Çiğdem AYDIN
Kıbrıs Türk siyasetinin önemli isimleri ülkenin içinde bulunduğu durumun iyi olmadığını, siyasette seviyenin düştüğünü belirtiyor. Diyalog’un görüşlerine başvurduğu CTP eski milletvekillerinden Kadri Fellahoğlu, “Ben artık parlamenter sistemin değişmesi gerektiğine inanıyorum” derken, UBP eski milletvekillerinden Ahmet Kaşif, “Sadece siyasette değil, yaşamın her alanında insan yetiştirme sisteminin yarattığı büyük bir sorunla karşı karşıyayız” dedi.
Dışişleri eski bakanlarından UBP’li Tahsin Ertuğruloğlu, ülkede yaşanan birçok sorunun popülizmden kaynaklandığını belirterek, milletvekillerinin bakan olmaması gerektiğini söyledi. Dışişleri eski bakanlarından CTP’li Kutlay Erk ise “Ülkenin bugün içinde bulunduğu durum memnun olmaya yeterli değildir” diyerek şimdiki parlamenter sistemle ülkenin düzelebileceğini belirtti.
Soru: Ülkenin bugünkü durumundan memnun musunuz?
Kadri Fellahoğlu: Ne yazık ki memnun değilim.
Kutlay Erk: Ülkenin bugün içinde bulunduğu durum memnun olmaya yeterli değildir. Kıbrıs sorunu nedeniyle dünya ile sosyo-ekonomik ve sosyo-politik alanlarda kaynaşmakta sorunlarımız var. Çözüm süreci de donmuş durumda. İç ekonomimiz TL'nin yabancı paralar kaşsısında eğer kaybetmesi ile hem istikrarsız hem de çöküş sarmalında.
Tahsin Ertuğruloğlu: Ülkenin bugün içinde bulunduğu durumdan memnun olmak mümkün değil.
Ahmet Kaşif: Hayır memnun değilim.
Mehmet Çağlar: Bu soruyu cevaplamak, duruma hangi konu bağlamında, hangi açıdan ve hangi temelde bakıldığına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Ekonomik açıdan oldukça dışa bağımlı bir ülke haline gelinmesi, çeşitli nedenlerle üretime yeterince önem verilmemesi, demografik yapının kontrolsüz bir biçimde değişmesi vb… konulardan dolayı insanlar daha demokratik ve adil bir ortamda daha insanca yaşamaktan mahrum kalmaktadır.
Soru: Ülkede sizleri en fazla rahatsız eden hususlar nedir?
Kadri Fellahoğlu: Alt yapıların eksikliği, elektronik haberleşmede yaşanan eksiklikler, çevre kirliği, trafik, geleceğin belirsizliği öreğin Kıbrıs sorununun akıbetinin ne olacağı konusunun hala daha bilinmiyor oluşu beni rahatsız ediyor.
Kutlar Erk: Ülkede en fazla rahatsızlık yaratan konuların başında elbette ki Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü gelir. Sonra da iç konulardaki sorunlar. İç güvenlik yok, Kuzey Kıbrıs her gün bir sürü cürümlerle çalkalanır, hayatımızda görmediğimiz suçların işlendiğini görüyoruz. Özel sektör çalışanları örgütsüz, çalışma koşulları çağdaş değil. Kamuda verimlilik düşük, hizmet kalitesi düşük, yurttaşa tavırlar tatsız…
Tahsin Ertuğruloğlu: Popülizm kaynaklı sorunlardan ciddi anlamda rahatsızlık duyuyorum. Temelde birçok sorun aslında popülizm kaynaklı sorunlardan oluyor. Beni rahatsız eden bir diğer konu da ekonomik sorunlar, yolsuzluklar, suiistimaller, pahalılık ne yazık ki ülke kötüye gidiyor. Bugün içinde bulunduğumuz durumda vatandaşlar kendi devletine inancı kalmadı bunu yeniden tesis etmek gerekmektedir.
Ahmet Kaşif: En önemli sorun bana göre ekonomik sorundur. Yapısal ciddi ekonomik sorunlarımız vardır bu beni oldukça rahatsız ediyor. Bunun yansıra trafik ve sağlık alanında da hak ettiğimiz noktada olduğumuza inanmıyorum.
