‘İşkence gördük’

Mert ÖZDEŞ

Yahudi takvimine göre yılbaşı olan Roş Aşana’yı ülkemizde geçirmek üzere, geçtiğimiz Pazartesi günü Güney Kıbrıs’taki Larnaka Havalimanı’na inen ve Rum polisince girişlerine izin verilmeyen İsrailli turistlere esir muamelesi yapıldığı öğrenildi.

İsrail makamlarının müdahalesi sonrasında serbest bırakılan ve kuzeye geçen İsrailli turistler, “5 saat süreyle sorgulandık, hırpalandık. Tuvalete gitmemize dahi izin vermediler” diyerek, yaşananları Diyalog’a anlattı.

Bob Seimon: Şimdi rahatız

“Larnaka’ya indiğimizde nereye gidileceğimiz soruldu. Kuzey Kıbrıs’ta bir otel rezervasyonumuz olduğunu söyledik. Bizi bir başka yere götürüp beklemeye aldılar. Bizi iki taraf arasında siyasi sorunlar olduğu söylendi. Kuzey’e geçişlere kısıtlama getirdiklerini öğrendik. Sonra ben ailemi serbest bıraktılar. Ancak bu sorun bizlere yansıtılmamalıydı. İlk kez geliyorum ama şimdi burada olmaktan mutluyum.”

Hedva Goldhamer: Kendimizi Auschwitz Kampında hissettik

“Ailemle birlikte Larnaka’ya indik. Pasaport kontrolünde otel fişini sordular. Gösterdik. Başka bir noktada beklememizi istediler. Ne olduğunu anlamadık. Tekerlekli sandalyeli 90 yaşındaki anneannem ve 4 yaşındaki epilepsi hastası yeğenim ile çok zor anlar geçirdik. Çoluk çocuk küçücük bir odada 5 saat bekletildik. Kliması bile yoktu. Tuvalet izni bile vermediler. Hastalarımız rahatsızlandı. Valizlerimizi didik didik arayacaklarını söylediler. Büyük bir panik yaşadık. Sonra bize ‘yarın sabaha kadar buradasınız, ilk uçakla ülkenize geri gönderileceksiniz’ dediler. Kendimizi hapiste hissettik. Kıbrıslı Türklerin ne yaşadığını anladık. Benim eşimin ailesi Auschwitz Kampı’ndan kurtulmuş bir ailedir. Ne yaşadıklarını çok iyi biliyorum. Bu yaşadıklarımızdan sonra da kendimizi Auschwitz Toplama Kampında hissettik.

Elimi vicdanıma koyarak konuşuyorum. Kıbrıs Türk tarafında çok mutluyuz. Rumlar ne yaparsa yapsın Kuzey Kıbrıs’a mutlaka yine geleceğiz.”

Sheli Gabay: Bizi cezalandırdılar

“Ağlayan, panikleyen çok kişi gördüm. Küçücük bir odada hapis edildik. Yaşlılar, çocuklar, hasta bir bebek… Yatmalarına izin vermediler. Su bile vermediler. Ne olduğunu anlatmadılar. Pasaportlarımızı gasp ettiler. Sabah 7’de ülkenize geri döneceksiniz dediler. KKTC’ye gideceğimiz için bizi cezalandırdılar. Sadece Kıbrıslı Türklere değil demek ki herkese karşı böyle davranıyorlar. Yalnızca İsraillilere değil Rusları, Ukraynalıları, Lübnanlıları ve Ürdünlülere de barbarca davrandılar. Söz veriyorum Kıbrıs’a bir daha geldiğimde asla o tarafa ayak basmayacağım. Yine Türk kesimine geleceğim. Herkes böyle düşünüyor. Kendilerini bize düşman ettirdiler...”