Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Başkanı Yılmaz Bora, “kalıcı ve yaşayabilir çözüme ancak iki ayrı halktan meydana gelen iki ayrı bölge ve iki ayrı egemen idarenin varlığı esas alınarak ulaşılabileceğini, bunun dışında başka bir çözümün olası olmadığını” kaydetti.
Bora yazılı bir açıklama yaparak, “Basında çıkan haberlerde Müzakereci Özdil Nami, Cenevre’de Al/ Ver’e geçileceğini belirtti. Kıbrıs Türk halkının 1955’de EOKA’nın açık silahlı eylemlere başladığı tarihten 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatına kadar, Rum saldırılarının sebep olduğu her türlü maddi ve manevi kayıpları bu sözü edilen Al/Ver’de masaya konacak mı? Kıbrıs Cumhuriyeti’ni silah zoru ve terörle gasp edip cumhuriyetin eşit ortağı Kıbrıs Türk halkını dışlaması sonucu Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki hakları masaya konacak mı?” ifadeleri kullanıldı.
Bora, son günlerde Rumların Türk askerinin adadan gitmesini dillendirmesinin, basında İngiltere ile Yunanistan’ın garantilerde ısrarlı olmadıklarını ve dolayısı ile Türkiye’nin de vazgeçmesi gerektiği görüşüne yer verilmesinin, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin Cenevre’deki gündemin güvenlik ve garantiler olacağını açıklamasının “son derece kaygı verici” olduğunu kaydetti. Bora açıklamasında şu soruları yöneltti:
“Koloni Dönemi’nde türlü oyun ve sahteliklerle gaspedilen Vakıf malları geri talep edilecek mi?
15 Temmuz 1974 Rum ile Yunan’ın ortak ENOSİS darbeleri ve bunun bir sonucu olarak 20 Temmuz 1974’de gerçekleştirilen Mutlu Barış Harekatı ve akabinde ilgili taraflar arasında gerçekleştirilen anlaşmalarda kabul edilen ilke ve prensiplere bağlı kalınacak mı?
Kıbrıs’ta çıkan savaşta suçlu tarafın onların olduğuna dair Atina Temyiz Mahkemesi’nin 1979 yılında aldığı karar dikkate alınarak onlardan savaş tazminatı talep edilecek mi? Cenevre’ye giderken Kıbrıs Türk halkının mücadelesini tüm yönleri ile yaşayarak öğrenmiş olan çok değerli ve deneyim sahibi kişilerden yararlanılacak mı?”