Mehmet Çağlar: İnsan yetiştirme yani eğitim sistemindeki hatalar, üretimden kopmak, değişime karşı direnç, çevrenin harap edilmesi, betonlaşma, niteliğe karşı tutumları giderek niceliğe karşı tutumlara dönüşmesi, toplumun inanç ve milli değerleriyle dıştan gelen etkilerle oynamak, toplumsal değerlerin erozyonu, vefa ve izan yoksunluğu beni en çok düşündüren ve üzen konulardır.
Soru: Size göre ülkede iyi olan bir şey var mı? Varsa nelerdir?
Kadri Fellahoğlu: Yani ülkemiz coğrafi açıdan çok güzel bir ülke. Yazı, kışı mevsimleri insanı çok güzel. Huzurlu bir ülkede yaşıyoruz. Ben KKTC’de yaşamayı seviyorum ama keşke daha gelişmiş daha refah bir ülke haline getirebilseydik.
Kutlar Erk: Ülkede iyi olan şey, bu yılın yağışları, doğa can kazandı... Ödemeler dengesi iyi ama bütçe genel dengesi bozuk bir yapı var. Yani ihracatınız ithalatınızın %10'nu ancak karşılıyor ama farkı turizm ve yüksek öğrenim sektörleri kapatabiliyor. Ancak kamu giderlerini dengelemek mümkün değil.
Tahsin Ertuğruloğlu: İyi olan şudur ki milli şuur hala yerindedir. Her şeye rağmen ulusal davaya bağlılık vatandaşta devam etmektedir bu sevindirici i bir olaydır. İçteki bütün olumsuzluklara rağmen geleceğin Anavatansız olmayacağını halkımız bilmektedir bu beni mutlu eden bir durumdur.
Ahmet Kaşif: İyi olan tek şey sevdiklerimizin yanımızda olması. Sağlık durumlarımızın iyi olması her ne kadar şikâyetçi olsak da…
Mehmet Çağlar: Kıbrıs’ın doğasında yüzyıllardan beridir var olan hoşgörünün henüz yitirilmemiş olması, insanların federal çözüme olan inanç ve isteklerinin devam etmesi bence önemli iyi şeylerdir. Ayrıca son dönemde dış ekonomik yardım almadan hükümetin zor da olsa ülkeyi yönetme çabası oldukça manidardır.
Soru: Şimdiki parlamenter sistemle bu ülke düzele bilir mi? Ne öneriyorsunuz?
Kadri Fellahoğlu: Ben artık parlamenter sistemin değişmesi gerektiğine inanıyorum. Parlamenter sistem eğer doğru bir şekilde uygulanmış olsaydı belki bunu düşünmezdim ama üzülerek söylemeliyim ki bu sistem artık çalışmıyor. Sistem değişikliğine gidilmesi gerekiyor ama aynı zihniyet veya aynı anlayışla yönetilecekse o da bir çözüm olmaz. Bu ülkede partizanlık, kamu kaynaklarını yanlış kullanma gibi kötü bir durum var bu durum tamamen ortadan kalkmalıdır.
Kutlay Erk: Şimdiki parlamenter sistemle ülke düzelebilir. Yanlış olan seçenin de seçilenin de kendi egolarını, bencilliğini siyaset üzerinde ve siyaset üzerinden yerine getirmesidir. Türkiye başkanlık sistemine geçti; düzeldi mi veya bu yapı ile düzelebilecek mi? Kesinlikle hayır, iyiye de gidemeyecek, durum ortada.
Tahsin Ertuğruloğlu: Yıllar önce Başkanlık sistemini savunup dile getirdiğim zaman kayda almayanlar şimdilerde Başkanlık sistemini tartışır hatta savunur noktaya geldi bu tabi ki beni mutlu etti. Çünkü doğru olan budur. Vekiller aday oluyor ama şu andaki sistemde Bakan olmak için aday oluyor oysa vekillerin görevi yasamadır Bakanlar profesyonel olacağı teknokrat bir sistem olmalı. Vekiller aday oldukları zaman Bakan olmamalıdır çünkü halk onları yasama görevini yerine getirmek için seçer.
Ahmet Kaşif: Tabi ki bir Başkanlık Sistemi düşünülebilir. Ama buna geçmeden önce acil olan sıkıntımızı çözmeliyiz. Muhalefetin de iktidarın da bir bütün olarak ülkede yaşanan ekonomik açmazı aşabilmek için çalışması gerekiyor. Türkiye ile ivedi olarak ekonomik protokolün imzalanması ve kredi almamız gerekmektedir. Daha sonra Başkanlık Sistemi tartışmaları veya sistem tartışmaları yapabiliriz.
