Başbakan Tufan Erhürman, sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle birlikte kamu reformuna ilişkin gerçekleştirdiği toplantıda, bir soru üzerine Başkanlık Sistemi’nin tartışılmasına açık olduğunu söyledi. Erhürman “Başkanlık Sistemi’ni tüm boyutları ve tüm ihtimalleriyle ele alıp, bu ülkeye uygun, sorunlarımızın çözülmesine katkıda bulunacak bir model üretebilir miyiz diye tartışacaksak elbette böyle bir tartışmaya açığım” dedi.
Toplantıda birçok sivil toplum örgütü yetkilisi ve iş insanının yanı sıra Maliye Bakanı Serdar Denktaş ile bazı milletvekilleri ve bürokratlar da yer aldı.
Konuşmalar ve sunumun ardından söz alan Başbakan Erhürman, hem yasa tasarısının içeriğine ilişkin tartışmalara, hem de sivil toplum örgütlerinin yasa tasarısıyla ilgili önerilerine değindi.
Kamu Görevlileri Yasasını olabildiğince geniş bir tartışma ve konsensüsle hayata geçirmenin önemli olduğunu belirten Başbakan Erhürman, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“2019 yılı itibarıyla ‘kamu reformunu’ konuşuyoruz ama ortaya konulan çabanın çok önemli bir kısmı aslında süreç içerisinde bozulan birtakım şeyleri düzeltmeye yöneliktir. Çünkü daha önceki mevzuatın sağladığı olanaklar hor kullanılarak kamu içerisinde çok ciddi anomaliler yaratıldı. Kamuda statüleri farklı olmasına rağmen, yaptıkları iş aynı olan çalışanlar vardır. Geçici memurlar var, geçici işçiler var, işçiler var, kamu görevlileri var, Özelleştirme Yasasından gelenler var. Bunların her birinin farklı farklı statüleri vardır. Ama o statülerin gerektirdiği işlevler mi yapılıyor sorusunun cevabı maalesef ‘evet’ değil.
Normal şartlarda her ülkenin geçici işçi statüsüne ihtiyaç duyabileceğini belirten Erhürman ancak bu doğru kullanılmaz ve partizanca yapılacak istihdamların aracına dönüştürülürse bugün yaşananlara benzer anomalilerin ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi.
Kamu görevlilerinin işini geçici işçiler yapıyor
Başbakan Tufan Erhürman konuyla ilgili konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Ülkemizde geçici işçi statüsü uygulamada kalıcı hale getirildi. Geçici memur statüsünü mevzuattan çıkardık ancak geçici işçi statüsü partizanca istihdamların aracı olarak kullanılmaya devam etti. Kadrolu kamu görevlileri Kamu Hizmeti Komisyonu’nun münhal ve sınavları ile istihdam edildiği için zaman zaman hükümetler kadrolu kamu görevlisi yerine geçici işçi istihdam etmeyi tercih etmeye başladılar. Bu kadar çok geçici işçi alınmasının ve kadrolu kamu görevlisi istihdamından kaçınılmasının sonucu da asıl ve sürekli kamu hizmetlerini düzenli bir biçimde yürütmek için geçici işçilerden yararlanmak zorunda kalınması oldu. Bu durumda geçici işçiler aslında Anayasa’ya göre yapamayacakları bazı işleri fiilen yapar duruma geldiler ve bugün önümüze düzeltilmesi gereken bir anomali çıktı.”
Kültürel deformasyonla da mücadele edilmesi gerekiyor
Başbakan Tufan Erhürman, “Kamu Görevlileri Yasa Tasarısı” metninin süreç içerisinde yaratılan anomalileri çok büyük ölçüde çözmeye odaklanmış bir metin olduğunu söyledi.
Kamu reformunun ise sadece mevzuatla ilgili olmadığına dikkat çeken Başbakan, kamudaki kültürel deformasyonla da mücadele edilmesi gerektiğini kaydetti.
Kamuda hizmet içi eğitimin de geliştirilmesi gerektiğini ifade eden Erhürman, kamudaki denetim, disiplin ve performans değerlendirmelerine de değindi ve şöyle konuştu:
“Ülkemizde performans değerlendirmelerinin objektif bir biçimde yapılabildiğini söylemek maalesef mümkün değil. Performans değerlendirmeleri çok büyük oranda olumlu ve aslında bunları gerçek değerlendirmeler olarak kabul etmek son derece zor. Bunun, içinde yaşadığımız toplumla da ilgisi vardır. Küçük bir toplumuz. Herkes birbirinin akrabası veya arkadaşıdır. Kimilerine önemsiz görünebilir ama bunlar çok ciddi sosyolojik meselelerdir. Bunları aşmak gerçekten ciddi uğraş gerektirir. Çünkü insanlar bu kadar küçük toplumda her gün bir yerde yüz yüze gelirken birisine performansında düşük puan verip de bunun sorumluluğunu taşımayı istemeyebilirler. Bu da çok anlaşılmayacak bir şey değildir. Ama anlamak başka bir şeydir, kabul etmek başka. ‘Anlıyorum ama kabul etmiyorum’ diyerek değişimin önünü açmak zorundayız.”
İstikrar ve Başkanlık Sistemi
Başbakan Erhürman, konuşmasının ardından sorulan sorulara da yanıt verdi. Ülkede siyasi istikrarın nasıl sağlanabileceği yönünde sorulan soruya Başbakan Erhürman şu ifadelerle cevap verdi:
“Hükümetlerin uzun ömürlü olması özellikle bizimki gibi köklü reformların yapılması gereken ülkelerde elbette önemlidir. Hükümetler önlerini görebilmelidir ki, uzun verimli işlere girişebilsinler ve bu işleri görev süreleri içerisinde tamamlayabilsinler.
Bu yöndeki tartışma doğal olarak her zaman ‘Başkanlık Sistemi’ ile ilgili soruları da içeriğinde taşır. Ben kendi adıma Başkanlık Sistemi’nin tartışılmasına hiçbir zaman kapalı olmadım. Parlamenter sistemden kaynaklanan bazı sıkıntılar olabileceği gibi başkanlık sisteminden kaynaklanan bazı sıkıntılar da olabilir. Hatta bazı koşullarda başkanlık sistemi parlamenter sisteme oranla daha fazla anomali de yaratabilir.
Başkanlık Sistemi’ni tüm boyutları ve tüm ihtimalleriyle ele alıp, bu ülkeye uygun, sorunlarımızın çözülmesine katkıda bulunacak bir model üretebilir miyiz diye tartışacaksak elbette böyle bir tartışmaya açığım.”
Öz 6 Yıl Önce
Her parti başkanlık sistemi diyor ama kimse bu sistemin geçmesi için kılını oynatmıyor. İki turlu dar bölge seçim sistemi, birisi bölgelerin eşit katılacağı diğerinde ise nüfus oranına göre saptanan milletvekillerinden oluşacak iki meclisli başkanlık sistemi, en acil demokratik ihtiyaçtır.