbrıs Türkü’yle ilgili konulara ilgi duyarak geçirdiğini, bu dönemde elde ettiği bilgiler ve görüşlerini “Unutulan Bedel” ve “Haykırış” kitaplarında kaleme aldığını anlattı.