Mehmet Çağlar: Ülkenin yönetme sorununun parlamenter sistemden kaynaklandığını değil de erkin tamamen kimin elinde olduğunun belirsizliğinden ve bağımsız bir ülke olunamamasından kaynaklandığını düşünüyorum.
Soru: Siyasette seviye, genel kültür ve beceri eksikliği olduğu iddialarına katılır mısınız?
Kadri Fellahoğlu: Maalesef siyasette seviye düştü.
Kutlar Erk: Siyasette genel seviye ve entelektüel birikimi kullanma düzeyi çok düşüktür. Halk dalkavukluğunun (popülizm) yaygın olduğu bir sistemde zaten profesör olsanız kaç yazar. Bu sistemde 10 çoban, 9 profesörden iyidir. Eğitim seviyesi yüksek siyasetçiler var ama pratiğe geldiğinde halk dalkavukluğunun eğitime ihtiyacı ortadan kaldırdığı görülüyor.
Tahsin Ertuğruloğlu: Küçük bir ülkede yaşıyoruz herkes birbirini tanıyor ve makama oturan kişiler isteseler de istemeseler de bu ailevi veya yakın ilişkiler nedeniyle popülizme yönelmektedir. Bugün en çok şikâyet ettiğimiz şey yasalara uyulmaması olmuştur devleti korumaya yönelik yasalar mevcut değil, demokrasi diye diye yasa tanımaz hale geldik demokrasi bu demek değil, demokrasi sorumluluktur anarşi değildir. Bütün bunlar parlamenter sistemi doğru şekilde kullanmamaktadır.
Ahmet Kaşif: Yeni siyasetçilere tavsiyem de ekonomik sıkıntıları aşmak için birlikte hareket etmeleridir.
Mehmet Çağlar: Bu toplumsal bir sorunumuz haline geldi diye düşünmekteyim. Sorun sadece siyasetteki genel kültür ve beceri eksikliği değil, yaşamın her alanında insan yetiştirme sisteminin yarattığı büyük bir sorunla karşı karşıyayız.
Soru: Bundan sonrası için ne düşünüyorsunuz?
Kadri Fellahoğlu: Ben KKTC’yi seviyorum başka da ülkem yoktur burada yaşayacağım tabi ki. Eğer gün olur Kıbrıs sorunu da siyasi eşitliğe dayalı iki kurucu devlet şeklinde kalıcı bir çözüme kavuşursa ne mutlu bize fakat olmazsa da KKTC bir şekilde şu veya bu şekilde yaşayacaktır o nedenle çözüm olur veya olmaz KKTC’de yaşamaya ve bu ülke için çalışmaya devam etmeliyiz.
Kutlay Erk: Bundan sonrası için kaçacak başka Kıbrıs yok; bundan önce de yoktu, hiç olmayacak da... Kıbrıs sorunu çözülürse iyi günlere gidiş ivmemiz olacak.
Tahsin Ertuğruloğlu: Çözüm denildiğinde bu sözcüğün ne anlama gittiğini yorumlamam gerek. Çözüm, Kıbrıs Türküne göre başka bir konudur Kıbrıs Rum’una göre başka bir konudur. Kolaycılığa gelmeyelim onlar başka biz başka bir sorunu çözmeye çalıştık. Biz hiçbir zaman Kıbrıs sorununu bir işgal sorunudur diye tarif etmeyeceğiz, Rumlar da hiçbir zaman ortaklık temelinde düşünmeyecek. Bizim ülkemiz KKTC’dir atalarımız, geçmişimiz, anavatanımız bu topraklarda başka bir ülkemiz yoktur burayı isteseler de istemeseler daha güzel bir ülke yapacağız.
Ahmet Kaşif: Başka bir ülkemiz yoktur KKTC için çalışmalı ve yüceltmeliyiz. Ben ülkemiz seviyorum bu ülkeyi daha refah daha yaşanabilir düzeye çekmek zorundayız.
Mehmet Çağlar: Yönetimlerin daha cesaretli olmaları gerekiyor, daha plan ve programlı, çevreyi korumaya daha duyarlı, eğitim sisteminin kökten değiştirileceği, sanata ce estetiğe daha fazla yatırım yapılacağı, üretimin destekleneceği, girişimci gençlere sahip çıkılacağı bir anlayışın değer kazanacağı adımlar atması gerekiyor.